Alt Komisyon Başkanı Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Alt Komisyon Üyesi Yalova Milletvekili Fikri Demirel, Alt Komisyon Üyesi Bursa Milletvekili Erkan Aydın tarafından hazırlanan “Şehir Merkezlerindeki İşlek Caddelerin Trafik Sorunlarının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Dilekçe Alt Komisyonu Raporu”nda şu değerlendirmeler yer aldı:
-KALICI YERALTI OTOPARKLARI-
“Senede yaklaşık 1 milyon aracın trafiğe girdiği ülkemizde otopark sorunu gittikçe büyümektedir. İhtiyaç duyulan bölgelere ilişkin planlama yapılarak otoparkların uzaklığı, yeri ve konumu cazip hale getirilmelidir. Açık alanlar yerine kapasitesi yüksek çok katlı otoparklar tercih edilmelidir. Otopark yetersizliği yaya kaldırımlarının işgaline neden olmaktadır. Yerel yönetimlerin kanunlarla kendilerine verilen yetki çerçevesinde araç yoğunluğuna göre kalıcı yeraltı otoparkları yaptırması, kamu ve özel sektör binalarının personel, müşteri, bina sakini olanlar için projelerde gösterilen ancak başka amaçlarla kullanılan otoparkların mutlaka açılması, olmayanların da yaptırılması gerekmektedir.
- “TRAFİK KAZALARININ BAŞLICA SEBEPLERİNİ YÜZDE 90 SÜRÜCÜLER OLUŞTURUYOR”-
Trafik kazalarının başlıca sebeplerini, yüzde 90 civarında sürücüler, yüzde 8,5 oranında yayalar, yüzde 1 yol ve yüzde 0,5 yolcu kusurları oluşturmaktadır. Aceleci davranmak, dikkatsizlik, dalgınlık, trafik kurallarına uymamak gibi hususlar trafik güvenliğini tehlikeye düşüren kusurlar olarak sayılabilmektedir.
-“CAN KAYIPLARI AVRUPA BİRLİĞİ ÜYE ÜLKELERİNDEN EN AZ 5 KAT DAHA FAZLA”-
Toplam araç sayısı 21 milyonu aşarken sürücü belgesi sayısı da 30 milyonu geçmektedir. Ancak sistemin başlangıç eğitim ve denetim boyutunu düzenleyen 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanununda ana yürütücü kuruluşlara esas görev verilecek yerde tam 18 kuruluşa görev dağıtılmıştır. Çoğunlukla görevler sıralanmış ancak görevlerini yapmayan veya yapamayan kuruluşlara ait sorumluluklar yazılmamıştır. Bu bağlamda can kayıpları Avrupa Birliği üye ülkelerinden en az 5 kat daha fazladır.
-“HER YIL ORTALAMA 5 BİNDEN FAZLA İNSANI HAYATINI KAYBEDİYOR”-
2015 yılı verilerine bakıldığında 1 milyon 313 bin 359 trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazalardan 183 bin 11 adedi ölümlü/yaralanmalı trafik kazası olarak kayıtlara geçmiştir. İstatistiklere girmeyenler ile yaralı olarak kayıtlara geçenlerden daha sonra meydana gelen ölümleri de eklediğimizde her yıl ortalama 5 binden fazla insanımız trafik kazalarında maalesef hayatını kaybetmektedir. Türkiye'de trafik kazaları dünya ortalamalarına göre bakıldığında oldukça fazladır. 100 milyon taşıt içinde kilometreye düşen ölüm oranı sıralaması Amerika Birleşik Devletlerinde yüzde 0,3; İngiltere'de ve Almanya'da yüzde 1 iken Türkiye'de ise bu oran yüzde 10'dur.
-“15-29 YAŞLARINDAKİ GENÇLER”-
Tüm taşımacılığın Amerika'da yüzde 27,29'u kara yoluyla, yüzde 38,3'ü demir yoluyla yapılırken bu oran Almanya'da kara yoluyla yüzde 58,2, demir yoluyla yüzde 22'dir. Ülkemizde 2014 verilerine göre taşımacılığın da yüzde 89,5'i kara yolu, yüzde 4,6'sı demir yolu ve yüzde 5,9'u da deniz yoluyla yapılmıştır. Hem ulaşımda hem de taşımacılıkta kara yolu kullanımının yüksek olması ve ağır vasıta sayılarının çokluğu genel olarak trafik kazalarının artmasına da neden olmaktadır. Ülkemizde yaşanan trafik kazalarında en çok hayatını kaybedenlerse maalesef 15-29 yaşlarındaki gençlerimiz olmuştur.
