|
Ulusal Uzmanlar Grubu, Ecevit'in Oran'daki kütüphane evinde bir araya geldi. Toplantıya, grubun üyesi olan KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da katıldı. Ecevit, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, son günlerde özellikle AB ve Kıbrıs konularında yaşanan gelişmeleri değerlendirmek için bir araya geldiklerini söyledi. Ecevit, Ek Protokol’ün TBMM’de onaylanmaması için milletvekillerine gönderilmesine karar verilen mektubu okuması için sözü Ulusal Uzmanlar Grubu üyesi Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı'ya verdi.
Müzakerelerle birlikte önemli bir eşiğin aşıldığının ifade edildiği mektupta, ancak ülkenin temel çıkarları açısından kaygı verici hususlarla karşı karşıya bulunduğuna işaret edildi. Ecevit imzası ile milletvekillerine gönderilecek olan mektupta, özetle şu görüşlere yer verildi:
''Bu protokol, 1973 Ankara Anlaşması ve ekleri ile oluşturulan hak ve yükümlülük düzenini 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adı altında hareket eden Kıbrıs Rum Yönetimi'ne de genişletmektedir.
Bu protokolle; hükümetimizin eklediği Rum Yönetimi’ni tanımama deklarasyonumuza rağmen, protokolün kapsamına giren hak ve yükümlülükler açısından Türkiye ile 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olarak hareket eden Rum yönetimi arasında hukuksal bağlar doğmuş olacaktır.
Protokolün onaylanması durumunda Ankara Anlaşması çerçevesinde AB ile Türkiye arasında ahdi hak ve yükümlülükler açısından, Türkiye Cumhuriyeti'nin muhatabı Kıbrıs Rum Yönetimi olacaktır.
Bu, KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkileri belirleyen zemini ortadan kaldıracak ve KKTC'nin tasfiyesini hızlandıracaktır.
Protokolün onayı, Kıbrıs Rum Kesimi'ni, çözüm arama ihtiyacından uzaklaştıracak ve çözümü AB mevzuatı içinde bulmaya teşvik edecektir.
Ulusal Uzmanlar Grubu; Yüce Meclisimizin değerli üyelerinden, Kıbrıs sorunu âdil ve kalıcı bir çözüme bağlanana kadar, tam üye olabileceğimiz dahi kuşkulu olan AB'ye karşı böyle yaşamsal bir ödün verilmesi sonucunu doğuracak Ek Protokol’ün onaylanmasına karşı çıkmanızı istemektedir.''
RAUF DENKTAŞ'IN KONUŞMASI
KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da mektubun okunmasının ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB kapısını aralamasının herkesi sevindirdiğini belirterek, fakat bedelinin ne olacağının da bilinmesi gerektiğini söyledi.
Bedelinin ne olacağının belirli belgelerde kayda geçirildiğini vurgulayan Denktaş, ancak Türk Ulusu'nun bundan haberdar olmadığını ifade etti.
Halkın, protokolün ne olduğunu bilmediğini, milletvekillerinin bir bölümünün bile belgeyi henüz görmediğini kaydeden Denktaş, ''Millet hangi şartlarda AB'ye alınacağını bilmemektedir. Bu büyük bir eksikliktir'' dedi.
''Belgelere bakıldığında, kimsenin Türkiye'ye tam üyelik vadedildiğini söyleyemeyeceğini'' belirten Rauf Denktaş, belgelerde ''dolaşım hakkından, patrikhaneye özerklik verilmesine kadar pek çok konunun yer aldığını'' anlattı.
Denktaş, şüphesiz ki bu ve benzeri konular karşısında Türk Hükümeti’nin taviz vermeyeceğini dile getirdiğini söyledi. Kıbrıs'ın, Türkiye'nin uğrunda şehitler verdiği kutsal ve millî bir mesele olduğuna işaret eden Denktaş, şöyle konuştu:
''Kıbrıs, 70 bin şehidin topraklarımızda yattığı bir meseledir. Hamasi nutuklar vermiyorum. Ama millî heyecanla doluyuz, millî hüzünle de doluyuz. Türk Hükümeti, şunu söylemektedir: (Hiçbir zaman Rum idaresini tanımayacağız, ta ki anlaşma olsun Kıbrıs'ta.) Ama anlaşma olabilmesi için Rum'a birileri, 'Sen bütün Kıbrıs'ın hükümeti değilsin' demelidir.
Şimdi bunu söyleyemezler; çünkü Türkiye'nin kabul ettiği çerçeve belgede ve diğer belgelerde Rumlar’ın adı geçmektedir ve limanların açılması istenmektedir. Türk Hükümeti limanlarını açmayacağını söylemektedir, ta ki ambargo kalksın...
Çerçeve anlaşması ve diğer belgeler üzerinde AB ısrar ederse bir kopma noktasına gelinecektir. Kopma noktasına ödün vererek gidileceğine, Türk Hükümeti başlangıçta, Ek Protokol’ün kabul edilemeyeceğini, Meclis'in bunu kabul etmeyeceğini duyurmak suretiyle Rumlar’ı pazarlığa, AB'yi, KKTC'nin varolduğunu görmeye davet etmiş olur. Türkiye, AB'ye adım atmıştır; memnunuz, ama vereceği ödünler konusunda büyük endişemiz vardır. Bir milletin kabul etmeyeceği şartları kimse baskıyla empoze edemez.''
''AB'nin Türkiye'den istediklerini nasıl uyumlaştırılacağı konularının halkın bilmesi gerektiğini'' ifade eden Denktaş, şunları ekledi:
''Her hükümet siyasî açıdan kabul edemeyeceği bir noktaya geldiğinde direnir, diretir. Ama direnebilmesi için halkın bilinçli olması, neler istendiğini bilmesi lâzım. Böyle her şey 'Oldu bitti maşallah' diyerek halkın bilgisizliğinden istifade edilmemesi lâzım
|
|
|
|
|
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
|
Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|