Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Yoğun bakımdaki hasta sayısı sürekli azalıyor. Buna karşılık iyileşen hasta sayısı katlanarak artıyor. Tüm sağlık çalışanlarımızın fedakarca gayretleri çerçevesinde hastanelerimizde vicdanları kanatan hiçbir görüntü yaşanmadı.
"İlk günden itibaren tüm adımları bilinçli, kararlı bir biçimde attık. Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda her türlü tedbiri aldık. Hava ve kara sınırlarımızı kademeli bir şekilde kapattık. Eğitim öğretime vakitlice ara verdik. İnsanların bir arada bulunduğu işletmelerin faaliyetlerini tamamen durdurduk veya sınırlandırdık. Mümkün olan tüm sektörlerde evden çalışma modeline geçilmesini sağladık. İnsan hareketliliğini ciddi oranda azalttık. Hizmete sunduğumuz finansman ve sosyal destek paketlerinin tutarı 200 milyar lirayı aştı. Sosyal yardımlardan yararlanma hakkı olanlara ilave nakdi yardımlar yaptık. 4 milyon 400 bin vatandaşımıza 1000'er lira nakdi yardımda bulunduk.
"Başlattığımız kampanyaya şu ana kadar yapılan bağışların tutarı 1 milyar 910 milyon lirayı buldu. Milletimiz bir kez daha birbirine destek oldu, örnek bir dayanışma sergiledi. Kurduğumuz havayolu köprüleriyle 65 bin vatandaşımıza evlerine getirdik. Bu vatandaşlarımızı yurtlarda 14 gün karantinada tuttuktan sonra evlerine göndermek suretiyle sınırlarımız ötesinden hastalık taşınması riskinin önüne geçtik.
"Her konuda sadece kendi kendimize yetmekle kalmadık, 57 ayrı ülkeye yardım yaptık, destek verdik. Son olarak Somali'ye kendi üretimimiz olan solunum cihazlarından da hibe ettik. Bunlar Somali'nin ilk solunum cihazları olarak hizmete girdi.
"İlaç ve aşı geliştirme çalışmalarını uluslararası toplumla sürdürüyoruz. Bugün AB etkinliğine video konferans yoluyla katılarak destek beyanımızı dünyayla paylaştık.
65 yaş üstü ile hastalık taşıyıcısı olma ihtimalleri bulunan 20 yaş altı sokağa çıkma sınırlaması salgının yayılmasını ciddi oranda engelledi. Büyükşehirlerimiz ile Zonguldak'ta uyguladığımız sokağa çıkma sınırlandırmasının da salgınla mücadeleye büyük faydası olduğunu biliyoruz. Hepsi de bilim kuruluyla yakın işbirliği halinde aldığımız tedbirlerle bugünlere geldik.
"Aldığımız tedbirlerin önemli bir kısmında 1,5 ayı geride bıraktık. Hayatını sınrılandırmak zorunda kaldığımız tüm insanlarımızın eski günlerini özlediğini biliyoruz. Normal hayata dönüşü kademe kademe başlatacağız ancak şu gerçeği aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Hiçbir şey tam manasıyla eskiden bildiğimiz normal düzene dönmeyecektir, dönemeyecektir. Salgının ne kadar süreceği, ilaçların ne zaman bireylerin kullanımına sunulacağı henüz belli değildir. Normale döneceğiz ama bu yeni bir normal olacaktır. Sınırlamaların bir kısmı azaltılarak da olsa sürecektir, maske kullanımı ve temizlik kurallarıyla ilgili titizlik devam edecektir. Küresel ekonomik ve siyasi dengelerde sarsıntının karşımıza nasıl bir tablo çıkaracağı meçhuldür.
"Bu gerçekler ışığında bir normalleşme planı hazırladık. Açıklayacağım plan halkımızın beklenetileri ve bakanlıklarımızın çalışmaları ile, Bilim Kurulu'muzun görüşleri ile şekillenmiştir. Bu takvim bir anda mart ayının ilk günlerindeki hayatımıza geri dönüş anlamına gelmiyor. Sizlerle paylaşacağım normalleşme planıyla sadece vatandaşlarımızın günlük hayatlarını en iyi seviyeye getirmeyi hedefliyoruz.