-“3 BİN 140 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİR”-
Kent içinde trafik kazalarında 2 bin 15 trafik polisi sorumluluk bölgesindeki verilere göre 155 bin 201 ölümlü ve yaralanmalı kaza olmuş ve 3 bin 140 kişi hayatını kaybetmiştir.
-“EN ÇOK TRAFİK KAZALARININ YAŞANDIĞI İL İSTANBUL”-
Ülkemizde en çok trafik kazalarının yaşandığı il yüzde 50,5 gibi yüksek bir oranla İstanbul'dur. İstanbul'daki trafik kazalarındaysa son yıllarda sansasyonel vakalarla yerel ve ülke basınında, internet ve sosyal medyada gündem olmaya başlayan ve Kızıltoprak'tan başlayarak Maltepe ilçesine kadar uzanan Bağdat Caddesi’dir. Bağdat Caddesi, İstanbul Anadolu yakasının hem alışveriş hem yaya hem de trafik anlamında en yoğun noktalarından bir tanesidir. Bu sebeple, İstanbul Bağdat Caddesi ve bunun gibi büyük şehirlerimizdeki işlek caddelerde uygulanmak üzere kalıcı ve caydırıcı tedbirlere de ihtiyaç vardır.
-BAĞDAT CADDESİ-
Bağdat Caddesinde 2016 yılında 166 adet maddi hasarlı, 118 adet yaralamalı ve 1 adet ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. 2016 yılında meydana gelen kazalarda 167 vatandaşımız yaralanmış ve 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2017 yılının ilk 9 aylık döneminde ise 119 maddi hasarlı, 79 yaralamalı trafik kazası meydana gelmiş olup, ölümlü kaza bulunmamaktadır. 2017 yılının ilk 9 ayında meydana gelen kazalarda 98 vatandaşımız yaralanmıştır.
-BİSİKLET YOLLARI-
Güvenli bir trafik ortamı için bisiklet yollarının diğer taşıt yollarından ayrı olarak tesis edilmesi, şehir planlamalarında bisiklet kullanımının mutlaka yaya ve araçlarla birlikte düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılarak trafik sorunlarının önüne geçilmesi, sağlıklı yaşam vb. konularda çalışmalar başlatılması gerekmektedir.
-TRAFİĞİN YOĞUN OLDUĞU CADDE VE SOKAKLAR-
Trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokakların, araç trafiğine tamamen ya da belirli saatlerde kapatılarak kısıtlama getirilmesi veya toplu ulaşım araçlarının tercih edilmesine yönelik güzergah ve kısıtlamalar getirilmek suretiyle kent merkezlerinin yayalaşacağı düşünülmektedir.
-“BU TÜR TAŞITLARA GÜZERGAH İZİN BELGESİ VERİLEBİLİR”-
Yük taşımacılığı veya diğer alanlarda taşımacılık faaliyetinde bulunulan araçların trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokaklardan geçişi trafik güvenliğini olumsuz yönde etkileyebilmekte ve trafik akışını güçleştirebilmektedir. Büyükşehirlerde Ulaşım Koordinasyon Merkezi, diğer illerde ise İl Trafik Komisyonu kararları doğrultusunda trafik akışına ilişkin (güzergâh, gün, saat vb.) kısıtlama içeren düzenlemeler yapılabilir ve bu tür taşıtlara güzergâh izin belgesi verilebilir.
