AHMET KIVANÇ /RADİKAL
ANKARA - Sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişikliklerle yeni nesil açısından hem emekli olmak, hem de emekli aylığı ile geçinebilmek zorlaşacak. Buna karşılık sağlık açısından ikametgâhı Türkiye'de olan herkes, sosyal güvenlik şemsiyesi altına girecek.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda dört hafta süren görüşmelerin ardından dün kabul edildi.
Anayasa Mahkemesinin bazı maddelerini iptal etmesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 1 Ocak 2007 olan yürürlük tarihi 1 Ekim 2008 tarihine uzadı. Yasa tasarısının ilk görüşmelerinde 1 Haziran 2008 olarak belirlenen yürürlük tarihinin ötelenmesinde teknik altyapı ve ikincil mevzuat düzenlemeleri için süreye gerek duyulması etkili oldu. 13'ü geçici olmak üzere toplam 122 maddeden oluşan kanun daha yürürlüğe girmeden, 100 dolayında maddesinde değişiklik yapıldı. Temel bazı parametreler de dahil olmak üzere, kanunun önemli hükümleri değişikliğe uğradı.
Sosyal güvenlik sisteminde işçi, memur, esnaf arasındaki ayrımı ortadan kaldırarak norm ve standart birliğini sağlamak üzere yola çıkılmasına karşın, Anayasa Mahkemesi'nin 5510 sayılı Kanun'un memurlarla ilgili bölümlerini tümüyle iptal etmesi nedeniyle kanunda yapılan değişikliklerle kamuda çalışanlar açısından ikili bir sistem ortaya çıktı. Yasa yürürlüğe girmeden bir gün önce işe başlayan memurlar ile yasa yürürlüğe girdiği gün işe başlayacak memurlar arasında emeklilik sistemi açısından çok farklı düzenlemeler söz konusu olacak.
Temel parametreler değişti
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası yasada yapılan önemli değişiklikler arasında, emekli aylığı bağlama oranı ve güncelleme katsayısındaki değişiklik de yer alıyor. Bu iki değişiklik, 5510 sayılı kanunun emekli aylıklarını azaltan hükümlerini daha da ağırlaştırdı. Bu kanun 25 yıl fiilen çalışan işçi ve esnaf statüsündeki tüm çalışanlar için emekli aylığı bağlama oranını yüzde 65'ten yüzde 54,5'e çekerken, yeni yasada bu oran yüzde 50'ye indirildi.
Emekli aylığı hesabında kullanılan geçmiş dönem kazançlarının güncellenmesi konusunda da 5510 sayılı kanundan daha düşük emekli aylığı sonucunu doğuracak düzenlemeye gidildi. Yeni sistemde çalışılan süreler açısından geçmiş dönem kazançlarının güncellenmesinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki (GSYH), yani refahtaki artışın sadece yüzde 30'u dikkate alınacak. Eski sistemde milli gelirdeki artışın tamamı güncelleme katsayısında dikkate alınıyordu. Bu arada emekli olmak için gerekli prim gün ödeme sayısı işçiler için 7 bin 200'e çıkartılırken, emeklilik yaşı kadın ve erkekte kademeli olarak artırılarak 58-60'tan 65'e yükseltildi.
Sağlık şemsiyesi büyüyecek
Emeklilik koşulları ve emekli aylığı eski sisteme göre oldukça zorlaştırılırken, yeni sistemde sağlık açısından sosyal güvenlik şemsiyesi büyüyecek. Sosyal güvenlik şemsiyesinde şubat ayı verilerine göre toplam 57.7 milyon kişi bulunuyor. Yeşil kartlı 9.3 milyon kişiyle birlikte toplam sosyal güvenlik şemsiyesi 67 milyona ulaşıyor. Ancak bu sayının bir bölümü mükerrer olduğu için sağlıkta gerçek sosyal güvenlik şemsiyesinin daha az bir nüfusu kapsadığı bildiriliyor. Yeni sistemde ise ikametgâh adresi Türkiye olan herkes Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile sağlık hizmeti alabilecek.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, sağlıkta şu anda gelirlerin 12.2 milyar YTL, giderlerin ise 23.1 milyar YTL olduğunu, GSS'ye geçildiğinde 18 milyar YTL'lik gelire karşılık, harcamaların 31.3 milyar YTL'ye ulaşacağını söyledi.
İşsizlik Fonu'na vergi muafiyeti
Yasanın dünkü görüşmelerinde, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verilen ve muhalefetin oylarıyla kabul edilen önergeyle, İşsizlik Sigortası Fonu'nun nemalarından stopaj kesintisi yapılmasına son verildi. Bu düzenlemeyle yıllık 300 milyon YTL dolayında vergi kaybı olacağı belirtildi.
81 bin kişiye af çıktı
Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan hak etmedikleri halde 65 yaş aylığı ile özürlü aylığı aldığı tespit edilen ve hacizle karşı karşıya olan 81 bin kişiye af getiren düzenleme de iktidar ve muhalefetin oylarıyla kabul edildi. Bu düzenleme dolayısıyla yaklaşık 81 bin kişi, hak etmedikleri halde aldıkları 77 milyon 388 bin YTL'yi SGK'ya ödemekten kurtuldular.
'Çeyiz yardımına' DİSK'li kadın sendikacıdan farklı bakış
DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Genel Sekreter Yardımcısı Perihan Sarı, eşi öldükten sonra yeniden evlenen dul eşlerin çeyiz yardımının kaldırılması konusundaki tartışmaları eleştirdi.
Sosyal güvenlik yasa tasarısıyla ilgili olarak Emek Platformu ile hükümet arasında yapılan görüşmelere katılan tek kadın sendikacı olan Perihan Sarı, tartışmaları "sevimsiz bir polemik" olarak niteleyerek, 70 milyonu ilgilendiren sosyal güvenlik değişikliklerinin bu tartışmalara indirgenmesini doğru bulmadığını söyledi. Perihan Sarı bu konuda özetle şöyle konuştu:
"Öncelikle çeyiz yardımı sadece dul kadına değil, ölen eşinden dolayı aylık almakta olan erkeklere de veriliyor. Kız çocuklarının çeyiz yardımı 24 aydan 12 aya inince, bu yardımdan en fazla yararlanan kesimi oluşturan kız çocuklarının hakkını korumak için 'dul eş'in çıkartılıp, kız çocuklarının yardımının 24 aya çıkartılmasında uzlaştık. Kaldı ki, eşi ölen kişinin tüm ev eşyaları zaten var. Evlenirken yeni eşya almaya ihtiyacı olan dul eş değil, kız çocuğudur.
'Aile yardımı şart'
Yasaya daha önce konulmuş olan hüküm, dul kadınların yalnız yaşamak yerine evlenmeye özendirilmesi düşüncesiyle getirilmiş. Güncelliğini, çağdaşlığını yitirmiş bir düzenleme. Kadınları ancak evlilik kurumunun koruyacağına dair yanlış bir yargıya dayanır. Oysa kadını koruyacak asıl düzenleme kadını bir birey olarak gören, kadını eşinden ya da babasından bağımsız bir sosyal güvenlik hakkı temelinde değerlendiren yaklaşımdır.
Bu anlamda, kadını korumak için getirilecek asıl düzenleme aile yardımı sigortası olacaktır. Bu, kadınları tek başına yaşama konusunda da güçlendirecek bir çözümdür."