İletişim ve belgesel film konusundaki çalışmalarıyla tanınan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yürütülen araştırmada, insanların neden haber öğrenmek istediklerinden kitle iletişim araçlarında yayınlanan haberlere ne kadar inandıklarına; habercilerin ne kadar özgürlüğünün olması gerektiğinden haberlerde en çok görmek istedikleri kişiye kadar 15 sorunun yöneltildiği ve sorulara karşılık alınan yanıtlardan, Türkiye'nin renkli, bazen de çelişkili bir görüntüsünün de elde edildiği açıklandı. Kitle iletişim araçlarında yayınlanan haberlerle toplum arasındaki ilişkiyi, insanların habere yaklaşımlarını, haberlerin günlük yaşam içindeki rolünü, kişilerin habere güven oranlarını ve haberle ilgili başka konuları saptamayı amaçlayan araştırmada, toplumun haberlerde en çok ilgilerini çeken ve en çok görmek istedikleri kişinin de Tayip Erdoğan olduğu ortaya çıktı.
Türkiye'nin değişik yörelerindeki 25 ilde uygulanan araştırmada, kendileriyle görüşülen değişik yaş gruplarındaki 407 kişiyle yüz yüze görüşülerek sorulara yanıtlar alındığı, araştırmanın çok değişik yörelerde yapılmasının ve ortak yanıtların çoğunluk biçiminde ortaya çıkmasının araştırma sonuçlarının güvenilirliğini arttırdığı belirtildi. Aralarında Adana, Ağrı, Amasya, Antalya, Balıkesir, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Hakkâri, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Nevşehir, Rize, Sivas, Trabzon, Van'ın bulunduğu 25 ilde gerçekleştirilen araştırmada, haberin insanların yaşamında çok önemli bir yer tuttuğu, ancak toplumun haberlerde ilgilendiği konuların gelişmişlikle doğru orantılı olmadığı sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
İNANMAK KOLAY DEĞİL
Kitle iletişim araçlarının ve haberlerin güvenilirliğinin sürekli tartışıldığı Türkiye'de, haber konusundaki bilimsel araştırmada da toplumun büyük bölümünün haberlere tam olarak güvenmediği sonucuna ulaşıldı. Araştırmada sorulan "kitle iletişim araçlarından aldığınız haberlerin doğruluğuna ne kadar inanırsınız?" sorusunun, 327 kişi tarafından "kuşkulanırım" diyerek yanıtlandığı, diğer katılımcılarca, "yüzde 20 inanırım", "yüzde 50 inanırım", yüzde 100 inanırım" veya "asla inanmam" diyerek yanıtlandığı öğrenildi. Bu sonucun, kitle iletişim araçlarında yer alan haberlerin güvenilirliğinin kuşkulu olduğunu düşündürdüğü, güvenilir haberin hala toplum tarafından aranan bir ürün olduğu vurgulandı.
HABER ÇOK ÖNEMLİ
Araştırmada sorulan "haberin insan için önem derecesi nedir?" sorusunun, araştırmaya katılan 407 kişiden 351'i tarafından "çok önemli" biçiminde, 38 kişi tarafından "önemli" biçiminde, diğer katılımcıların bir bölümünce de "olsa da olur almasa da" diyerek yanıtlandığı, yalnızca 3 kişi tarafından "gereksiz" biçiminde yanıt alındığı öğrenildi. Araştırmaya katılan kişilerin büyük çoğunluğunun haberi önemsemesi ve haberi yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası olarak algılaması, toplumu oluşturan bireylerin dünyaya açık yaşadıkları ve dünyadaki gelişmeleri yakından izleyerek gelişmelerden kopmak istemedikleri biçiminde değerlendirildi.
HABER DÜNYAYA AÇILAN KAPI
İnsanların neden habere yöneldiklerini öğrenmek amacıyla sorulan "neden haber öğrenmek istersiniz?" sorusunun, 211 kişi tarafından "insanları ve dünyayı tanımak için" diyerek yanıtlandığı, 96 kişi tarafından "yaşadığımı hissetmek için" diyerek yanıtlandığı, 55 kişi tarafından "kendimi egemen hissetmek için" diyerek yanıtlandığı, diğer kişilerce ise "zaman geçirmek için", "eğlenmek için" gibi yanıtlarla yanıtlandığı bildirildi.
