Çankaya’da oturmak için önemini bilmek gerekir!
MUSTAFA MUTLU
Geçenlerde İstanbul’un çiçeklendirilmesine harcanan paralarla yapılabilecek hastane ve okul sayılarını hesaplamıştım...
Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün tadilatı için aylardır harcanan 30 milyon YTL’yle neler yapılabileceğine bakalım:
* 1,5 milyon YTL’den, her biri 16 derslikli 20 ilköğretim okulu...
* 2 milyon YTL’den 16 derslikli ve laboratuvarlı 15 lise...
* Orta ölçekli vakıf üniversiteleri büyüklüğünde 2 üniversite...
* Her biri 70’er yataklı ve tam donanımlı 23 hastane...
* Bir buçuk kilometrelik metro...
Peki, neden yapılıyor bunca harcama? Aynı Köşk’te bugüne kadar oturan cumhurbaşkanları, harabe haline mi getirip bıraktı bu çok önemli yapıyı?
Elbette hayır...
Bu paralar, Köşk’ü “Orta Doğu Sarayı”na dönüştürmek için harcanıyor...
Proje de bizzat Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün koordinatörlüğünde devam ediyor...
Ama “türbanlı first lady”imize bunca parayı harcamak yetmemiş olmalı ki, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne bugüne kadar asla giremeyen “Osmanlı mirası”nı taşımaya kalkışmış!
Bunun için gidip, Dolmabahçe Sarayı’nın depo müzesini gezmiş...
Beğendiği 35 parçanın (yasak olmasına rağmen) fotoğraflarını çektirip, resmen talep ettirmiş!
Peki; ne yapacakmış o eserleri?
Köşk’e gelen yabancı devlet adamlarına ve eşlerine, “İşte bize atalarımızdan kalan miras” diye gösterecekmiş...
Bize atalarımızdan kalan en önemli miras, Türkiye Cumhuriyeti’dir hanımefendi!
Bugün tonlarca para harcayarak kazıttığınız duvarlarda, söktürüp attırdığınız yer döşemelerinde bu ülkenin tarihini yazan Mustafa Kemal’in izleri vardır...
Eğer bugün o Köşk’te oturabiliyorsanız; bunu, “atalarımız” dediğiniz padişahlara ve cariyelerine değil, Mustafa Kemal Atatürk’e borçlusunuz...
Padişahlık sürseydi, bugün ne o Köşk olurdu, ne de biz sizi tanırdık!
Köşk’ü yenilerken bu gerçeği hiç unutmayın ve evinizi dekore ettiğinizi sanmayın...
KEŞKE!
İstanbul’dan Amsterdam’a giden KLM’e ait uçaktaki türbanlı bir Türk kadın, yanındaki erkek yolcunun kaldırılmasını istemiş.
Bunun üzerine kadının yanında oturan Amsterdam Belediye Meclisi Üyesi Lex van Drooge koltuğundan kaldırılmış...
Ama Van Drooge, Hollanda’ya iner inmez durumdan şikâyetçi olmuş.
Keşke o türbanlı kadın, Türkiye’de dini siyasete alet edenlere her fırsatta kol kanat geren AB Komiseri Olli Rehn’in, Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Komisyonu Başkanı Lagendijk’ın ya da AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun yanına düşseydi...
Acaba o zaman da bugünkü kadar “demokrat” olabilirler miydi?