"Sağlık Bakanlığı'mız ülkemizdeki tüm sektörlerde uygulanacak salgın tedbirlerine ilişkin rehber dökümanlar oluşturarak ilgili kurumlara göndermeye başladı.
"İlk müjdemiz, 65 yaş üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlarımızadır. 65 yaş üstü gruba ilk etapta sokağa çıkma sınırlandırılması günlerinin birinde ve 4 saat süreyle yürüme mesafesinde dışarı çıkabilme imkanı getiriyoruz. İlk uygulamayı da 10 Mayıs Pazar günü gerçekleştiriyoruz. 0-14 yaş grubu hafta içinde 13 Mayıs Çarşamba günü 11.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkabilecek. 15-20 yaş grubu ise 15 Mayıs cuma günü aynı saatlerde, aynı şartlarda dışarı çıkabilecek. Kurallara riayet düzeyine bakarak sonraki haftalarda da aynı uygulamayı devam ettireceğiz. Bu hafta sonu da sokağpa çıkma kısıtlaması uygulamasını sürdürüyoruz. Şehirlerarası giriş-çıkış sınırlandırmasını 7 il için bitiriyoruz. Bu illerimiz Antalya, Aydın, Erzurum, Hatay, Malatya, Mersin, Muğla. Diğer illerimizdeki seyahat kısıtlaması 15 gün uzatılmıştır.
"Berber, kuaför, güzellik salonu gibi işletmeler 11 Mayıs'ta faaliyete geçebilecek. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği şartlara uyulması şartıyla AVM'ler 11 Mayıs'tan itibaren hizmet vermeye başlayabilecek.
"Maske türlerine göre bir üst fiyat belirleyerek halkımızı madur edebilecek girişimlerin önüne geçeceğiz.
"Belediyelerin kredi işlemleri ile iller bankası ihaleleri 27 Mayıs'ta yeniden açılacak. Salgın hastanelerinin sayıları 1 Haziran'dan itibaren azaltılarak normal işleyişe başlamaları sağlanacaktır.
"Eğitimde attığımız adımları da belirledik. YÖK sınavı 27-28 Haziran'da, LGS sınavı 20 Haziran'da, Askeri Öğrenci Sınavı 14 Haziran'da yapılacaktır. Üniversiteler 15 Haziran'da akademik takvime dönebilecekler.
"Sağlık Bakanlığı'mızın ve Bilim Kurulu'muzun görüşlerine uygun şekilde hazırladığımız planı dinamik şekilde uygulayacağız. Bazı tarihlerin öne alınması, bazılarının geriye bırakılması mümkündür. Ülkemizin ne zaman normalleşeceğinin kararını 83 milyon hep birlikte vereceğiz. Salgının yeniden yayılması halinde çok daha sert tedbirlere başvurabiliriz. Tedbirsiz tevekkül, cehalet alametidir. Biz salgınla mücadele için bilim insanlarımızın söylediği her tedbiri yerine getirerek Allahın bir kaderinden diğerine sığınacağız.
