İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. Dervişoğlu, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının tepki gösterdi. Dervişoğlu,"Anayasayı tanımazlık devam ederse ve adaylığın yolu açılır muhtemel rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar sürerse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir" dedi.
Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirerek, "19 Mart 2025 tarihi, 150 yıllık demokrasi tarihimizin kara bir gününe dönüşmüştür. Bu karar akılla, hukukla ve vicdanla açıklanamaz" dedi.
Dervişoğlu, iktidarın hukuku hiçe sayarak hareket ettiğini vurgulayarak, "Aslında Türkiye'nin huzuru hedef alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum, milletimize bu kötülüğü yapmayın, ülkemizi kaosa sürükleyecek adımlardan uzak durun diyorum" ifadelerini kullandı.
"HUKUK ASKIDA"
Üstüste yaşanan hukuk ihlallerine dikkat çeken Dervişoğlu, "102 yıllık Cumhuriyet tarihimizde ancak darbe dönemlerinde görülebilecek bir tablo ile karşı karşıyayız. Biz konuşan Türkiye dedikçe, iktidar muhaliflerini susturmaya çalışıyor. Artık demokrasinin ve hukukun askıya alındığı açıktır" dedi.
"ERDOĞAN DARBE YAPIYOR SAVCILARI GÖREVE DAVET EDİYORUM"
Hukukun hiçe sayıldığını savunan Dervişoğlu, "Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı şey anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Bu bir sivil darbedir ve anayasal bir suçtur. Cumhuriyetin şerefli savcılarını göreve davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU ALMALIDIR"
Muhalefetin sürekli engellenmeye çalıştığını belirten Dervişoğlu, "Muhalefet sadece açıklama yapmak yerine, meclis çoğunluğunu elde etmek için harekete geçmelidir. Bu iktidarın kanun yapma yetkisi elinden alınmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan, demokrasiyi bir vasıta olarak gördüğünü yıllar önce söylemişti ve şimdi de bu sözünü hayata geçiriyor" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu şöyle konuştu:
Türkiye'nin şafak vakti yaşadığı yeni bir rezalet 19 Mart 2025 tarihini 150 yılı aşan demokrasi tarihimizin kara bir gününe çevirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması akılla, hukukla, vicdanla açıklanabilecek bir iş değildir.
Aslında Türkiye'nin huzuru hedef alınmaktadır. Türk milletinin iradesi ayaklar altına alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum. Milletimize, ülkemize bu kötülüğü yapmayın diyorum. Ülkemizi kaosa sürükleyecek adımları atmaktan uzak durun diyorum.
Ancak görünen o ki iktidarın gözünü maalesef hırs bürümüş. Hiçbir demokratik ülkede yaşanmayacak, hiçbir demokrasinin kaldıramayacağı ne varsa hemen hepsini Recep Tayyip Erdoğan iktidarı ülkemize yaşatıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir.
"HUKUK ASKIYA ALINMIŞTIR"
Egemenlik de kayıtsız şartsız milletindir. 102 yıllık Cumhuriyet tarihimizde benzeri ancak darbe günlerinde yaşanmış gelişmelere tanıklık ediyoruz. Biz konuşan Türkiye dedikçe iktidar ağzını açan herkesi gözaltına alıyor, tutukluyor, demir parmaklıkların ardına gönderiyor. Artık anlaşılıyor ki konuşulacak çok fazla şey kalmamıştır. Türkiye'de demokrasi ve hukuk askıya alınmış, seçim ve siyaset yapılamaz hale gelmiştir. Siyasi rakiplerin tasfiyesi için her türlü güç kullanımı meşrulaştırılmıştır.
Büyük Türk Milleti, aylardır devam eden ve bugün şafak vakti artık tahammül sınırlarını aşan zorbalığın hedefi aslında senin şaşmaz iradendir.
"TARİH DARBECİLERİ NASIL YAZDIYSA BUGÜN BU İŞİ İMZA ATANLARI DA..."
Dün ve kararın asıl sahibi aziz milletimiz iken onun seçtiği insanlara reva görülen bu hukuksuzluk, bu zulüm artık tarihimizin en kara lekelerinden biridir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine rakip olma iddiasını ortaya koyan bir siyasetçiye zincirleme davalar açmak, diplomasını iptal etmek ve sabahın ilk ışıklarıyla evine polis gönderip gözaltına almak zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir saçmalıktır. Türkiye'de bugün itibariyle seçme ve seçilme hakkı, hürriyet, demokrasi, hukuk ve anayasal haklar askıya alınmıştır. Tarih aynılarını yapan darbecileri nasıl yazdıysa bugün bu işe imza atanları da o şekilde yazacaktır.
"ERDOĞAN'IN YAPTIĞI ANAYASAL DÜZENİ ORTADAN KALDIRMA TEŞEBBÜSÜDÜR"
Şu bilinmelidir ki, gözü dönmüş bu iktidarın ve makam hırsına yenilmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın İstiklal Marşı "Korkma!" diye başlayan bir milleti susturmaya asla ve kata gücü yetmeyecektir. Ve herkes emin olmalıdır ki Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. İktidar sahipleri medeni dünyanın bir parçası olan cennet vatanımızı bir cehenneme çevirmeye tevessül ediyor olabilirler. Ancak Türk Milleti buna izin ve yol vermeyecektir.