Fethullah Gülen, Londra’da kendisi ve liderliğindeki hareketle ilgili düzenlenen uluslararası toplantıya yolladığı mesajda “Öteden beri binlerce kişinin karşılık beklemeden gösterdikleri gayretin bir tek şahsa hasredilmesinden rahatsız oldum ve halen de oluyorum” dedi. Cemaatinin faaliyetlerini ‘gönüllülerin hizmet ve barış hareketi’ olarak tanımlayan Gülen sözlerini “Bu harekete ciddi bir katkıda bulunduğumu söyleyemem. Anlaşılan hareketin temsilcileri kibarlık ve iyiniyetlerinin ifadesi olarak aralarında bana da yer açmışlar” diye sürdürdü. Ancak dün Londra Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Okulu’nda sunulan 24 tebliğin ortak noktası, bu hareketin başında ve merkezinde Gülen’in bulunduğuydu. Bu konuda Türkiye ve ABD’de cemaatte araştırmalar yapan, kamplarına giden, kız öğrencilerin yatakhanelerinde kalan ve Gülen’in ilk öğrencileriyle görüşen Loyola Üniversitesi’nden Prof. Marcia Hermansen ilginç örnekler verdi. 1980’de Gülen’in bir dershanenin 5’inci katında kaldığını ve ‘beşinci kat’ın cemaat üyeleri için sembolik, hatta kutsal bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Gülen’i eleştirenler de vardı
Tebliğlerde Gülen ve cemaatinin genellikle olumlu yönleri ön plana çıkarıldı, ancak Londra Üniversitesi King’s College’dan Bill Park gibi yer yer eleştiri yapanlar da vardı. Gülen hareketenin nasıl ‘uluslarötesi’ bir hal aldığını ayrıntılarıyla anlatan Park, Türk cumhuriyetlerde aşırı etkili olan cemaatin Türk olmayan Müslüman topluluklarla, özellikle Arap ülkeleriyle fazla ilgilenmediğinin altını çizdi. Eğitim alanındaki seçkinci yaklaşım sonucu Türkiye içinde ve dışında “belki de hizmetlerine en fazla ihtiyaç duyan birçok kesime” ulaşamadıklarını söyledi. Dinlerarası diyalog fikrine sıcak bakmayan kesimlere eğilmediklerini ileri sürdü. Konferans bugün sunulacak 25 tebliğin ardından sona erecek.
Tebliğlerden bazı alıntılar:
Mustafa Akyol (Gazeteci): Gülen’in İslami değil de liberal demokratik bir devlet istediğinin en güzel kanıtı, Türkiye’de muhafazakarlarla laik liberallerin çarpıcı ittifakıdır.
Prof. Louis Cantori (Maryland Üniversitesi-ABD): Gülen her geçen gün daha fazla öne çıkıyor ve çağdaş reformcu Türk İslamının sözcüsü haline geliyor. Onun sayesinde Kemalizmle İslami cumhuriyetçilik arasında güçlü bir köprü inşa ediliyor. Yani Gülen’e Türk toplumunu birleştirici kişi olarak bakılabilir.
Dr. Ahmet Kuru (Washington Üniversitesi-ABD): AKP Milli Görüş geleneğinden gelmesine rağmen pasif bir laikliği benimsedi ve küreselleşme yanlısı oldu. Bu süreçte AKP liderleri cemaatle yoğun alışverişte bulundu. Bu noktada Abant toplantıları önemli rol oynadı.
Prof. Paul Weller (Derby Üniversitesi-İngiltere): 7 Temmuz terör saldırıları sonrası Biritanya için Gülen’in öğretisi, İslam ve Müslümanları terörizme eşitleyen denklemi etkisizleştirmede sağlam bir İslami temel sunabilir.
Dr. Steve Wright (Leeds Metropolitan Üniversitesi-İngiltere): Gülen cemaati pozitif anlamda yayılmacı bir harekettir. Düşüncelerini gizlemez ve faaliyet alanını genişletmek için her türlü çabayı gösterir. Laik kesimlerle iletişim kurmak için de çok uğraşır.
Asaf Hussain (Leicester Üniversitesi-İngiltere): Gülen’in fikirlerinin İngiltere’de okunuyor olması lazım. Gülen hareketinin görüşlerini İslam dünyasına yaymada başarılı olamamasının nedeni S. Arabistan gibi petro-dolar devletleri tarafından fonlanmamalarıdır.
Vatan