Bu kez de gazetenin başyazısında Kıbrıs sorunu için salı gününün çok kritik olduğu belirtilerek Kıbrıslı liderlerle BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon arasıdaki görüşmeden bölünme çıkabileceğini yazdı.

İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un geçtiğimiz günlerde The Times gazetesinde kaleme aldığı yazıda Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” olasılığından bahsetmesinin ardından bu kez de Financial Times, dünkü başyazısında bu ihtimalin giderek daha olası hale geldiğini savundu. Gazete, salı günü New York’ta Eroğlu-Hristofyas ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon arasında gerçekleşecek görüşmenin Kıbrıs sorununun çözümü için son şans olabileceğine de dikkat çekti. Hatta Rusya’nın KKTC’yi tanımakta dünya ülkelerine öncülük edebileceğini dahi ima etti. İşte FT’nin başyazısı:

Yüksek rütbeli bir İngiliz diplomat olan Sir David Hannay, daha önce Kıbrıs görüşmelerinde başarılı bir sonuç çıkmayacağına dair bahse giren kimsenin para kaybetmeyeceğini söylemişti. İngiltere adına Kıbrıs’ta özel temsilcilik görevini yapan biri olduğu için sözünü önemsemek gerekir. Birleşmiş Milletler aracılığıyla yapılan görüşmeler 37 yıllık soruna bir çözüm bulamadı. Süreç bir çıkmaza giriyor. Bu çıkmaz da adanın kalıcı olarak ya birleşmesi ya da ayrılmasıdır. Uluslararası arenasında Kıbrıs Devlet Başkanı olarak tanınan Dimitris Hıristofyas ve KKTC lideri Derviş Eroğlu perşembe günü New York’ta BM genel sekreteri Ban Ki-Moon ile görüşecek. Eğer görüşmelerde ilerleme sağlanamazsa, ki bu çok büyük bir olasılık, BM aradan çekilebilir ve bölünme olasılığı bu kez ciddi bir şekilde artar.

İdeal sonuç değil ama...

İki devletli çözüm ideal bir sonuç değil. Fakat adadaki her iki topluluk da suçlu. Uzun zamandan beri Rumlar, Kıbrıs’ın birleşmesi gerektiğini sürekli dile getirirken bunu gerçekleştirecek önemli siyasi kararlar almadı. Türkler en azından 2004 yılında Annan planına onay verdi. Fakat Eroğlu, 1983-2005 arasında Devlet başkanı olan Rauf Denktaş gibi iki devletli bir çözüm istiyor. Eğer Türk kesimi devletlerinin tanınmasını isterse bunu İngiltere’nin onaylaması çok zor. Çünkü Londra 1960’da adanın bölünmemesi için yapılan anlaşmanın garantörü konumunda. Diğer AB ülkeleri de tereddüt edecektir.

Rumlar akıllarından çıkarmasın

Fakat her durumda Kıbrıs sorununu bahane eden Rumlar’ın esiri olmak da istemiyorlar. Türkiye’nin yükselen jeopolitik ve ekonomik önemi, AB’nin Ankara’ya Rumlara rehin olmayacağını göstermesini zorunlu kılıyor.
Rumlarla iyi ilişkiye sahip Rusya bile Türkiye ile ilişkilerin canlanması için gidişatın değişebileceğinin sinyalini veriyor. Adadaki Türklerin tecridi daha fazla devam etmeyebilir ve bunu Rumlar, BM görüşmeleri suya düşmeden önce akıllarından çıkarmamalıdır.
14/11/2010