Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün bir TV kanalında yaptığı ‘İşçi-memur ayrımı kalksın, herkes çalışan olsun’ teklifi, işçi ve memur sendikalarında tedirginliğe yol açtı. Memurlar iş güvencesinin ortadan kalkacağı endişesiyle öneriye karşılar.
Daha önce de benzer bir konuyu gündeme getiren Erdoğan bu kez açık teklif yaparak, “Ana muhalefet Partisi, ’Memura niye grev hakkı vermiyorsun?’ diyor. Grev hakkı mesele değil ki. Sen bu konuda kararlıysan, ben sana yeni bir teklif getiriyorum, gelin işçi ve memur ayrımını ortadan kaldıralım, bunları birleştirelim, grev hakkını da lokavt hakkını da verelim. Hodri meydan” diye konuşmuştu.
Başbakan’ın söz konusu teklifi işçi ve memur sendikalarında farklı tepkilere neden olurken, memur sendikaları bu teklife daha temkinli yaklaştı. Vatan gazetesi sendika liderlerinin konuyla ilgili görüşlerini aldı. Memurlar 'iş güvencesi olmazsa olmaz' diyor..
MEMUR-SEN Başkanı Ahmet Gündoğdu
‘Demokrasi için siyaset yasağı kaldırılmalı’
Mevcut durum ne?
Mevcut yasalara göre, memur statüsündeki çalışanların işten atılmalarının önünü kapatan ‘iş güvencesi’ bulunurken, işçiler belli hakları verilerek işten atılabiliyorlar. Ancak memurlar da işçilere tanınan ‘toplu görüşme ve grev’ hakkına sahip değiller. Başbakan’ın önerisinin hayata geçirilmesi durumunda her iki statü de ortadan kalkacak ve tümü “çalışanlar” statüsünde birleşecek. Bu durum birçok sendikanın da kapanması durumunu getirecek.
Emek ve ekmek mücadelesinde ayrım yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu ayrım yerine hepsini kapsayacak şekilde çalışanlar ifadesi kullanılmalı. Ayrıca, demokratik bir ülke ve katılımcı demokrasi için memurlara siyaset yapma yasağının kaldırılması gerekli. Baktığınızda işçiye, esnafa herkese serbest ama Türkiye’nin okumuş kesimine siyaset yasak. Ancak burada, gözden kaçırılmaması gereken husus; işçi-memur ayrımı kaldırılsa bile; memurların iş güvencesinin tartışılması, tartışılmaya açılmasına karşıyız. Yani, memurların iş güvencesi şimdiki haliyle kalmak şartıyla çalışanlar ifadesine geçilebilir.
KESK Başkanı Sami Evren
‘İş güvencemizi kaldırmalarına izin vermeyiz’
Biz memur kavramını zaten kabul etmiyoruz. Memur-işçi ayrımını yapan biz değiliz, bu ayrımı yapan hükümetlerdir. Biz ortak örgütlenmeyi savunuyoruz. Ama, iş güvencemizi tartıştırmayız. Başbakan memurla işçi ayrımı olmasın hepsi çalışan olsun derken, bizim iş güvencemizi kaldırmak istiyorsa buna izin vermeyiz. Ayrıca grev hakkı deyince hemen kamu çalışanlarıyla ilgili lokavt hakkı diyor. Başbakan rastgele konuşuyor. Devletin lokavt halkı olmaz, ne yapacak hastaneleri mi kapatacak örneğin? Yok böyle bir şey.
HAK-İŞ BAŞKANI Salim Uslu
‘657’nin güvencesi olmaz’
İşçi memurun “çalışanlar” statüsünde birleştirilmesini doğru buluyoruz. Memur zaten hükümetin uzantısıdır. Erk kullanandır. Bürokratla memuru ayırmak gerekir. Ancak birleştirilmeleri halinde, kamu çalışanı da hem bireysel hizmet akdiyle çalışacak hem grev toplu sözleşme hakkına sahip olacak hem de 657 sayılı yasanın eşine az rastlanır güvencesine sahip olacak, olmaz. İşçi memur ayrımı kalkar, herkes çalışan statüsünde birleşir ancak temel haklar ILO normları olur.
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi
‘Lokavtı kabul etmeyiz’
Biz tüm emekçilerin ortak ve güçlü olduğu bir çalışma yasasını sahipleniyoruz. Başbakan aklına geldiği gibi konuşuyor. Başbakan bu sözlerle, ‘Ben patron olacağım ve lokavt hakkım olacak’ diyor. Bir defa lokavt hakkını asla kabul etmeyiz. Uluslarararası belgelerde hiçbir yerde lokavt bir hak değildir. Devlet kamu çalışanına lokavt uygulayacak, ne yapacak, okulları mı hastaneleri mi kapatacak. Başbakan önce Avrupa Sosyal Şartı’na koyduğu şerhleri kaldırsın
(25.08.2010)