Yapılan görüşmeler sonucunda, kayıp çocuklar sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu kurulması oy birliği ile kabul edildi.
Komisyon, 16 üyeden oluşacak.
Görev dağılımının ardından 3 ay süreyle faaliyette bulunacak olan komisyon, gerektiğinde Ankara dışında da çalışma yapacak.
GÖRÜŞMELERDEN
Kayıp çocuklar ve çocukların mağdur olduğu sorunlara ilişkin araştırma önergelerinin görüşmelerinde ilk olarak, Hükümet adına Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf söz aldı.
Sahip oldukları genç nüfusun, kalkınmanın en önemli dinamikleri arasında gösterildiğine işaret eden Kavaf, Türkiye'de yaklaşık 24 milyon çocuk bulunduğunu, bu sayının pek çok Avrupa ülkesi nüfusundan daha fazla olduğunu belirtti.
Kavaf, çocukların ihmal ve istismara son derece uygun olduğunu, zaman zaman suç ve çıkar aracı olarak kullanıldığını kaydetti.
Literatürde kayıp çocuk tanımının, "evden kaçan çocuk" ve "kaçırılan çocuk" şeklinde iki başlık altında ele alındığını anlatan Kavaf, çocuk kaçırma nedenleri sıralandığında ortaya uzun bir liste çıktığını ifade etti.
Kavaf, çocuğun yaşından cinsiyetine, kaçıran kişiye göre nedenlerin farklılaştığını vurgulayarak, hedeftekilerin genellikle küçük yaş grubundaki çocuklar olduğunu dile getirdi.
Kavaf, kaçırılan çocukların yaşı büyüdükçe kaçırılma nedenlerinin de değiştiğine dikkati çekerek, "4-5 yaşa kadar daha çok duygusal gereksinimlerle gerçekleştirilen kaçırma olayları görülürken, özellikle 6-14 yaş arasında kaçırılan çocukların büyük çoğunluğu suç kurbanı olmaktadır. Özellikle okul dönemi kız çocukları, okul dönemi erkek çocuklarına göre 3 kat daha fazla kaçırılma riski altındadır" diye konuştu.
Devlet Bakanı Kavaf, dünyada her yıl yarısı kız çocuğu olmak üzere 2,5 milyon çocuğun kaçırılarak satıldığının, 90 milyon çocuğun da sokakta yaşadığının tahmin edildiğini kaydetti.
Kavaf, milyar dolarlık ticaret olarak da kabul edilen çocuk ticaretinin en önemli kaynağının, bazı Afrika, Balkanlar ve Güneydoğu Asya ülkeleri olduğunu anlattı.
Dünyada kayıp çocuk riskinin yüzde 30, Türkiye'de ise yüzde 15 olduğunu vurgulayan Kavaf, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının hazırladığı kayıp çocuklar raporunun, önlem alınmazsa, Türkiye'deki riskin de büyüyebileceğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Kavaf, Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 1997'den günümüze kadar toplam kayıp başvuru sayısının 27 bin 594 olduğunu, yapılan çalışmalar sonucu bunlardan 25 bin 937'sinin bulunarak, ailelerine ve ilgili kurumlara teslim edildiğini bildirdi.
Kavaf, şu anda bin 657 kayıp çocuğun emniyet birimlerince aranmasına devam edildiğini, bu çocuklardan 590'ının sosyal hizmet kurumlarından izinsiz olarak ayrılıp, "kayıp" olarak nitelendirilemeyecek çocuklar olduğunu söyledi.
Kavaf, bin 67 çocuğun ise ailelerinin yanından ayrılarak, geri dönmediğini belirterek, kayıp çocukların yüzde 88'inin 13-18 yaş aralığında, büyük oranda kız çocukları olduğunu vurguladı.
Çocukların evlerinden ayrılış nedeni olarak, "duygusal ve psikolojik gelgitleri, aile içi iletişim sorunlarını" gösteren Kavaf, erkek çocukların ise daha çok macera hevesi ve iş bulma ümidiyle evlerini terk ettiğinin değerlendirildiğini söyledi.
3 Bakanlık arasında protokol
Kavaf, kayıp çocuklar ulusal bilgi sistemi projesi kurumlar arası işbirliği protokolünün, İçişleri, Adalet bakanlıkları ve bakanlığınca en kısa sürede yürürlüğe konulacağını bildirdi.
Protokol çalışmalarının sona erdiğini vurgulayan Kavaf, protokolle çocuk kayıplarının önlenmesi, kaybolan çocukların bulunması için sorumlu kurumlar arasında etkin işbirliğinin sağlanması, kaybolma vakalarına ilişkin ulusal bilgi sisteminin oluşturulması, kayıpların incelenmesi ve nedenlerinin araştırılmasının amaçlandığını anlattı.
Kavaf, böylece güncel bilgileri içeren veri tabanı sayesinde kayıp çocukların aranmasında, kurumlar arası gerekli refleksin çok daha kısa sürede ve etkin şekilde oluşturulmasının sağlanacağını vurguladı.
Kavaf, yeni kayıt sistemine esas olacak 3 ayrı bilgi formuyla, sağlıklı veri toplanacağını, aramada uygulanacak işlemlere standart getirileceğini anlattı.
Kavaf, yeni kayıt sistemiyle toplanacak bilgilerin, belirli aralıklarla istatistiksel analize tabi tutularak, konunun çeşitli yönleriyle değerlendirilmesinin mümkün olacağını dile getirdi.
Kayıp çocuklar sorununun çözümü için öncelikle anne, babalara ilişkin çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Kavaf, anne, babalara aile içi iletişim, ana, babalık, sorun çözme ve empati geliştirme eğitimi verilmesinin zorunluluğuna işaret etti.
Kavaf, aile içi iletişim nedeniyle evi terk eden çocuğun bakım evinde tutulmasının, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok kolay olmadığını belirtti. Kavaf, öncelikle çocuğun evden kaçış nedeni üzerinde durulduğunu, daha sonra çocuğun ihtiyacı olan koşulların sağlanmaya çalışıldığını anlattı.
CHP Grubu adına konuşan Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur, hukuk sisteminde, çocuklara özgü düzenlemeler yapılması gerektiğini, çocuklara yönelik tehditleri ortadan kaldırmanın kendilerinin görevi olduğunu dile getirdi.
Erbatur, kayıp çocuklarla ilgili en önemli sorun olarak, kurumlar arası çalışmada ortak bir tanım ile kayıp çocuk tarifinin olmamasını gösterdi.
Erbatur, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü verileri arasında farklılıklar bulunduğunu söyledi. Kayıp çocuklara ilişkin verilere göre, bu çocukların yarısının SHÇEK'ten olduğunu ifade eden Erbatur, buna ilişkin eleştirilerde bulundu.
Erbatur, herkesin, çocukların akıbetinden korkmaya başladığını dile getirerek, çocukların organ nakli nedeniyle kaçırıldığına yönelik korku ve kaygıların, kurulacak komisyonca ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Sokakta yaşayan çocukların sorunlarına dikkat kesildiklerini ancak daha sonra bu çocukların hangi şart altında yaşadıklarının unutulduğunu ifade eden Erbatur, çocukların sorununu çözmek için ekonomik olarak aileleri güçlendirmek gerektiğini söyledi.
CHP'li Erbatur, çocukların korunmasının hem vicdani hem ulusal hem de uluslararası bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Erbatur, çalışmalara başlayacak komisyonda çocuk hak ihlallerinin de incelenmesini isteyerek, çocuk evliliklerinin, çocukların sokakta yaşamaya zorlanmasının, çocuk işçiliğinin hak ihlali olduğunu belirtti.