Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından hazırlanan ’Pamukbank’ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na Devir Nedenleri’ ile ilgili rapor, Çukuruova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet’in kendi bankasını hortumlayarak, batışına neden olduğunu gözler önüne seriyor.
PAMUKBANK’a el konulmasının gerekçelerinin yer aldığı raporda, bankanın toplam kredilerinin yüzde 69’unun Çukurova Grubu şirketleri tarafından kullanıldığına dikkkat çekiliyor. Bankanın grup şirketlerine verdiği kredilerin geri dönüşünün olmadığına dikkat çekilen raporda, bankanın en önemli sorununun da bu olduğu vurgulanıyor. Bunun da bankanın mali bünyesini olumsuz etkilediği, gelir-gider dengesinin bozulduğu rakamlarla anlatılan raporda, "Grup banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde kendi lehine kullanmıştır" deniliyor.
Her 100 liranın 69’unu cebine attı
GERÇEK 1
Bankayı patronu kuruttu
Pamukbank’ı o tarihteki sahibi Mehmet Emin Karamehmet batırdı. Çünkü;
Daha 1989’da zora düşerek Hazine yakın izlemesine geçen bankadan kendi şirketlerine kredi kullandırmaya devam etti, ta ki banka kaynakları kuruyana kadar.
GERÇEK 2
Hayali kredi işlemleri yapıldı
Bankaya el konulduğu tarihte Karamehmet şirketlerine verilen batık kredilerin toplama oranı yüzde 69 düzeyindeydi. Yani banka her 100 liranın 69’unu patronuna borç vermiş ve geri alamamış durumdaydı.
Banka’nın battığı belli olmasın diye grup şirketlerine açılan kredilerin faiz oranlarında sahte indirimler yapılıyor, kambiyo zararı gizlenmek için için fiktif (hayali) işlemlere başvuruluyordu. Yani Pamukbank’ın bilançosu yalandan ibaretti.
GERÇEK 3
Zararı halka ödetecekti
2001 krizi çoğu bankayı silip süpürdü. Kalan bankalar da batmasın diye devlet sahiplerine bir imkan tanıdı. Patronlar yatlarını, katlarını satıp bankalarına para yatırmaya davet edildi.
Üstelik devlet banka sahiplerinin yükünün yarısını karşılayacaktı. Diyelim ki 100 liralık yeni ve ek sermaye ihtiyacı var... Banka sahibi 50 lirasını, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu diğer 50 lirasını yatıracaktı.
Ama Pamukbank’ın patronu, aslında yarı maliyeti vatandaşın cebinden çıkacak bu operasyona bile yanaşmadı. Bunun yerine Pamukbank’ı diğer bankası Yapı Kredi ile birleştirmeye kalktı, BDDK’dan izin istedi.
Eğer batık Pamukbank’ın Yapı Kredi ile birleşmesine izin verilseydi... Türkiye’nin en büyük bankalarından birisinin bilançosuna o tarihte bile çok büyük bir rakam olan 4 katrilyon TL tutarında zarar yazılacaktı.
Yapı Kredi’nin küçük, büyük çok sayıda yerli ve yabancı ortağı vardı. Karamehmet üzerine düşeni ödemiyor diye Pamukbank’ın devasa zararına ortak edilmeleri girişimi hepsini tedirgin etti, BDDK’ya itiraz yağdı.
Hatta yabancı ekonomi çevrelerinin saygın gazetesi Wall Street Journal bir haberinde, "Yapı Kredi’nin Pamukbank’ı devralacağı haberi yatırımcıları temkinli bekleyişe soktu" ifadesini kullanarak dış dünyanın korkusunu yansıttı.
Bütün gerçekler devlet belgelerinde görülüyor
Pamukbank’ın neden battığı konusunda ne hayali telefon konuşmalarına, ne de komplo teorilerine gerek vardır.
Gerçek tüm çıplaklığıyla devletin belgelerinde, rakamlarında yatıyor. Hortumcu patron ve medyadaki yandaşları suçlu arıyorsa tamamı halkın cebinden ödenen bu faturaya baksınlar, yetmezse ve utanmazlarsa aynaya baksınlar.
Akçakoca: ’Menfaati bozuldu sahte belge hazırlattı’
PAMUKBANK’a el konulduğu dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Başkanlığı’nı yapan Engin Akçakoca, iki gündür yapılan haberler üzerine bir açıklama yaparak, "BDDK tamamen yasal hükümlere uygun olarak ve yasanın kendisine verdiği görev ve yetkilerin gereği" Pamukbank’ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devrine karar verdigini vurguladı. Akçakoca, Pamukbank’a el konulmasının Ergenekon Davası ile bağlantı kuracak şekilde haberler yapıldığına dikkat çekerek, işin aslını şöyle aktardı:
Haberler gerçek dışı
Söz konusu haberler gerçek dışı. Bankalar Kanunu’na, 30 Ocak 2002 tarihli 4743 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. maddeye istinaden Pamukbank da dahil olmak üzere tüm bankalarda özel denetim çalışmaları yaptırıldı. Bu çalışmaları da Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda oluşturulan bir komisyon denetlendi.
Ortaklar bitirdi
Banka hakim ortaklarının banka kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek bir biçimde lehlerine kullandığı, bankanın yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aştığı, bankanın faaliyetine devamının mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arzettiği tespit edildi.
Öyle biri yok
Akçakoca, hayali telefon konuşmalarında ’BDDK Başkan Yardımcısı’ olarak adı geçen Ali Vural konusuna da açıklık getirerek, şunları ifade etti: "BDDK’nın aldığı karardan gayrimeşru menfaatleri zarar gören bir kısım çevrelerin gerçek dışı olarak hazırlayıp, o tarihlerde kullandıkları materyali şimdi yeniden kullandıkları görülmekte. Görev yaptığım ve söz konusu operasyonun yapıldığı dönemde BDDK VE TMSF’de Ali Vural adlı bir şahıs bulunmamakta."
Belgede uyduruk çıkan ismi Akşam Gazetesi rumuz yaptı.
Sahte belgeye ’rumuz’ ayarı
İNTERNETTE yıllardır ’ciddiye alınmayan bir döküman’ olarak dolaşan hayali telefon konuşmalarını haber yapan iki gazete, bir habercilik skandalına daha imza attı. Hayali telefon konuşmasında adı geçen Ali Vural ve Veli Dural adlı kişilerin sahte olduğunun ortaya çıkması üzerine, bu iki gazete bu isimlerin ’kod adı’ olduğunu iddia ettiler. Bu iddialarını ispatlamak için de, savcının Ergenekon dosyasına koyduğu belgede tahrifat yaptılar. Ankara Adli Bilişim İnceleme Bölge Merkezi İnceleme Raporu olarak bu gazetelerde yer alan belgede, Ali Vural ve Veli Dural isimlerinin yanına bunların ’rumuz’ olduğu ifadesi eklendi. Oysa savcılığın ekli belgesinde, böyle bir ibare yer almıyor.
Savcının belgesinde rumuz yok.