Sebebi ise sadece can güvenliği değil, üstlerine zimmetli paralar... Bankacılık işlemlerine başlamasıyla kasasında her an para olan PTT’nin, kaptırılan parayı çalışanın maaşından kestiği iddia ediliyor. Aylık maaşları 1600-1900 TL olan çalışanlar, taksit taksit ödeme yapıyor. Çalışanlar çareyi kendi önlemlerini almakta buluyor. Kiminin parayı güvendiği birine teslim ettiği, kiminin ise çeşitli yerlere sakladığı belirtiliyor.

Ayın 15’inden sonra artıyor
Ayda toplam 160 milyon TL’nin geçtiği PTT şubelerinde 6 binin üzerinde çalışan bulunuyor. Soyulan şubeler genellikle tek ya da iki kişinin çalıştığı, güvenlik görevlilerinin olmadığı sokak aralarında bulunanlar. Hedefteki şubelerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Çünkü 7 bin 500’e yakın şubesi bulunan PTT’nin sokak aralarındaki şube sayısı 6 bin 500 civarında. Bugüne kadar gerçekleşen soygunlarda şube başına 4 ila 8 bin TL’nin kaptırıldığı belirtiliyor.

KESK Haber-Sen Ankara 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu’nun ve devlet memuru oldukları için Radikal’e isminin açıklanmasını istemeyen çalışanların verdiği bilgilere göre soygunlar ve hırsızlıklar genelde kredi kartı, elektrik, doğalgaz ve su faturalarının son döneme tarihleri olan ayın 15 ila 31’i arasında gerçekleşiyor. PTT şubelerindeki güvenlik zaafiyeti de soygunları teşvik eden bir unsur olarak gösteriliyor. Yaşanan bu sıkıntı 2009 yılında bir soru önergesi ile Meclis’e de taşınmıştı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bunun üzerine PTT’nin 2004-2009 yılları arasında hırsızlık ve gasp nedeniyle 2 milyon 375 bin 471 TL kayba uğradığını açıklamıştı. Önlem olarak şubelere kameralar kuruldu.

PTT: Ortada bırakmışsa kesiyoruz
İddiaları kabul etmeyen PTT Genel Müdürü Osman Tural ise “Maaşlardan kesinti söz konusu değil. Soygunlarda idari soruşturma açılıyor. Eğer çalışan parayı ortada bırakıp yemeğe giderse o zaman değerlendirmede bulunuluyor” diyor. Tural soygunların da 2000’lı yıllara göre oldukça azaldığını söylüyor.

Soygun silahsızsa maaş gidiyor
Sendika ve çalışanların verdiği bilgilere göre soygunlar silahlı ve silahsız olarak ikiye ayrılıyor. Soyguncunun silahı ve darp yoksa çalışanın suiistimal ve ihmal kriterleri devreye giriyor. Buna göre de çalışandan yapılacak kesinti ortaya çıkarılıyor. İşin bir de çaktırmadan yapılan hırsızlıklar tarafı var. Çalışan bunu kanıtlayamazsa paranın tamamını ödüyor. Soyguncunun silahı varsa zararı kurum üstleniyor. Bir çalışan, “Soyguncunun silahlı olmasına sevinelim mi üzülelim mi bilemiyoruz” diyor.  -Radikal-13 NİSAN 2011