-“HIZ KESİCİ KASİS VE SİNYALİZASYON SİSTEMLERİNİN KURULMASI”-
Trafik güvenliğini sağlamaya yönelik olarak, hız kesici kasis ve sinyalizasyon sistemlerinin kurulması, yer işaretlemelerinin görünürlüğünün arttırılması, bazı yol bölümlerinde ve mahallerde ağaç, bina, vb. gibi engellerin kaldırılması, karayolunda trafik düzeni ve güvenliği ile can ve mal emniyetinin sağlanabilmesi amacıyla yapılmış olan trafik işaretleme ve düzenlemelerinin tüm sorumluluk bölgelerinde düzenli ve planlı bir şekilde yeniden gözden geçirilerek varsa aksaklık ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması, izinsiz konulmuş olan levha vb.nin kaldırılması, eski ve yıpranmış olanların değiştirilmesi ve eksikliklerin ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde giderilip iyileştirilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Diğer yandan, mazgal ve menfezlerin tıkanmış, kapanmış veya tahliye kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle, yağışlı havalarda karayolu yüzeyinde su birikintilerine neden olduğu ve tahliye edilemeyen su birikintilerinin trafik akışını ve güvenliğini tehlikeye düşürerek ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı kazalara sebebiyet verdiği görülmektedir. Bu nedenle görülen eksikliklerin ivedilikle giderilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
-PAZAR YERLERİ VE GALERİ GİBİ TİCARİ FAALİYETLER-
Trafiğin yoğun olduğu ana arterler üzerinde bulunan pazar yerleri ve galeri gibi ticari faaliyetler nedeniyle yol kenarı ve yaya kaldırım işgalleri sonucu karayolunun kapasitesinin düştüğü ve trafik akımının yavaşladığı görülmektedir. Söz konusu faaliyetlerin başka bir alana kaydırılması ya da yoğunluğun yaşanmadığı hafta sonu günlerde gerçekleştirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
-“KAZA KARA NOKTALARI BELİRLENEREK, ÜLKEMİZİN KAZA RİSK HARİTASI OLUŞTURULMALI”-
Kaza kara noktaları belirlenerek, ülkemizin kaza risk haritası oluşturulmalı, trafik kaza istatistiklerine göre, trafik kazalarının yoğun olduğu yol kesimleri, mevsim, gün ve saatlerin tespit edilmesi ve bu tespitler doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması sağlanmalı, sıkça yaşanan kural ihlal istatistikleri çıkarılarak bu ihlallerin özel motorlu taşıt sürücüleri kursu eğitimlerinde gösterilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliğine gidilmelidir.
-“GÜVENLİ HIZ SINIRLARINA UYULMASINI SAĞLAMAYA YÖNELİK YATAY VE DÜŞEY İŞARETLEMELER”-
Kentlerimizin yol ve trafik durumu ile trafik kazalarına ait sonuçları dikkatle değerlendirilerek, özellikle okul, hastane ve alışveriş merkezlerinin yoğun olduğu yerlerdeki yollarda gereken güvenli hız sınırlarına uyulmasını sağlamaya yönelik yatay ve düşey işaretlemeler ile standartlara uygun fiziki tedbirler (Yol Sathı Hız Kontrol Elemanları-Tümsekler-Kasisler) alınıp, etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Yayaların karşıdan karşıya geçişlerinde yaya geçitlerini kullanmalarına yönelik eğitim ve denetim faaliyetlerinin etkinliğinin arttırılması, toplu taşıma araçlarının belirlenmiş güzergah ve duraklar dışında yolcu indirme ve bindirme yapmalarına izin verilmemesi gerekmektedir.
-“ETKİLİ BİR İHBAR MEKANİZMASI KURULMALI”-
Trafikte kural ihlallerinde herkesin anında şikayetlerini ulaştırabileceği mobil uygulamalar geliştirilmeli, bu bağlamda etkili bir ihbar mekanizması kurulmalı, vatandaşların toplu taşıma araçlarını yoğun olarak kullandıkları saatlerde ihtiyaca cevap verecek düzeyde araç ve sefer sayısı artırılmalı, toplu taşıma araçlarını ve kısa mesafelere yaya gidilmesini özendirici kampanyalar başlatılmalıdır.
-OKUL SERVİS ŞOFÖRLERİ-
Okul servis şoförlerinin trafik adabı eğitimi alması, ticari araç kullanan tüm sürücülere bu eğitimin verilmesi hedeflenmelidir.
Trafik denetimlerinde şehir içinde ve şehirlerarası yollarda elektronik ve mobil denetimler yaygınlaştırılmalıdır. Trafik kontrol merkezleri yaygınlaştırılmalı ve trafik ile ilgili birimler koordinasyon içinde olmalıdır.
Trafiğe ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve görüntünün toplandığı ve kayıt altına alındığı tek bir birim oluşturulmalı, veriler analiz edilerek trafik güvenliği modeli oluşturulmalı; sürücü, araç, ceza gibi trafikle ilgili her türlü iş ve işlemler buradan yürütülmelidir.
-“YÜZDE 90'INDA AŞIRI HIZ VE KIRMIZI IŞIK İHLALLERİ”-
Şehir içinde ölümlü kazaların sebeplerinin yüzde 90'ında aşırı hız ve kırmızı ışık ihlalleri bulunmaktadır. Aşırı hızın azaltılması için hız yapılan cadde ve bulvarların tespit edilerek ve trafik mühendisliği çerçevesinde hız kesiciler ve kameralı denetim sisteminin tam kurulması şarttır.
