TURKHABERLER MUĞLA
“Ben canımı dayak yiyerek kurtardım, orada kalan insanlar can korkusuyla yaşıyor”
65 kişi kapasiteli olan Fethiye Huzurevi’nde müdürler tarafından dövdürülen 81 yaşındaki Yusuf Kalkan, “Huzurevinde yaşanan adaletsiz durumu ve eksiklikleri dile getirdim. Hakaret işitip dayak yiyenlerin sesi oldum. Kimsesiz olmamız konuşmamamız veya hakkımızı aramayacağımız anlamına gelmiyor. Evlatlarımızdan hayır görmedik, devlete sığındık” derken gözyaşlarına boğuldu.
HAMAMDA KALIYOR!
81 Yaşında dayak ve baskıdan kaçan yaşlı adam çareyi Fethiye’de bir hamama evet yanlış okumadınız 60 derece sıcaklıktaki bir hamama sığınmakta buldu. Burada yatıp kalkıyor. Yediği dayaktan ötürü adli darp raporu alan yaşlı adam, Aileden sorumlu devlet bakanının olaya el atmasını bekliyor.
YAŞLI ADAM MÜDÜRLERE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
81 Yaşındaki dayak mağduru Yusuf Kalkan yapmış olduğu suç duyurusunda, “Huzurevi müdürlerine eksiklikleri dile getirdim. Ancak beni birine dövdürttüler. Bu olay üzerine savcılık tarafından soruşturma açıldı. Beni döven şahıs hakkında dava açıldı, müdürler hakkında da suç duyurusunda bulundum.” dedi.
Şiddet gördükten sonra huzurevinden gönderildiğini ifade eden Kalkan, bir hamama sığındığını ve 60 derece sıcaklıkta bulunan bir ortamda bir koltuk üzerinde uyuduğunu da sözlerine ekledi. Kalkan, “Biz buraya huzur bulmaya geldik, dayak yedik. Ben dayak yiyerek canımı kurtardım ama oradaki arkadaşlarımız can korkusuyla yaşıyor. Lütfen birileri bize sahip çıksın” dedi.
ADLİ TIP RAPORUNDA NE YAZIYOR?
Kalkan’ın Adli Tıp Raporu’nda ise: “Yapılan muayene sonucu kafatası tepe noktasına gelecek şekilde şişlik tespit edildi. Yüzünde sağ dudak üzerinde ezilmeler var. Şahıs alkollü değil. Daha ileri tetkik ve tedavi amacıyla Beyin Cerrahi Polikinliği’ne sevk edilmesine karar verilmiştir.”
HERŞEY YASAKTI!
Yaşlı adamın anlattıkları insanın kanını donduruyor. Huzurevinde bir çok gazetenin okutulmasına izin verilmediğini, gelen telefonlara çağrılmadıklarını, dışarıdan gizlice dostlarıyla görüşebildiklerini belirten Yusuf Kalkan, “Sesimizi çıkardığımızda küfür ve dayak bizi bekliyor. Can korkusundan kimse sesini çıkaramıyor. Çünkü gidecek başka yerleri yok. Artık olay bu noktaya geldi. Bundan sonrası devletin işi olması gerekir. Ben 1928 doğumluyum. 7 yaşında Atatürk’ün elini öpmüş bir insanım. Yeşil Kundura da yıllarca çalıştım. Sendika başkanlığı yaptım. 2 Bin kişinin sözcüsü oldum. Ama artık burada yaşadıklarımız ağrıma gidiyor” diyerek Huzurevlerindeki şiddeti anlatan Mahsun Kırmızıgül’ün “BEYAZ MELEK” filmini akıllara getirdi.




(TURKHABERLER.NET)