Danıştay 10. dairesi, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmeyi durdurulması talebini reddetti.
Gerekçeli kararda, Cumhurbaşkanı'nın sözleşmeyi onaylayıp ve vazgeçebileceğine yönelik yetkisiyle ilgili şu ifadelere yer verdi:
Anayasa'nın 104. maddesine göre uluslararası andlaşmaları onaylama yetkisi açıkça Cumhurbaşkanına verildiğinden, Cumhurbaşkanı gerek zamanlama açısından gerekse uluslararası alanda değişen ya da gelişen yeni koşullar itibarıyla andlaşmanın onaylanmasını erteleyebileceği gibi, onaylamaktan tamamen de vazgeçebilecektir.
Sözleşmeden çekilme kararının Cumhurbaşkanın yetkisinde olduğu şu gerekçeyle açıklandı:
Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile ülkemiz bakımından feshedilmesi öngörülen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunmasına dair 24/11/2011 tarihli ve 6251 sayılı Kanunda herhangi bir çekince ve beyan bulunmamaktadır. Anılan Sözleşmenin 80. maddesinde "Her taraf istediği zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne yapacağı bir bildirimle bu Sözleşme'yi feshedebilir" hükmü yer almakta olup TBMM söz konusu Sözleşmenin onaylanmasını uygun bulurken, anılan Sözleşmenin feshedilebilmesi hususunda "Taraflara" - bu arada yürütme organına/Cumhurbaşkanına- sözleşmeyi feshetme yetkisini de verdiğinde tereddüt bulunmamaktadır.
Sözleşmeyle ilgili Danıştay 10. Dairesi’nde aralarında CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından 220 dolayında dava açıldı. Dava dilekçelerinde, 'kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması' talep edildi.
Cumhurbaşkanlığı'nın dün Danıştay'a gönderdiği 7 sayfalık savunmada, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaların 'haksız ve hukuki dayanaktan yoksun' olduğu gerekçesiyle reddi istendi.
Sözleşmeden çekilme kararının münhasıran Cumhurbaşkanı'nın yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğu belirtildi.
Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasa aykırılık bulunmadığı vurgulandı. Yine sözleşmeden çekilme kararının, 'kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususunda hukuki olarak veya uygulama bakımından bir eksikliğe yol açmayacağı'na dikkat çekildi.