-“YOL SATHI HIZ KONTROL ELEMANLARI”-
Bağdat Caddesinde ve benzeri diğer caddelerde olan kazaların en büyük nedeninin hız olduğu görülmektedir. Hız arttıkça kazaya karışma ihtimali artmaktadır. Yol sathı hız kontrol elemanları (hız kesici, tümsek, kasis) diğer bir önlem olarak kullanılabilir. Ancak bu uygulamalar standart dışı yapıldığı, boya veya reflektör ile belirtilmediği, uyarı tabelası konulmadığı takdirde özellikle gece sürüşlerinde faydadan çok zarar getirebilir. Bu bakımdan TS 6283 standartlarına uygun hız kontrol elemanlarının tesisine azami itina gösterilmelidir. Caddenin bazı kesimleri -kavşağa, otobüs duraklarına yaklaşımlarda- parke taş kullanılarak yol yüzeyi pürüzlü hale getirilebilir. Taşıtların hızını azaltan bu uygulama malzemeye bağlı olarak estetik oluşum dahi sağlar.
-“DÜŞÜK HIZ UYGULAMASI”-
Kent içi hız politikasından ayrı olarak caddede düşük hız uygulaması yapılabilir. Hız sınırının 20 km/saat seviyesine kadar düşürülmesi mümkündür. 24 saatlik EDS ve özellikle TEDES uygulamalarının Cadde boyunca sık kullanılması sürücülerin dikkatini çekecektir ve başlıca caydırıcı yöntem olacaktır.
Mevzuatta değişiklik yapılarak bu gibi caddelerde hız sınırını aşma halinde uygulanan idari para cezalarının iki (veya daha fazla) katına çıkarılması caydırıcı olur.
Diğer yandan caddeye paralel ve dik yolları (cadde ve sokaklar) kapsayan bölgesel (Kadıköy ilçe merkezi) bir çalışma ile geçmişteki ölümlü kazaların raporlarının analizi, saptanacak kavşaklarda haftanın günlerine, günün saatlerine göre taşıt sayımı yapılması, trafik yoğunluğu yaratabilen merkezileşmenin (AVM, hastane, işyeri, çarşı) incelenmesi suretiyle Caddenin "iki yönlü" trafiğe dönüştürülmesi düşünülebilir. Orta kaldırımla (refüj) oluşturulacak bölünmüş yol özellikle ölümlü kaza riskini düşürebilir.
Bağdat Caddesinin daha önce yirmi dört saat kamyon trafiğine, mikser trafiğine kapalı olduğu bilinmektedir. Şu anda ise kentsel dönüşüm nedeniyle günde yaklaşık 500 adet kamyon ve beton mikseri buraya gelmektedir. Sürücü ve yayalar kamyonu görmeyebilmektedir. Bu işlek caddelerde/yoğun caddelerde bir kılavuz personelin kamyon şoförünün yanında istihdam edilmesi öngörülebilir. Kamyonların üzerinde uyarıcı işaretlerin bulundurulması, reflektörlü olması sağlanabilir. Caddenin değişik noktalarında “kamyon çıkabilir”, “kentsel dönüşüm aracı çıkabilir” görsellerinin artırılması fayda sağlar.
-“RALLİ YARIŞMALARININ ENGELLENMESİ İÇİN DEVRİYE SAYISININ ARTIRILMASI”-
Bağdat Caddesi ve benzeri caddelerde, gece geç saatlerde gençler arasında yapılan ralli yarışmalarının engellenmesi için o bölgelerde devriye sayısının artırılması (Bu tür caddelerde trafik polisinin görselliğinin artırılması sürücüleri daha dikkatli olmaya yöneltecektir.), iki-üç ihlalden sonra kasko değeri yüksek olan bu araçların belli bir süre trafikten men edilmesi, ölümlü kazaya karışmaları durumunda ise kusur oranına ve yargı kararına bağlı olarak araca el konulması gündeme gelebilir.
Tüm trafik kaza oranlarında alkolün oranı yüzde 50 civarındadır. Alkollü araç kullanımı ağırlaştırılmış suç kapsamında değerlendirilmelidir.
Ölümlü trafik kazalarında dava sonuna kadar hakim kararıyla ve kusur durumuna göre ehliyete tedbir konulabilir.
Netice olarak, Bağdat Caddesi özelinde ülkemizin karşı karşıya kaldığı trafik sorununun çözümü üç sacayağına dayanmaktadır; eğitim, denetim ve ceza (müeyyide).
Türkiye'de meydana gelen kazaların yüzde 90'ından fazlası insan hatasından kaynaklanmaktadır.” (ANKA)