Fruko şirketini Pepsi’ye satan Melih-Güngör Sipahioğlu’nun üç kızı anne-babalarını vergi hırsızlığı ve akli dengesizlikle suçladı. Anne-baba da “Size bağışladığımız 60 milyonu geri verin” davası açtı. Yargıtay, davayı “Kızların davranışı aile anlayışına aykırı” diyerek haklı buldu.
Sipahioğlu ailesi sahibi oldukları Fruko’yu 100 milyon dolara 2002 yılında Pepsi’ye satınca, aile
içerisinde bölünme başladı. Anne ve baba ile 3 kız birbirine düştü. Öz kızları Nilgün Delikan, Sema Kızıl ve Selda Gocay, Pepsi’nin ABD’deki merkezi ile birlikte hemen tüm devlet kurumlarına gönderdikleri ihbar mektuplarıyla, anne babalarını ’vergi hırsızlığıyla’ suçladı. Kızlar, babaları Melih Bey’in parayı yurt dışına kaçıracağını, anneleri Güngör Hanım’ın da aile doktoru Mehmet Tekinel ile yasak aşk yaşadığını iddia etti. Mahkemeye başvuran 3 kız kardeş, anne babalarının vesayet altına alınmasını talep etti. Ancak mahkeme tarafından Bakırköy Ruh ve sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilen çifte, akıl sağlıklarının yerinde olduğuna dair rapor verilince, bu dava reddedildi.
’Elebaşı’ Selda!
Sipahioğlu çifti, bu ağır ithamlar karşısında daha fazla sessiz kalamadı. Elebaşı olarak gördükleri kızları Selda ile Nilgün’e karşı hukuk savaşı başlattı. Çift, kızlarına ’bağıştan rücu (vazgeçme)’davası açtı. Bugüne kadar verdiklerini iddia ettikleri 60 milyon lira tutarındaki para ve malları geri istedi. Mahkeme, davacı çiftin talebi üzerine davalıların tüm mal varlıklarına ihtiyati tedbir koydu.
Bağış değil; görev!
Kızlar ise mahkemeye sundukları yanıt dilekçelerinde, “Anne-babamız bize verdiklerini geri alamaz. Bunlar bağış değil bir görevdir” iddiasında bulundu. 5 yıl süren yargılama, 14 Mayıs 2007’de sonuçlandı. Mahkeme, davacı tarafın söz konusu davayı yasal süresinde açmadığı ve bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği sonucuna vararak, davaları reddetti. Davacı taraf, temyiz için Yargıtay’a gitti.
Yargıtay: Anne-baba haklı
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, yaklaşık 2 yıl süren bir incelemenin ardından kararını verdi. Yargıtay ilamında, davacı anne-babanın, kızları Nilgün’e verdiklerini ileri sürdükleri 1 milyon doları ödediklerini kanıtladıkları belirtildi.
Aynı şekilde kızlardan Selda’ya verilen 1 milyon dolar ile Sarıyer Emlak Konutları Koruevleri’ndeki dubleks dairenin de teslim edildiğinin kanıtlandığını vurgulayan Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, davalıların, Türk toplumunun aile anlayışına aykırı hareketlerde bulunduklarını savundu. Yargıtay, bu şekilde Borçlar Kanunu’nun (BK) 244’ncü maddesi uyarınca, bağıştan rücu şartlarının oluştuğu sonucuna vardı. Böylece son yılların en ilginç davalarından birinin sil baştan görülmesinin yolu açılmış oldu.
‘Asıl sorun annemle bizim aramızdaydı’
Nilgün Delikan Balkan Şampiyonu milli binici Ülkan Delikan’la yaptığı evlilikten sonra iş hayatından çekildi. Delikan, “Dedemin kurduğu şirketin satılması beni üzdü. Tanıyanlar parayla pulla işimizin olmadığını bilir. Sorun annem” diyor. Evin ortanca kızı Selda Gocay ise Hanım, demir tüccarı Ekrem Gocay’ın yeğeni Enver Gocay ile evli. O da annesine yükleniyor: “Tek üzüldüğüm nokta, babamın 400 milyon dolarlık şirketi 100 milyona satması. Asıl sorun annemle bizim aramızdaydı, ama arada şirket gitti...”
İşte kavga çıkaran bağışlar!
“Sarıyer Emlak Konutları Koruevleri’nde süper lüks iki dubleks daire. Ortaköy Marmara Sitesi içinde bulunan süper lüks iki daire. Fruko’nun satışından sonra Selda Gocay ile Nilgün Delikan’ın hesaplarına yatırılan toplam 2 milyon dolar. Bu satıştan sonra elden teslim edilen toplam 1 milyon 202 bin dolar. Fruko şirketinde 2 milyon 286 bin 867, Tamek Gıda’da 1, Ajanstek Reklamcılık Anonim Şirketi’nde 477 hisse.”
Vatan