Habertürk yazarı ve TV programcısı Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canlı yayınlanan bayramlaşma mesajı sırasındaki görüntüsünü ele alarak, Cumhurbaşkanı'nın yorgun göründüğünü ifade etti ve "Bu bir canlı yayın olsa anlarım. Yapacak bir şey yoktur. Ama çekilmiş, montajlanmış ve servis edilmiş bir bantta böyle bir durumun gösteriliyor olması çok ama çok fenadır. Açık biçimde, çok yakınında birilerinin Cumhurbaşkanı'nı zor duruma düşürmek istediğine, zayıf göstermeye çalıştığına işaret eder" ifadesini kullandı.
TRT'nin yayını 'montajlı' verdiğini de öne süren Altaylı, 'bir muhafazakar gazeteci arkadaşı'nı kaynak göstererek, Anadolu Ajansı ve TRT'nin de bundan rahatsız olduklarını iddia etti, ancak isim açıklamadı.
Altaylı ayrıca, "Muhtemelen bu konuda hiçbir şey yapılmayacak, Cumhurbaşkanı'nın böyle bir görüntüsünün yayınlandığından haberi dahi olmayacaktır" diyerek, Cumhurbaşkanı'ndan birşeylerin gizlenebildiğini de ima etti.
'HABERİN' BÜTÜN UNSURLARI YALAN
Altaylı gün içinde yazdığı ikinci yazıda, Anadolu Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'ın kendisini arayarak yaptığı düzeltmelere yer verdi:
Yayının banttan verildiği doğru değildi. Yayın canlı yapılmıştı, frekans bilgileri tüm ajans ve kanallarla paylaşılmıştı.
Altaylı'nın "TRT yayını montajlı verdi" ifadesi de doğru değildi.
Altaylı, "Cumhurbaşkanı'nın gözlerini kapattığı anın TRT'de de canlı yayınlandığı" düzeltmesini yaptı, ancak 'tekrar yayınlarda ilgili görüntüleri çıkarmış' diye ekledi.
Altaylı, düzeltmeleri yapan Yusuf Özhan'ın sözlerini de önce çarpıttı, sonra bir daha düzeltti.
KENDİNİ YALANLADI
Düzeltme yazısının ilk halinde, Özhan'a atfen, "Bildiğim kadarı ile yayın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden canlı olarak yayınlandı" ifadesini kullanan Altaylı, bir süre sonra yazıyı güncelledi ve ifadeyi şöyle değiştirdi: "Bildiğim kadarıyla yayın frekansı Cumhurbaşkanlığınca verildi."
Altaylı yazıya, "İletişim Başkanlığı'ndan Habertürk'e verilen bilgiye göre ise yayın canlı olarak Marmaris'ten yapıldığı için böyle bir olay meydana gelmiş" ifadesini ekledi.
Altaylı'nın, ilk yazısında "Bu bir canlı yayın olsa anlarım" demesine rağmen, yayının canlı olduğunu öğrendikten sonra 'anlayış göstermemesi' dikkati çekti.
ARKA PLAN GÖRÜŞMELERİ
A.A. Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan, ikinci yazı üzerine Twitter'dan yaptığı açıklamada, Altaylı'nın yazdıklarını doğrulatmak için kendilerini aramadığını, yazdığı ve sonradan doğru olmadığı anlaşılan tüm konuların 'her televizyoncunun bildiği' hususlar olduğunu ve bunları kendisinin telefonla arayarak anlattığını belirtti.
Özhan, "Ancak bu görüşmemizdeki ifadelerin 'ince bir işçilikle' ele alındığını gördüm. İlgili metin, yayınlandıktan sonra bile birden çok kez değiştirilerek, çarpıtıldı. Böyle bir dezenformasyonun gazetecilikle bağdaşan bir yönü yoktur" dedi.
İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker, Twitter"dan yaptığı paylaşımda, yazı ile ilgili olarak Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ ile telefonda görüştüğünü belirterek, "Altaylı'nın Habertürk muhabirine sorsa öğrenebileceği gerçeklere rağmen, bir canlı yayın sırasında olağan görülebilecek bir anlık insani durumdan hareketle hayali bir senaryo ve mesnetsiz değerlendirmeler yaptığını" söylediğini belirtti.
Bu görüşmeye rağmen, Altaylı'nın ikinci yazısında da AA Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'la yaptığı görüşme ile kendisinin Tekdağ'la yaptığım görüşmeyi 'çelişkili' gibi yansıttığını belirten Eker, "Bu ısrarlı ve açık çarpıtmayı Habertürk çatısı altında yapması nedeniyle, Habertürk'ün kurumsal olarak da özür dilemesi gerektirdiğini düşünüyorum. Yalan bu kadar ucuz ve kolay olmamalı" ifadesini kullandı.
KURUMSAL 'ÖZÜR' YOK
Son açıklama Habertürk'ten geldi. Açıklamada, Mücahid Eker'in Kenan Tekdağ'la telefon görüşmesine atıfta bulunularak, gerekli düzeltmenin yapılacağı bilgisinin verildiği ve Altaylı'nın düzeltme yazısı yazdığı hatırlatıldı. Ancak Eker'in tekrar Tekdağ'ı arayarak 'bu yazıda da uygun olmayan ifadeler bulunduğunu' belirttiğine işaret edilen yazıda, Altaylı'nın ikinci yazısında sonradan yapılan değişikliklere de atıfta bulunuldu ve "Eker'in ikinci yazıda haklı olarak anlam değişikliğine yol açabileceğini belirttiği kısım anlam açıklığına kavuşturulmuştur" ifadesine yer verildi.
KAYNAK:AKŞAM
Açıklamada, Habertürk'ün kurumsal olarak ayrıca özür dilemesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı savunuldu.