Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilen "Büyük Samsunlular Buluşması"ndaki konuşmasına, "Buradan Kuvayı Milliye'nin, milli iradenin şehri Samsun'un tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki, köylerindeki, kardeşlerimi selamlıyorum. Orhan Gencebay'ın ifadesiyle 'Cennet gözlü, tatlı dilli Samsunlu' kardeşlerime en kalbi sevgilerimi gönderiyorum." diye başladı.
Kentte, her defasında büyük bir sevgi ve muhabbetle karşılaştığını dile getiren Erdoğan, "31 Mart için Samsun'dan bir kez daha söz aldık. Buradan sizlerin vasıtasıyla her ziyarette şahsımı bağrına basan Samsunlu kardeşlerime, hemşehrilerime tekrar teşekkür ediyorum. CHP ve HDP bundan da rahatsız oluyor. Hiçbir şey bulamamışlar bizim milletimizle buluşmamıza, dertleşmemize tepki gösteriyorlar." dedi.
Erdoğan, Orhan Gencebay'ın güftesini yaptığı yeni esere dikkati çekerek, "Hele hele bir bestesi çıkınca ondan sonra sen seyret bunun feveranını. Çünkü bu eser çok milli ve yerli bir eser. Tabii müsaade ederseniz ben de kullanırım. Berhudar olun." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Nasıl seven sevdiğinden ayrı kalamazsa biz de milletimizden, Samsunlu kardeşlerimizden ayrı kalamıyoruz. Çünkü biz milletimizi gönülden seviyoruz. Samsun'u kalpten, yürekten seviyoruz. Her karışı şehir kanlarıyla mühürlenmiş bu vatanı aşkla seviyoruz. Sevdası millet olmayanlar elbette bizi anlayamazlar. Kulağını Kandil'den gelecek emirlere dikenler elbette bizim aşkımızın kaynağını öğrenemezler. Gözü çıkarlarından, menfaatlerinden, Ataşehir'de kurdukları rezidans düzeninden başkasını görmeyenler, milletimizle aramızdaki gönül köprüsünü, kalpten kalbe giden o gizli yolu göremezler."
"Gazi Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla kurtuluş mücadelemizin ilk adımı atılmış, Sivas ve Erzurum kongreleriyle bu mücadelenin şiarı, esasları ve hedefi çizilmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da dualarla kuruluşu ilan edilen Büyük Millet Meclisi'yle de Kurtuluş Savaşı'mız ana karargahına kavuşmuştur. Gazinin ve silah arkadaşlarının önderliğinde yürütülen istiklal harbimiz, cumhuriyetimizin ilanıyla da kesin ve kalıcı bir zaferle taçlanmıştır." diyen Erdoğan, yıl dönümlerinin şüphesiz her millet için önem taşıdığını belirtti.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Yıl dönümleri bir milletin maziden atiye yolculuğunun köşe taşlarıdır. Yıl dönümleri sadece bir hafıza tazeleme vesilesi değildir, aynı zamanda kapsamlı muhasebe, murakabe günleridir. Bilhassa genç kuşaklar yaşadıkları ülkenin nasıl kurulduğunu, hangi mücadeleler, hangi fedakarlıklar neticesinde vatan kılındığını, yıl dönümleri münasebetiyle daha iyi anlarlar. İnşallah biz de 2019 senesini dolu dolu geçirecek, etkinlikler, programlar, konferanslarla manasına uygun şekilde değerlendirmesini yapacağız. İstikbalimizin teminatı olan evlatlarımıza bu toprakların hürriyetine nasıl kavuşturulduğunu, bir kez daha hatırlatacağız. Şerife Bacı'dan Nene Hatun'a, Şahinbey'den Karayılan'a, Sütçü İmam'dan Mehmet Akif'e kadar canlarıyla, kanlarıyla, destansı mücadeleleriyle bu vatanı bize emanet eden direniş önderlerini, tekrar saygıyla yad edeceğiz. Gazi'nin ve silah arkadaşlarının her türlü imkansızlığa rağmen istiklal harbimizi nasıl zafere taşıdıklarını bir kez daha zihnimize nakşedeceğiz. Çünkü geçmiş geleceğin pusulasıdır. Maziyi bilmeden Türk milletinin kimlere meydan okuduğunu, nasıl var olduğunu, nasıl ayakta kaldığını öğrenmeden özgürlüğümüzün kıymetini de kavrayamayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Kıssadan Hisse" şiirinden alıntı yaparak, "İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif ne diyor? 'Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi eder? Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?' Evet, bizim de millet olarak bir daha benzer acılar, benzer işgaller yaşamamamız için tarihten ders çıkarmamız lazım. Bir daha bu ülkenin üzerine namahrem eli değdirmemek için tarihimizi iyi öğrenmemiz, iyi öğretmemiz gerekiyor." diye konuştu.
"BUNLAR SAVAŞ ÇIĞIRTKANI"�
Terör örgütü temsilcilerinin Türkiye'de halen bir şeyler estirme gayreti içerisinde bulunduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Türkiye'nin üzerinde neler esti neler. Bakıyorsunuz bölücü terör örgütünün adına nam salanlar, ülkeyi bölmenin gayreti içerisine girenler, bunlar bizim için önem arz ediyor. Şu anda bölücü terör örgütünün başının, özellikle de heykelini dikme yarışına girenlerle kol kola olanlar, saf tutanlar, bu ülkede dikkat edin seçime giriyorlar. Ve şimdi burada bir dörtlü çete söz konusu. CHP'si, HDP'si, sözde İYİ Parti'si, dördüncüsü de Saadet Partisi. Bunlar, bölücü terör örgütünün başının heykelini dikmek isteyenler aynı safta birleşiyorlar." dedi.
Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin "Kürdistan'da oylar HDP'ye" söylemine ve HDP'lilerin tehdit içeren konuşmalarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Bizim 7 bölgemiz var. Güneydoğu Anadolu bölgemiz, Doğu Anadolu bölgemiz, Karadenizimiz, Akdenizimiz, Orta Anadolu bölgemiz, Egemiz, Marmaramız. Bunun dışında bir bölge söz konusu değil. Ha, Kürdistan var. Nerede var? Irak'ın kuzeyinde var, çok seviyorsan defol Kuzey Irak'a git, orada yaşamını sürdür. Sana kimse zorla 'burada kal' demiyor ama bizim ülkemizi biz size böldürtmeyiz. Bölemezsiniz, buna fırsat vermedik, vermeyiz. Ne diyor kadın? 'Biz sırtımızı YPG'ye dayadık, PYD'ye dayadık.' Biz sırtımızı nereye dayadık? Biz sırtımızı milletimize ve Allah'ımıza dayadık, farkımız bu. Ve ne diyor? '1 Temmuz'a kadar terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız savaş kapıda' diyor. Bunlar savaş çığırtkanı. Ülkede savaş çığırtkanlığı yapanların yeri tamamen malum, bellidir. Bedelini ödeyecekler. Bunların takibini biz kesinlikle adım adım yaparız. Nasıl biz bunları Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Kandil'de inlerine girdiysek bundan sonra da aynı şekilde inlerine gireceğiz."
Terörle mücadele kapsamında çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini aktaran Erdoğan, "Ülkemizin huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız. Bunlara biz bu fırsatı vermeyiz." değerlendirmesini yaptı.
"HDP kiminle omuz omuza, CHP ile. Yanlarında kim var? Sözde İYİ Parti var, bir de kim var Saadet. Dörtlü bir çete. Gerçekten başımızı iki elimizin arasına alıp iyi düşünmek durumundayız. Bu gerçekleri görmek durumundayız." diyen Erdoğan, ikinci bir Türkiye'nin olmadığına işaret etti.
"31 MART'TAN SONRA FARKLI ADIMLARI ATACAĞIZ"�
Yeni Zelanda'daki terör saldırısına değinen Erdoğan, "Bir Türkiye var, ikinci bir Türkiye yok. Bakın Yeni Zelanda'da 49 kişi, 49 Müslüman öldürülüyor, hedefte neresi var? Türkiye var, bir de bu kardeşiniz var. Utanmadan sıkılmadan ahlaksız ne diyor? Türkiye'yi Kostantinapol yapacaklarmış. Sen daha çok bu noktada okursun. Bu Türkiye eski Türkiye değil. Artık farklı bir Türkiye var ama dert başka. İsrail, Netanyahu'nun oğlu, o da aynı şeyi söylüyor. O da Kostantinapol, diyor. O da aynısını söylüyor. Biz İstanbul'umuzu asla bunlara kaptırmayız. Neymiş, Ayasofya'da minareleri kaldıracaklarmış. Bunların hepsi tahrik ama biz bu oyunlara da gelecek kadar ferasetimizi kaybetmedik. Bizim onlara vereceğimiz ders çok daha ağır olacak. Sabırla... Şu 31 Mart'ı bir geçelim. 31 Mart'tan sonra farklı adımları atacağız. Onun için 31 Mart önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
31 Mart'ın aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'na da bir cevap olacağına dikkati çeken Erdoğan, "Karar alıyorlar, Avrupa Parlamentosu hangi kararı alırsa alsın bunun bir kıymeti harbiyesi yok ki hiçbir bağlayıcılığı yok ki. Avrupa Parlamentosu şöyle bir karar almış, neymiş; Avrupa Birliği ile ilgili müzakereler durdurulsun. Durdursanız ne yazar, durdurmasanız ne yazar. Ah, keşke öyle bir karar alsalar, o kararı bir verseler ama vermezler, veremezler." değerlendirmesinde bulundu.
"BİZE BU İFADELERİ KULLANANLAR BİRER KABİLE DEVLETİDİR"
Tarihi bilmek ne kadar önemliyse tarih bilincine ve tarih şuuruna sahip olmanın da önemli olduğunu anlatan Erdoğan, tarihe şaşı bakılamayacağını, seçici bir anlayışla yaklaşılamayacağını ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hele hele tarih ideolojinin at gözlüğünden kesinlikle okunmaz. Çarpıtılan tarih asla tarih değildir. İşine geldiğini kabul eden, işine gelmeyen ne varsa hepsini de görmezden gelen bir bakış açısının millete vereceği hiçbir şey yoktur. Maalesef Türkiye uzun yıllar böyle bir tarih okumasının mağduru olmuştur. Bunun bedelini ağır ödedi. Kendini 'aydın' diye tanımlayan küçük bir kesim, kendi kalıplarına, kendi sığ görüşlerine uymayan her hadiseyi yok saymıştır. Bunlar ısrarla, inatla bu milletin tarihi 1923'den başlatmak gibi bir yanlışın içine düşmüşlerdir. Bizim tarihimiz 1923'de mi başlıyor? Oysa biz kurduğu devletlerin geçmişi 2 bin 200 yılı aşan büyük bir milletiz. Biz Selçuklu'yu yok mu farz edeceğiz, Osmanlı'yı yok mu farz edeceğiz? Cumhuriyet ondan sonra geliyor. Onların temel taşında bunlar var, bizi biz yapan değerler var. Biz sadece bu topraklardaki varlığı 10 asrı bulan köklü bir milletiz. Biz Malazgirt'ten İstanbul'un fethine, Mohaç'tan Plevne'ye kadar, tarihi zaferlerle dolu şanlı bir milletiz. Bize bu ifadeleri kullananlar, birer kabile devletidir. Bizim farkımız var."