RADYO VE TELEVİZYON EN YAYGIN ARAÇLAR
İnsanların habere nasıl ulaştıklarını öğrenmek amacıyla araştırmada sorulan "haberleri nereden alırsınız?" sorusunun, araştırmaya katılan kişilerin çoğunluğunu oluşturan 314 kişi tarafından "radyo veya televizyondan" biçiminde yanıtlandığı öğrenildi. 18 kişinin haberleri internetten öğrendiğini söylediği araştırmada, 11 kişinin gazete, 64 kişinin de haberlerin yer aldığı tüm araçlar aracılığıyla habere ulaştıklarını söyledikleri açıklandı.
HABERDE BİLGİ ARAYIŞI
Toplumdaki bireylerin çoğunun haberi yaşamsal açıdan çok önemli bulduğunu söylediği araştırmada, insanların haberden ne bekledikleri sorusunun, araştırmaya katılanların çoğunluğunca "bilgi versin" diyerek yanıtlandığı bildirildi. "Bir haberden beklentiniz nedir?" sorusunun 403 kişi tarafından "bilgi versin" diyerek yanıtlandığı açıklanırken; 2 kişinin "beni sıkıntılarımdan uzaklaştırsın", 2 kişinin de "bana güç versin" diyerek yanıtlandığı dile getirildi.
HERKESİN KENDİ KENTİ
Kitle iletişim araçlarında yer alan haberlerde çoğunlukla İstanbul, Ankara gibi batı Anadolu'daki büyük kentlerde yaşanan olayların konu edinilmesinin toplum tarafından nasıl karşılandığını da anlamak üzere sorulan, "en çok hangi kentle ilgili haberleri görmek istersiniz?" sorusunun, araştırmaya katılanların çoğunluğunu oluşturan 383 kişi tarafından "kendi kentim" diyerek yanıtlandığı belirtildi. Soruya "İstanbul" diyerek yanıt verenlerin 9 kişi, Ankara diyerek yanıt verenlerin 5 kişi, "başkalarının yaşadığı kentler" diyerek yanıt verenlerin sayısının 3 kişi olduğu bildirildi.
EN POPÜLER ERDOĞAN
Araştırmada haber alanında en popüler kişiyi belirlemek amacıyla sorulan "en çok kimle ilgili haber ilginizi çeker?" sorusunun 259 kişi tarafından Tayyip Erdoğan diyerek yanıtlandığı öğrenildi. Bu sorunun seçenekleri arasında bulunan iletişim bilimci Ünsal Oskay'ın adının kimse tarafından seçilmediği araştırmada, 1 kişinin Yıldız Kenter diyerek, 57 kişinin Fatih Terim diyerek, 39 kişinin Demet Akalın diyerek soruyu yanıtladığı öğrenildi. Diğer katılımcıların bu soruyu yanıtlamadığı veya hiçbiri diyerek yanıtladığı dile getirildi. Araştırmada sorulan, "haberlerde en çok görmek istediğiniz kişi kimdir?" sorusuna karşılık 248 kişinin Tayip Erdoğan diyerek yanıt verdiği öğrenildi.
ÇOĞUNLUK ÖZGÜRLÜĞE KARŞI
Özellikle kişilerin özel yaşamlarının haber konusu yapılmasına tepki duyan bireylerin tepkilerini almak amacıyla sorulan "habercinin her konuda özgürlüğü olmalı mı?" sorusunun, araştırmaya katılanların yarıdan çoğunu oluşturan 281 kişi tarafından "hayır" biçiminde yanıtlandığı, diğer katılımcıların "evet" diyerek soruyu yanıtladığı dile getirildi. Soruyu yanıtlayan kişilerin çoğunun, "bazı konular gizli kalmalı" diyerek de yanıtlarına açıklık getirmeye çalıştıklarının gözlemlendiği açıklandı.
