Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de muhtarlara seslendi.
İşte konuşmasından satır başları:
Dün avukatlarımız burdaydı. 81 ilin avulatlarını burada ağırladık. Bulduğum her fırsatta illerimize gidiyor oradaki vatandaşlarımızla kucaklaşıyorum.
Allah güç kuvvet verdiği sürece gece gündüz koşturmaya devam edeceğim. Beni eleştirmek adına muhtarlarla buluşmamızı aşağılamaya kadar gidebiliyorlar.
Bir konsolosumuzu eleştirmiştim biliyorsunuz bir mizah dergisi bunu kapak yapmış beni muhtarlarla yanak yanağa koymuş, sen ancak muhtarlarla fotopraf çektirebilirsin demeye getiriyor. Benim demek istediğim de bu. Ben halkımın yanındayım. Sorsan kendisini aydın, solcu oalrak tanımlarlar ama onlar halk düşmanıdır. Tam bir kara mizah örneği gösteriyorlar.
Bunların demokratlığı milletsiz bir demokratlık.
Muhalefet cinsi sapıklara bile bel bağlamış durumda. Ana muhalefet partisinin lideri çıkıyor televizyona bir konuşma yapıyor. Ben bu konuşma için o partinin mensuplarına ve milletine sesleniyorum. Aile Bakanımıza galiz ifadelerle sesleniyorlar.Cinsi sapık adalet önünde peki biz bu siyasi sapıkları ne yapacağız? Bu kişinin kaset olayı olmasa bu partinin başına gelmesi mümkün değildi. Bunlardan siyasetçi olmaz.Bu kişi başında bulunduğu partinin yüz karasıdır.
Bunlara benim milletim ülkeyi teslim eder mi? Hakikatlerle yüzleşmek işlerine gelmiyor
Türkiye tarihinin en büyük terör tehditleri ile karşı karşıyadır. Sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi için hassasiyetle çalıştığımızdan zorluklarla karşılaşıyoruz.Gerekiyorsa operasyon bölgeleri tümüyle boşaltılabilir.Buralar yeniden inşa edilecek. Hemen spekülasyonlar başlıyor.
Bu toprakları bırakmaya niyetimiz yok bu böyle bilene. Bayrağımız rengini şehit kanından alır. Onlar ise paçavralarını ancak kefenleri olarak kullanabilir.
Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz yoktur. Biri çıkmış paralel yapı diyor diğeri başka bir şet diyor. Yok öyle. Tek devlet vardır. O da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
Karşımızdaki kriz basit bir bölgesel kriz değildir. Yaşanan sürecin farkındayız. Oynanan oyunların farkındayız. Dünya 5'ten büyüktür. O 5 ülke istemedikleriherhangi bir şeyi yaptırmıyor. İçlerinde bir tane müslüman ülke yok. Hani inaç eşitliği. Böyle adil olmayan bir sistem var. Adil olmak bir devlet kalış sebebidir.
BM'nin yeniden reform ve dizayn edilmesi lazım. 196 ülke bunlara belli aralıklarla görev vermelidir.
Biz bunu söyledikçe Tayyip Erdoğan özgürlüklerin karşısında diyorlar. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Bu müslüman nüfus bunu kaldıramaz.
Suriye ve Irak'ta bazen öyle hadiseler yaşanıyor ki, bazı karşılaşmalar yapmadan edemiyorsunuz. Milyonlarca insanların ölümüyle sonuçlanan operasyonlar yapıldı. En önemli gerekçe kimyasal silahtı. Şimdi soruyorum; kimyasal silahlarla ne kadar kişi öldü? Bin beşyüz iki bin, bilemediniz 5 bin. Peki konvansiyonel silahlarla ölenlerin sayısı ne kadar.
Suriye'de 500 bin. Kimyasal silahlarla ölenler 5 bin, konvansiyonel silahlarla ölenler 500 bin. Sonucu ölüm olan kullanılan silah ne olursa olsun sonucu ölümse benim için ha kimyasal olmuş ha konvansiyonel olmuş ne farkeder.
Bizim Lahey Adalet Divanı'na bu zalimi sevketmemiz gerekmez mi? Neyse bedelini ödesin. Bu adam elini kolunu sallaya sallaya dünyada dolaşıyor. Tabii gittiği yer sadece Rusya. Ama bakıyorsunuz temsilcileri BM'ye kadar gelebiliyor.
Irak'ta DAEŞ kimyasal silahlarla Tazuhurmatu'ya saldırdı. Türkmen kardeşlerimiz öldü. Sünni ve Şii tüm Türkmenler bizim öz kardeşimizdir. Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden çatışmalar temenni ederim ki, Azerbaycan'ın attığı adımlar Ermenistan tarafından da karşılığını bulsun. Bunun suçu vebali Ermenistan'a aittir.
Güvenlik Zirvesi'nden döndük, Rusya 'Türkiye taraf' diyor. Eğer Azerbaycan Ermenistan arasında taraf aranacaksa burada en önemli taraf Rusya'dır. Rusya taraf olmayı sever. Ukrayna'da da taraf olmuştur, Gürcistan'da da taraf olmuştur, şimdi de Suriye'de taraf olmuştur. Suriye beni çağırdı onun için gittim, diyorsun. Bizi aldatamazsın. Niye zalimin yanında yer alıyorsun, mazlumun yanında yer al.
Bu kadar aramız iyiydi, benimle başka şeyler konuştun. Dert Akdaniz'de otorite kurmak. Deniz üssü kurmuştu şimdi farklı bir yapı peşinde. Türkmenlere yönelik kimyasal silah saldırısından dolayı herhangi bir kaygı dolu sözü duyan var mı? Türkmen dağlarını rejim uçakları vuruyor. Maksat bu silahları kullananlarla mücadele değil.
Suriye ve Irak'ta kendi ajandalarını, oyun planlarını hayata geçirmenin derdindeler. İnsani dramlar bunların umrunda değil. Bizim durumumuz çok farklı. Bizim bu insanlarla bin yıllık kardeşliğimiz, dostluğumuz, akrabalığımız var. Oralarda yaşanan her acı bizim de yüreğimizi yakar. Tıpkı Kırım gibi oraları kendimizden ayrı göremeyiz. Ana muhalefetin başındaki zat onları bela olarak tarif ediyor. Aramızdaki fark budur.