TRT’de yayınlanan son referandum programına katılan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
55-60 ARALIĞINDA GÖSTERENLER VAR
“Ben bu referandumda bir şey gördüm. Özellikle hayır blokunda olanların önemli bir kampanya sürdürmediklerini gördüm. Kampanya sürdürmemeleri bu işe ne denli sahip olduklarının bir ifadesiydi. Bunlar hayır olayına pek inanmış değillerdi. Şu an itibarıyla tüm araştırma gruplarından bize gelenler, hepsi de hemen hemen olumsuzu hiç yok, hepsi ‘evet’ istikametinde. Ama bakıyorsunuz aralarında birer, ikişer, üçer puan var. Bunların içerisinde açık ara olanlar da var. Pazar günü öyle zannediyorum ki, çok çok farklı bir netice de ‘evet’ lehinde gelebilir. ‘Evet’ lehinde çıkacak olan bu netice, milli iradenin bu yeni yönetim sistemini ne denli benimsediğini de ortaya koyacaktır. Oran, 55’in altında gösterenler de var, 55-60 aralığında gösterenler de var.
SEN BİR DEFA HDP’NİN ÜYESİ MİSİN
Bakın AGİT diye Avrupa’nın seçim kampanyalarını takip eden bir örgütü vardır. AGİT rapor veriyor. Verdiği raporda tarafgir davranıyor. Kalkıp evet çıkarsa şöyle olur böyle olur diyemez. Çok edep dışı bir şey bu. Mesela ‘hayır kampanyaları engelleniyor.’ Die Welt Gazetesi’ne konuşan AGİT İnsan Hakları Ofisi Direktörü Michael Link, Türkiye’de referandum sürecinde hayır kampanyalarının sürdüğünü söyledi. Ondan sonra HDP’nin 13 vekilinin cezaevinde olmasına dönük sıkıntılar gibi. Sen bir defa HDP’nin üyesi misin? Devlet CHP’ye de para yardımı yapıyor, ayni oran olarak eşit oranda, diğer partilere de HDP’ye de ciddi manada para veriyor. Bunlar aldıkları parayı nerede kullandılar? Seçim kampanyasında mi kullandılar? Bunlar aldıkları paraları dolaylı yollarla dağa gönderiyorlar, sıkıntı burada. Hayır bloğunun başında teröristler, terör koordinatörleri var, Kandil var, İmralı var, Fetullahçı Terör Örgütü’nün başı o var. Onun için verilecek oyların önemi çok büyük.
AMERİKA BAŞINA BELA ETMEMELİ
(Fetullah Gülen’in iadesi) Ümidimi kaybetmek istemiyorum, yani hala ben bu ümidimi koruyorum. Ve biz elimizden gelen nedir? Onlara sürekli olarak tüm bakanlarımızla, Başbakanımız, sahsım, muhataplarımızla bunları hep kendilerine iletiyoruz. Temennim odur ki, Amerika bu yanlışı görmüştür. Dolayısıyla artık bu şarlatanı ülkesinde barındırıp, başına bela etmemeli. Tabii bu şarlatanla beraber, bu şarlatanın bütün yavruları da orada. Orada karargahı kurmuşlar. Ama nedense bunları idari bir tasarrufla dahi bu adamı hala içeri almayışları düşündürücü.
TÜRKİYE AB’NİN ŞAMAR OĞLANI DEĞİL
Buradan terörist kaçıyor Yunanistan’a gidiyor. Hala o teröristler el bebek gül bebek hala saklanıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Biz sizinle NATO’da beraberiz müzakereleri yürüttüğümüz AB’de sizlerle görüşüyoruz, komşumsun, en çok turist benden sana geliyor. Bütün bu olaylar ortadayken sen kalkıp da benim düşmanıma dost olmaya kalkarsan kusura bakma. (AB süreci) Pazardan sonra Sayın Başbakan’la, hükümetimizle oturup konuşacağız bunları. Çünkü Avrupa Birliği’nin 54 senedir bize çektirdiği çile yeter. 54 sene, böyle bir ülke yok. Hiçbir ülkeye bunlar böyle çile çektirmediler. Türkiye herhalde bunların şamar oğlanı değil, herkes haddini bilecek. Öyleyse Türkiye’ye yakışanı vereceksin arkadaş. Sen vizede benimle dalga geçiyorsun.