"Dünyanın özellikle salgın sonrası hiçbir bakımdan eskisi gibi olamayacağı bir dönemden geçtiğimizi unutmamalıyız. Bunun ülkemizde de yeni bir uyanışa, dirilişe vesile olmasını diliyorum. Ülkemizde maalesef tek parti devrinden beri bu millete maddi manevi eziyet eden bir anlayışın, salgın günlerinde bile içindeki kiri ortaya saçmaktan vazgeçmediğini görüyoruz. Bu faşist zihniyet hala vesayet, darbe, cunta özlemiyle yanıp tutuşuyor. CHP yöneticilerinin son bir haftadaki beyanlarını alt alta koyduğunuzda ortaya çıkan tablo bize bunu söylüyor. Demokratik yöntemlerle iktidara gelmek yerine, darbeyle ülkenin yönetimini gasp etme hevesiyle hareket edenler, 15 Temmuz'da milletten aldıkları derse rağmen aynı yolda yürümeye devam ediyorlar. Son günlerdeki örnekler bile karşımızdaki hastalıklı zihniyetin iflah olmayacağının göstergesidir. CHP yöneticilerinin yaptıkları demokrasiyle, hukukla, hatta insanlıkla bağdaşmaz. Sürekli iftira atılarak, insanların mahremiyetine girilerek siyaset yapılmaz. Gerçi bunların kasetle göreve gelmiş genel başkanları da yıllardır aynı yöntemi kullanıyor. CHP'nin bu tarzı yüzünden yeni nesillerin siyasetten soğumasından endişe ediyoruz. CHP yöneticileriyle aynı zihniyetin medyadaki mensuplarını buradan bir kez daha ikaz ediyoruz. Beyhudelerle uğraşmayın, Türk milleti sizi ne o sandıktan çıkartır,, ne de sırtınızı yasladığınız darbecilere meydanı bırakır,. Kesinlikle milli değilsizniz, yerliliğiniz de tartışılır. Siz bu ülkede ne kadar bozguncu, ne kadar sapkın, ne kadar azgın varsa hep onlarla birlikte oldunuz. Asla milletin safında yer almadınız. Sizin ne omurganız, ne davanız, ne kavganız var. Siz mitolojideki sadece düşmanlıktan, nefretten, acıdan beslenen yaratıklar gibisiniz. Ne millete, ne insanlığa dokunan en küçük bir faydanız yok. Deprem olur, bina yıkıntılarının altında kalan insan sayısını çok göstermek için uğraşırsınız. Ekonomimize saldırı olur, siz oradan siyasi rant devşirme peşinde koşarsınız. Darbe girişimi olur, siz balkonlardan tankları alkışlar, televizyon karşısında kahvenizi yudumlarsınız. Şehit sayısını yüksek göstermek için binbir yalan uydurursunuz. Harekat düzenleriz, siz teröristlerin savunucusu olarak karşımızda yer alırsınız. Tüm dünya salgınla mücadelemizi takdir ederken, siz yalanlarla ortada gezersiniz. Buna karşın ülkemizin ve milletimizin hayrına olan hiçbir meselede ne işin ucundan tuttuğunuz, ne de hakkı söylemek baabında tek kelime ettiğiniz duyulmuştur. Engellemeye çalıştığınız her hizmeti tepe tepe kullanıp, zehirli dilinize bunları sokmaktan kaçınmazsınız. İnşa ettiğimiz şehir hastanelerini karar delik olarak yaftalayanlar, en küçük bir pişmanlık emaresi gösteremedi. İstanbul Havalimanı'nı hala hazmedemediklerini görüyoruz. Sırf polemik malzemesi yapmak uğruna insanların ailelerine saldırarak girdikleri vebalin umurlarında olmadığını görüyoruz. İnsanlık nasıl Covid-19'u yenecekse, Türkiye'de bu bağnaz zihniyeti tarihe gömecektir. Türkiye'nin yeni dönemdeki en önemli kazanımlarından birinin de siyasetteki bu değişim olacağını ümit ediyoruz. Türkiye olarak bir yandan salgınla mücadele ederken, diğer yandan ülkemizin güvenliğiyle ilgili konuları da takip ediyoruz.
"Terör örgütü hem sınırlarımızda, hem sınır ötemizde saldırılarını artırmak için çalışıyor. Ülkemiz içinde sayıları azalmış olmakla birlikte varlıklarını sürdüren teröristleri eylem yapmasına izin vermiyoruz. Irak'ın kuzeyinde ve Suriye'de geniş bir alanda faaliyet yürüten terör örgütü mensuplarının her adımını izliyoruz. Güvenli hale getirdiğimiz bölgeye sızmaya çalışan terör örgütü mensuplarını anında imha ediyoruz. Güvenli bölgelerimizin sürekli taciz edilmesine daha fazla sabretmeyeceğiz. Şayet terör örgütünün ve rejimi onların hamiliğine soyunanlar kontrol edemeyecekse, biz kendi gücümüzle hepsini yola getirmesini biliriz. Bu çerçevede yeni adımlar atabiliriz. Libya'da ülkenin meşru yönetimine verdiğimiz destek sayesinden Hafter gerileme sürecine girmiştir. Hafter'i kurtarmaya kendisini destekleyen ülkelerin çabası yetmeyecektir. Bu anlayışla meşru Libya hükümetine, yönetimine verdiğimiz desteği devam ettirerek bölgeyi barış beldesi haline getirmeye kararlıyız."