Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu Kampüsü'nde görülen Ergenekon duruşması yarına ertelendi. Bugünkü duruşmada, iddianamenin bin 794'üncü sayfasına gelindi. Sanık Murat Yücel'in avukatı Yağmur Cumhur Manşan, müvekkilinin emekli özel harekat polisi olduğunu, bu sıfatla MİT ve emniyet kanadını etrafında topladığının iddia edildiğini söyledi.Avukat Manşan, müvekkilinin iddia edildiği gibi emekli özel harekat polisi olmadığını ileri sürerek, bu konuda Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak durumun sorulmasını istedi. Duruşmaya verilen arada davanın tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Emin Gürses'in çevresindekilere, "Hurşit Tolon intiharlıktı, Veli Küçük kurtardı." şeklindeki sözler sarf ettiği öğrenildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığı Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında iddianame okunmaya devam edildi. Bugün iddianamenin bin 794'üncü sayfasına gelindi. Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergün, iddianamenin savcılık makamınca değil emniyet makamlarınca hazırlandığını, iddia makamının yalnızca altına imza attığını öne sürdü. Ergül, iddianamede aynı sayfadaki yazıların 5 farklı renkle yazıldığını belirterek, bunun amacını sordu. Ergül'ün yazıların renklendirilmesi konusunu iddia makamının yapıp yapmadığını sorması üzerine Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, iddianamenin siyah-beyaz olduğu cevabın verdi. Avukat Ergül, avukatlara ayrılan masalardaki bilgisayar monitörlerinden birini Savcı Pekgüzel'e döndürerek, "Savcılar iddianamede kullanılan renklerin ne manaya geldiğini bilmekten bile yoksundurlar. İşte renkli iddianame burada. Ben bunun teknik açılımını mahkemeye bir raporla sunacağım." dedi.
Sanık Kemal Kerinçsiz ise, önceki oturumda mahkemeden istediği "Gizli Tanık 9"'a ait tam ifade metninin kendilerine verildiğini belirterek, "İfadeyi alan Zekeriya Öz'ün kendisini yargının üzerinde tutar bir üslubu var. İfade tutanağında 1 ile 35'inci sayfalar ve 83'ten sonrası yok. İddia makamı sanki, 'Bu sizi ilgilendirmez' diyor. Mahkemeyi de ilgilendirmez. Gizliliği koruyalım diye adil yargılamaya engel olunuyor." şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Savcısı'nın Tuncay Güney hakkında "şüpheli, firari" tabirini kullandığını belirten Kerinçsiz, Güney'in davadan uzak tutulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Kerinçsiz, "Hani aklımıza geliyor da acaba iddia makamı ile Tuncay Güney arasında gizli bir anlaşma mı var?" dedi. Kemal Kerinçsiz'in sürekli yaptığı gibi sözlerini uzatması üzerine Mahkeme Başkanı, "Lütfen kısa kesin. Ne istiyorsanız oraya gelin." diye uyardı. Kerinçsiz, "Savunma yapıyorum. Lütfen savunmamı kesmeyin" diye yanıt verdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Bu savunma değil. Demogoji yapmayın" dedi. Kerinçsiz, "Burada sohbet etmiyorum. Sohbet etsem haklısınız. Vermiş olduğunuz yanlış kararları söylüyorum. Bunların düzseytilmesi için yardımcı olmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu. Kemal Kerinçsiz, "Önceki oturumda Avukat Yaşar Ağsu tarafından sunulan talepte kendisinin katıldığı ileri sürülen yürüyüş, basın açıklaması ya da gösteride işlem yapılıp yapılmadığının sorulmasını istemişti. 86 sanık hakkında sorulmuş. Sadece Sevgi Erenerol, Doğu Perinçek ve benim hakkımda kayıt gönderilmiş. Benim hakkımdaki iki kayıtta da soruşturma sonucunda beraat kararı verildi. Ancak bu beraat kararlarını dosyaya koymayarak iddia makamı suç işlemiştir." ifadelerini kullandı.
Sanık Kemal Alemdaroğlu'nun vekili Metin Çetinbaş, dosyada aradıklarını bulamadıklarını belirterek iddianamenin sanık isimlerine göre tekrar düzenlenip orijinale dokunulmadan tanzim edilmesini istedi. Çetinbaş, telefon kayıtlarında özel yaşama ilişkin kayıtlara yayın yasağı getirilmesini talep etti. Çetinbaş daha önceki oturumlarda duruşmanın yayınlanma konusunda mahkemenin red kararı verdiğini hatırlatarak "Duruşma görüntülü ve sesli olarak kaydediliyor. Mahkeme bu kayıtları temizleyerek basına verebilir." şeklinde konuştu. Çetinbaş ayrıca soruşturma savcılarının mahkeme savcısı olarak görevlendirildiğini, ancak bu durumun sanıklar ile savcılar arasında sürtüşmelere yol açtığını, bu nedenle yeni bir iddia makamı oluşturulmasını istedi.
EMİN GÜRSES: "HURŞİT TOLON İNTİHARLIKTI, VELİ KÜÇÜK KURTARDI"
Bu arada, duruşmaya verilen arada davanın tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Emin Gürses'in çevresindekilere, "Hurşit Tolon intiharlıktı, Veli Küçük kurtardı." şeklindeki sözler sarf ettiği öğrenildi.
Aranın ardından başlayan duruşmada söz alan sanık Hayrettin Ertekin, dosyada kendisine ait olduğu ileri sürülen telefon kaydından birinin milletvekili Kürşat Atılgan'a ait olduğunu diğerinin de bir programda yan yana geldiklerinde kendisinden cep telefonunu isteyen İl Jandarma Alay Komutanı Zafer Cengiz tarafından yapıldığını ileri sürdü. Ertekin, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Başbakan Yardımcısına ait yüzlerce telefon görüşmesini kaydettiğini öne sürerek bu görüşmelerin ilgili GSM operatörlerinden istenmesini talep etti. Kendisinin psikiyatri polikliniğine gitmeye zorlandığını iddia eden Ertekin, "Hatta birara gece vakti kelepçe ve sedye kullanarak beni zorla psikiyatri servisine götürmek istediler. Ama gitmedim. Kutlu Savaş tarafından yazılan MİT raporunu ben yazmışım gibi diye altına imzamı attırmaya çalıştılar. 2 gün boyunca direndim atmadım." dedi
Semih Tufan Gülaltay da, Tekirdağ F tipi cezaevinde tutuklu bulunduğunu, mahkeme tarafından Silivri Cezaevi'ne nakli için yazı yazıldığını ancak herhangi bir işlem yapılmadığını söyledi. Gülaltay, her duruşma Silivri'ye gelmek durumunda olduğunu, gelişi gidişi sırasında görevli jandarmaların ve kendisinin mağdur edilmemesi için ilgili makamlara tekrar yazı yazılmasını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel, mütaalasında Hayrettin Ertekin'in talebi ile ilgili Zafer Cengiz tarafından yapıldığı iddia edilen görüşme kaydının istenilerek incelenmesini talep etti. Telefon kayıtlarındaki özel bölümlerin yayın yasağı getirilmesine ilişkin talebin reddine karar verildi. Duruşmada yapılan görüntü ve ses kaydının basına verilmesine ilişkin talebin de reddi istendi. Yeni iddia makamı oluşturulması yönündeki talebin reddedilmesini isteyen savcı, şüpheli firari olarak belirtilen Tuncay Güney hakkında neden dava açılmadığını Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasını istedi.