HABER DENETÇİLERİ
İşlevlerini tümüyle veya kısmen yitirmiş veya görevlerine devam ediyor olsalar da, Basın Konseyi, Basın Şeref Divanı, Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK gibi kurumların varlığının ne ölçüde bilindiğini saptamak amacıyla sorulan "Türkiye'de haberlerin doğruluğunu denetleyen kurumlar var mı?" sorusunun 324 kişi tarafından "hayır" biçiminde yanıtlandığı, 83 kişi tarafından ise "evet" diyerek yanıtlandığı öğrenildi. Araştırmaya katılanların haber konusunda ilgili, meraklı ve istekli olmalarına rağmen, haberi denetleyen kurumlar konusunda çoğunlukla bilgilerinin olmaması, Türk toplumunun hâlen toplumsal sorumluluklarının ve haklarının farkında olmamasıyla açıklanabileceği belirtildi.
EN DOĞRU HABER
Haber ve toplum araştırmasında ortaya çıkan en ilginç sonucun, araştırmaya katılanlara sorulan "size göre en doğru haberi veren kimdir?" sorusuna karşılık alınan yanıtlarla belirlendiği açıklandı. Kişilere göre en doğru haberciyi belirlemeyi amaçlayan soru bazı kişilerce "babam" diyerek yanıtlanırken, bazı kişilerin peygamber adlarını saydığı, bazı katılımcıların değişik gazete, televizyon kanalı, haber ajansı veya haberci adı verdiği öğrenildi.
PROF. DR. CERECİ "HABERLERDE BİLGİ ARANMASI OLUMLU BİR SONUÇ"
Haber ve toplum arasındaki bağlantıları ve toplumun habere yaklaşımını belirlemeyi amaçlayan ve Türkiye'nin değişik yörelerindeki 25 ilde gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını değerlendiren iletişim bilimci Prof. Dr. Sedat Cereci, tüm sağlıklı toplumlarda olduğu gibi Türk toplumunun da haber öğrenmek için kitle iletişim araçlarından yararlandığını söylerken, yayınlanan ve izlenen haberlerin niteliğinin de önemli olduğunu vurguladı. Araştırmaya katılanların çoğunun haberlerde bilgi aradıklarının olumlu bir sonuç olduğunu söyleyen Prof. Cereci, bilim adamları ve sanatçılarla ilgili haberlerin ilgi çekmemesinin, buna karşılık eğlence dünyasının ünlüleriyle ilgili haberlerin daha çok ilgi çekmesin de olumsuz sonuçlar olduğunu belirtti. Toplumun büyük bölümünün, insanları ve dünyayı tanımak için habere yöneldiklerini söylemelerinin, dünyaya ve gelişmeye açık, evrensel gelişmeleri yakından izleyen bir toplum izlenimi verdiği, ancak çok sayıda kişinin, toplumsal yapıya katkı açısından fazla rolleri bulunmayan kişileri haberlerde en çok görmek istemelerinin de çelişkili biçimde niteliksiz konularla ilgilenen bir toplum izlenimi verdiği dile getirildi.
TOPLUMUN ÇOĞU HABERLERİN DOĞRULUĞUNU DENETLEYEN KURUMLARDAN HABERDAR DEĞİL
Prof. Cereci, araştırma sonuçlarındaki tüm çelişkilere veya olumsuz durumlara rağmen, Türk toplumunun gelecek yıllarda yoğun bir seçme sürecinden geçerek haberi, kişisel yaşamın ve toplumsal yaşamın niteliğini yükseltmek amacıyla bir araç olarak kullanacağını vurguladı. Araştırmaya katılanların yarıdan çoğununun, habercilerin her konuda haber yapma özgürlüklerine karşı olmalarının, kişilerin özel yaşamlarına verdiği önemden kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Sedat Cereci, toplumun çoğunun, haberlerin doğruluğunu denetleyen kurumlardan haberdar olmamalarının da, denetim dizgelerinin düzenli çalışmamasıyla ve Türk toplumunun henüz denetim işleminin önemini kavrayamamış olmasıyla ilişkili olabileceğini açıkladı.
Kaynak/Malatya Güncel