Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP Iğdır 6. Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

“Iğdır'a üniversiteyi kim getirdi? Iğdır'a Havalimanı'nı kim getirdi? Yeter mi? Yetmez. Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizin dört bir köşesini bu eserlerle donattık.

Bizden önce Iğdır, Ankara'ya çok uzaktı. Sadece mesafe olarak değil, zihin olarak kalp olarakta uzaktı.Bizim lugatımızda uzak, ücra köşe yoktur. İstanbul, Bursa neyse Iğdır, Kars, Muş da odur.

Bize oy versin-vermesin şehirlerimiz arasında hiçbir ayrım yapmadan hizmet götürmenin, eser üretmenin mücadelesini verdik. Kirli operasyonlara rağmen millete hizmet yolunda bir adım dahi geri atmadık.

Iğdır'da 15 yılda toplam 3,5 milyar liralık yatırım yaptık. Başta İran ve Azerbaycan olmak üzere turistler ülkemize Iğdır'ın güzelliklerini görmeye geliyor.

Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu projesinin altyapı işlemleri bitti. 2018'de yatırım programına alınacak.

Hayvancılıkta yeni dönem başlatıyoruz. Meraları hayvancılığa açıyoruz. Ahır ve ağılların inşaatına yüzde 50 hibe sağlıyoruz.

Terör belasını susturmak için tüm samimiyetimizle nasıl çırpındığımızı biliyorsunuz. Bir haftada 100 teröristi etkisiz hale getirdik. Silah, ölüm, baskı ve tehdit üzerinden kurulan oyunların hepsi çöküyor. Bölücü terör örgütü, yaz-kış demeden aralıksız sürdürdüğümüz operasyonlar neticesinde tarihinin en büyük hezimetini yaşıyor.

Şu anda canilere verdikleri silahların Türkleri, Türkmenleri, Kürtleri, Arapları, Sünnileri, Azerileri katletmesinden herhangi bir sıkıntı duymuyorlar. İslam dünyasının en güzel şehirlerinin enkaza dönmesinden belki memnun bile oluyorlardır ama tarih evdeki hesabın çarşıya uymadığının nice örnekleriyle doludur. Son pişmanlık fayda etmez.

Yalanı su gibi tüketen, sabah akşam iftira atmayı siyaset zanneden, FETÖ’nün kara propaganda merkezine dönüşmüş bir ana muhalefet partisi ile karşı karşıyayız.

Söylediği yalanlarla bu zatın adı siyasette CHP'nin yalancı çobanına çıkmıştır. Bizce bu zat, artık siyasetin değil psikiyatrinin konusudur.

Tıpta bu tür tiplerin, kontrolsüz şekilde yalan söyleyen kişilerin teşhisini sordum. Dedim ki 'Buna tıpta ne deniyor?' Bir psikiyatrist arkadaşım bana dedi ki 'Bunun adı mitomanidir.' Psikiyatriktir bu olay. Ne demek mitomani, onu da söyleyeyim, yalan söyleme hastası. Böyle bu. Bizce bu zat artık siyasetin değil psikiyatrinin konusudur

Artık biz de mahkemelerde bunun yalanlarıyla uğraşmaktan usandık.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra sırf Yenikapı'da vermeye çalıştığımız birlik beraberlik görüntüsünün hatırına şahsıma yönelik hakaretleri için açtığım tazminat davalarını geri çekmiştim. Dedik ki belki birlik beraberlik olur ama maalesef, belki akıllanır, maalesef, belki kendine biraz çeki düzen verir, böyle umut ettim ama nafile. Iğdırlı kardeşlerimin dediği gibi 'Kurt köyünü değiştirir lakin huyunu değiştirmez.' Bu da bizim tüm iyi niyetimize, alicenaplığımıza rağmen kötü huyundan vazgeçmedi.

Hiç kimse bu ülkede dışlanmış, ötelenmiş hissetmesin diye gayret sarfediyoruz. Biz Türküyle, Kürdüyle, Azerisiyle, Terekemesiyle, hepsiyle 80 milyon tek milletiz. Biz yaradılanı yaradandan dolayı sevdik.

Unutmayın, hiçbir zaman beşer planında, beşeri hiçbir gücün önünde eğilmedik. Rabbim bizi yaratılmışların en şereflisi olarak yarattı. Rabbim bizi öyle bir ayrıma tabi tutmadı. Bizim değerlerimizde kula kulluk yoktur. Bizim değerlerimizde sadece Allah’a kulluk vardır.

Gençler, sakın mezhep ayrıcalığına düşmeyin. Bizi bölmek isteyenlerin oyununa gelmeyin. Bizde Sünnilik yok, bizde Caferilik Alevilik yok, bizde illa İslam var, İslam'dan başka bir şey yok. Biz birbirimizi Allah için seveceğiz.”