İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Kadına şiddet başta olmak üzere bu konudaki tüm tartışmaları etraflıca değerlendirerek, görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık. İfrat ve tefrit noktasında yüce dinimizi karalamaya yönelik her türlü yanlış adıma karşı olduğumuz güçlü şekilde ifade ettik.
Artık çoğunluğu büyük şehirlerde yaşayan teknolojinin hayatın her alanını kuşattığı günümüz dünyasındaki Müslümanların sorunlarına cevap veremeyen görüşlerin Kuran-ı Kerim ve peygamberimiz sünneti ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirttik. Tabi bu tartışma esasen bizim işimiz olmamalıydı. Ama konuşması gerekenlerin sustuğu, susması gerekenlerin konuştuğu bir ortamda gönlümüz yüce dinimize saldırmak için pusuda bekleyenlerin değirmenine su taşıyan sorumsuzluklara rıza göstermedi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu tartışma alimlerimiz, ariflerimiz tarafından yerli yerine oturtulacak, İslam adına bir kazanca dönüşecektir.
"BİZ KAYGILARIMIZI SİZE İLETTİĞİMİZ ZAMAN NEREDEYDİNİZ"
Buraya girerken etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3647’ye yükseldi. Amerika’dan sözcü açıklama yapıyor. “Afrin’de kaygılıyız” diyor. Biz kaygılarımızı size ilettiğimiz zaman neredeydiniz? Gelin burada bu terör örgütlerini temizleyelim dediğiniz zaman neredeydiniz? Siz terör örgütleriyle iş birliği yaparak DEAŞ’ı temizleyeceğinizi bize söylemiştiniz. “Gelin bunu beraber yapalım” dediğinizde bize inanmadınız. Buyurun şimdi PYD’sini de YPG’sini de bizim Mehmetçiğimiz Özgür Suriye Ordumuz nasıl halletti işte ortada.
"BİZİ ALDATMAYA KALKTINIZ"
Bir taraftan "stratejik ortağımızsınız" diyeceksiniz sonra teröristlerle işbirliği yapacaksınız. İşte gerçek ortada. Eğer bizimle stratejik ortaksak bize saygı duyacaksın ve bizimle beraber yürüyeceksin. Ve bizi aldatmaya kalktınız. Hep söylüyorum, 5 bin TIR, fazlası var azı yok buraya silah soktunuz. 2 bin kargo buraya mühimmat soktunuz. Biz sizden paramızla silah istedik bize vermediniz. Ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahı mühimmatı verdiniz. Bu nasıl ortaklık? Bu nasıl dayanışma?
"BÜTÜN O MÜHİMMAT DA YAVAŞ YAVAŞ BİZİM ELİMİZE GEÇİYOR"
Ve şimdi o açılan tüneller, o tünellerin içindeki silah mühimmat depoları. Aynı şekilde silah mühimmat evleri. Bak, bunların hepsini şimdi yıkıyoruz. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Ve bütün o mühimmat da şu anda yavaş yavaş bizim elimize geçiyor, geçecek.
“160 BİN İNSAN TOPRAKLARINA DÖNDÜ”
Türkiye sınırları ötesinden kendisine yönelen terör tehditlerine karşı artık tepkisiz kalmayacağını 24 Ağustos 2016 tarihinde başlattığı Fırat Kalkanı harekatıyla ilan etmişti. Bundan önce de sınır ötesi operasyonlarımız olmuştu. Ama bunlar daha ziyade gir-çık şeklinde, nokta operasyonlar olarak cereyan etmişti. Fırat Kalkanı ile ilk defa belirli bir noktayı değil 2 bin kilometrekarelik bölgeyi, sorun olmaktan çıkararak bunları kontrolümüz altına aldık ve oranın güvenliğini de şu anda biz sağlıyoruz. Ve 160 bin insan topraklarına döndü. Bunun resmen sonuçlanması 216 gün sürmüş olsa da aslında ilk 100 günde bölgedeki DEAŞ ve PYD mensuplarından 3 bin kişi imha edilerek bu örgütler tamamen saf dışı bırakılmıştır.
“PATLAYICI VE KILIÇ ARTIKLARIN TEMİZLENMESİ İÇİN OPERASYONLARINA BİR MÜDDET DAHA DEVAM EDECEKLERDİR”
Afrin bölgesini, DEAŞ mensubu teröristlerden temizlemek için başlattığımız Zeytin Dalı harekatında iki ay geçmeden şehir merkezini kontrol altına almış bulunuyoruz. Yine patlayıcı ve kılıç artıkların temizlenmesi için operasyonlarına bir müddet daha devam edeceklerdir. Orada herhangi bir endişeye mahal bırakmadan bu temizliğin yapılması gerekiyor. Şu anda ÖSO ve bizim oradaki askerlerimiz bu arama taramayı devam ettiriyor. Çünkü yarın orada herhangi bir sıkıntı yaşamamalıyız. Bunun için hassasiyetle bu süreç devam ediyor, edecek.
Türkiye Afrin’e operasyon başlayınca önce bir şaşkınlık yaşandı. Afrin’i hedef alabileceğimiz beklemiyordu. Terör örgütünü sürekli büyüten, kanlı çatışmaların havasını veren haberler yayılmaya çalışıldı. Batı ülkeleri bize “bir an önce operasyonu bitirin” mesajları veriyordu.
“ASLANLAR MEYDANA ÇIKINCA ÇAKALLARIN PAYINA KAÇMAK DÜŞER”
Biz onları kırmadık. Ricaları yerine getirelim istedik ve 2 ayda Afrin operasyonunun askeri safhasını bitirdik. Şunu unutmayın, aslanlar meydana çıkınca çakalların payına kaçmak düşer. PYD’li çakallar kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Güya bize karşı savaşmak için hazırladıkları mevzileri, korunakları gördünüz. Onlara mezar oldu. Sivillerin arkasına sığınarak ancak bu kadar dayanabildiler. Masum halka etmediklerini bırakmayanlar bizi sivillere zarar vermekle suçlamaya kalktılar. Tüm iftiraları çürüttük.
Şimdi bölgeyi oranın asli sahibi olan kardeşlerimiz için yeniden yaşanabilir hale getirmeye çalışıyoruz.
“ALLAH’IN BİZİMLE BİRLİKTE OLDUĞUNU BİLEREK ASLA KORKMAYACAĞIZ”
Bundan 103 yıl önce 18 Mart’ta Çanakkale’de verdiğimiz mesaj neyse Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonunda verdiğimiz mesaj aynıdır. Biz bu ülkeyi bu vatanı kimselere bırakmadık, bırakmayacağız. Hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, millet olarak birliğimizden beraberliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Hangi bedeli ödetirlerse ödetsinler. İnancımızın sembolü ezanımızı susturamayacak, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı indiremeyecekler. Allah’ın bizimle birlikte olduğunu bilerek asla korkmayacağız. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden Allah’ın izniyle bu ülkeye ne bir kimse el uzatabilir, ne de bir kimse zincir vurabilir. İstiklalini tehdit edecek kim olursa olsun, çiğner geçeriz. 17-25 Aralık’ta çukur eylemlerinde 15 Temmuz’da Afrin’de işte yaptığımız budur.