öğrendik. Memleketten de telefonla aradılar, patlamayı sordular, biz televizyondan duyduklarımızı anlattık' dedi.

“KANDİL'E GİTTİĞİ YALAN”
Hüseyin Türeli'nin ağabeyi M. Türeli de, kardeşinin Kandil'de eğitim gördüğü iddialarını yalanlayarak, 'Hüseyin hayatının hiçbir döneminde yurtdışına gitmedi ve Kandil'de eğitim görüp Türkiye'ye giriş yapması da imkansızdır, bu büyük bir palavradır' diye konuştu. Ağabey Türeli, bu sözlerine kanıt olarak da pasaport giriş-çıkış dökümlerinin incelenmesini önerdi. M. Türeli ayrıca ailesinden hiçbir kişinin eline silah alarak dağa çıkmadığını ve devlete karşı savaşmadığını ifade ederek '1995 yılında İstanbul'a geldik, 12 kardeşiz, ailemize sahip çıktık, medyada süren yargısız infazları büyük bir hayretle karşılıyoruz' diye konuştu.

“EN İSTİKRARLI ÇALIŞANIMDI”
Hüseyin Türeli'nin çalıştığı tekstil atölyesinin patronu M.A. ise, işçisinin makinacı olarak kendisiyle birlikte 2001'den bu yana çalıştığını ve çok istikrarlı olarak işe gelip gittiğini dile getirdi. Hüseyin Türeli’yle birlikte gözaltına alındığını söyleyen M.A, 'Gözaltı süresince bana Hüseyin’in ilişkileri soruldu. Kendisi burada benim en düzenli çalışanımdır. İşine ve evine bağlı olduğunu anlattım. Mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan Hastanesinde tedavi altına alındı. Keskin'in vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğu ve hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.