Irak’ta bir yandan seçim sonrası süreçte yaşanması muhtemel gerginliği işaretleri büyüyor diğer yandan ABD askerleri ülkeden ayrıldıktan sonra kurulacak istikrarlı bir hükümet için umutlar tükeniyor. Hafta sonu yapılan seçimlerin kesin olmayan ilk sonuçlarına göre ağırlıklı olarak Şii bölgelerinde olmak üzere 18 eyalette görevdeki Başbakan Nuri el Maliki’nin önde gittiği görülüyor. Maliki’nin karşısındaki en büyük rekabet radikal din adamı Muktada el Sadr’dan geliyor. Öte yandan Bağdat’ın kuzeyinde Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerde ise eski Başbakan İyad Allavi’nin ulusal koalisyonu önde gidiyor. Allavi laik-Şii bir lider ama koalisyondaki güçlü Sünni Arap temsili sayesinde bu bölgelerden oy alabiliyor.time dergisinde yayımlanan bir haber analize göre, eğer kesin seçim sonuçları bu ilk sonuçlara paralel olursa, Maliki’nin Hukuk Devleti koalisyonunun oyların çoğunluğunu alacak zira Irak’taki Şii seçmenin sayısı Sünni seçmenin neredeyse iki katı. Ancak Maliki’nin mecliste çoğunluğu elde etmesi mümkün görünmüyor.
ZORLU KOALİSYON SEÇENEKLERİ
Başbakan’ın hükümeti bir kez daha kurabilmesi için koalisyon ortaklarına ihtiyaç var. Muhtemel ortaklar ya kendi bölgelerinde önemli oranda oy alan milliyetçi Kürt partileri, ya Sadristler ve diğer İslamcı Şii partiler ya da Allavi’nin grubu olacak. Ancak Allavi’nin Maliki’nin destekçileri tarafından yolsuzlukla suçlanmış bu da seçimlerin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmuştu.
Sonuçlar kabul edilse bile şu anki durum Maliki için kötü haber anlamına geliyor. Analistler potansiyel koalisyon ortaklarının Maliki’den geri çekilmesini ve Başbakanlığa başka bir ismin getirilmesini talep edeceği görüşünde. Farklı blokların liderleri arasındaki müzakereler şimdiden başladı ve haftalar hatta aylar sürebileceği belirtiliyor. Her ne kadar hem Maliki’nin hem de Allavi’nin bloğu Irak’ın ulusal birliğinin etnik ve mezhepsel bağlılıklardan ileride tutulması gerektiği mesajını vermiş olsa da farklı gruplar arasındaki güç yarışı hala siyasette söz sahibi. Bu mücadele Irak’ın Sünni komşuları Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye arasındaki rekabeti yansıtıyor. Aday listesinde önemli Sünni politikacılar bulunan Allavi, İran’ın Bağdat üzerindeki etkisine karşı durmak istediğini gizlemiyor. Tahran, Sadr gibi adaylarla daha yakın ilişkiler kurmasına rağmen İran Maliki’nin hükümette kalmasını tercih ediyor.
İRAN'I KİM DENGELEYECEK
Irak’ın hem iç hem de dış siyaseti için riskler çok yüksek. Irak’ın Arap komşuları Saddam Hüseyin’i sevmeseler de rejimini Ortadoğu’da İran’ın etkisini dengeleyecek önemli bir aktör olarak görüyorlardı. Hatta 1980’lerde sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı boyunca Bağdat’ı desteklemişlerdi. ABD’nin işgaliyle Irak’ın ağırlığının bir anda kaybolması ve demokrasi kurulması İran’a yaradı. Saddam’ın devrilmesinden sonra kurulan hükümetler Şii partilerin hakimiyeti altındaydı. Bu hükümetler İran’ın maşası olmasa da İran karşıtı güç ilişkilerine destek vermeyi de reddetti. Irak’ta seçimler yeni bir siyasi belirsizlik dönemi başlatmış gibi görünüyor. Bugüne kadar ülkedeki siyasetçiler Kerkük’ün durumu gibi tartışmalı konuların çözümlerini ertelemeyi ve Irak’ta parçalanmayı önlemeyi başardılar. Yeni bir koalisyonun iktidara gelmesi ülkedeki köklü sorunlara kesin bir çözüm getirmekten uzak görünüyor. Daha da kötüsü eğer seçimlerle ilgili tartışmalar yüzünden halk sokaklara dökülürse, ülkedeki güvenliğin daha da zayıflayacağı ifade ediliyor.