BÖYLE İDDİAM OLMADI
(Eyalet tartışması) 40 yıllık siyasi hayatımda benim böyle iddiam ‘rejim değişecek’ diye olmamıştır. Rejim 1923’te bitmiştir ve Cumhuriyettir. Türkiye’nin eyalet sistemi gibi bir problemi, derdi yok. Gündemde böyle bir şey yok. 18 madde, bunun içinde böyle bir şey var mı yok. Nereden çıkıyor bu, kim uyduruyor bunu? Bozukluk burada. Böyle bir şey olmadığına göre bunu söyleyecek birisi varsa meydanlarda ya ben söyleyeceğim ya da AK Parti’nin genel başkanı, başbakan söyleyecek. Böyle bir şey bizden çıktı mı yok. ‘Şu söylemiş bu söylemiş’ bırakın bu işleri. 14 senedir bu işi yapıyoruz bizim böyle bir şeye teşebbüsümüz olmamıştır. Biz ükemiz için böyle bir şeyi bugüne kadar gündeme getirmedik, biz hep üniter yapıyı savunduk.
NAMERTLER VAR
Bizim bayrağımızı kongre salonlarında asmayan namertler var. Yurtdışına gitmeyin, burada yapılan kongrelerde asmıyorlar. Eyy milletim yanlışa düşme, bizim bayrağımızı kongrelerinde salonlarına asmayacak kadar ihanet içierisinde olanlarlar var. İstiklal Marşımızı söylemeyecek, söyletmeyecek kadar vatana ihanet içerisinde olanlar var. Siz de İstiklal Marşı’na karşıysanız bunu bilemem. Bu vatanda kimse operasyon yapamaz. Bu alçaklar yeri geldi kendileri için bazı bölgeleri tırpanlamaktan bahsettiler mi bahsettiler. Oralar mezar olmaya başladı geri vitese sardılar. Bunlar hayırcı, bunlar müşterek çalışıyorlar. Nerede bu eyalet, böyle bir şey olabilir mi? Bunların hepsi kafa karıştırmaktır. Kılıçdaroğlu bunlara sarılıyor. Kılıçdaroğlu, sen benden çıkana bak, Sayın Başbakanın ağzından çıkana bak. Hakkari’ye Türk bayrağı ile gidemedin. HDP’ye güvendin onlarla beraber miting yaptın. Adamları da alanlara onlar getirdi. Bunların hepsi bizim istihbarat raporlarında var. Sen kimi aldatıyorsun, çok aldattın bugüne kadar bu insanları ama bundan sonra aldatamayacaksınız.
YERLİ VE MİLLİ DURUŞU ÖNEMLİYDİ
Sayın Bahçeli ile birlikte, özellikle sadece kampanya sürecini ele almak yanlış olur. Parlamento sürecini de ele almak lazım. Parlamento süreci kampanya sürecinden çok daha önemliydi. Oradaki yerli ve milli duruşu önemliydi. Atılan kirli o iftiralara rağmen, kendi içinde grupların oluşturduğu saldırılara rağmen AK Partisiyle güzel bir dayanışma ortaya koydular. Orada bu iki arkadaşa çok teşekkür etmek lazım süreci iyi yönettiler. Genel başkanlarına olayları iyi rapor ettiler. 18 maddeyi bu aşamada çok çok önemli buluyorum. 339’u yakalamaları, birileri yakalayamaz havalarındaydı, bu halk oylamasının önünü açmış oldu.
PAZAR BAYRAM OLACAK
Pazartesiye bırakmayalım işi, pazar, ülkenin bir bayramı olacağını düşünüyorum. Bu olayı hafife almak yanlış olur. Türkiye darbeler silsilesinden sonra milli irade ile tecelli eden bir hükümet sistemine geçiyor. Bu bakımdan çok önemli.
KASETLE GELDİ CD İLE GİDER
‘Denize dökeriz’ lafı bu kampanyada en çirkin, en adi, en alçakça söylenebilecek bir ifadeydi. Türk siyasi hayatı içerisinde en kıdemli parti olan CHP adına bir kara lekedir. Baykal’ın özellikle ‘hayır çıktığı zaman denize dökmüş kadar sevineceğiz’, bu kadar deneyimlisin bu da tabi çok çok çirkin bir ifade. Bunları kendilerine yakıştıramadığım gibi başındaki zatı zaten konuşamama gerek yok. Partinin olumsuzluğa giden kaderinin baş aktörü. Kasetle geldi büyük ihtimalle de CD ile gider, olayı bu. Çok da muhatap almaya gerek yok.”