Çatalzeytin’e bağlı Sökü Köyü’nde ise, Kırım Kongo Kanamalı ateşi hastalığına yakalandığı belirlenen 68 yaşındaki Fatma Kılıç ve 73 yaşındaki Cemal Özkan da Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk tedavilerinin ardından Ankara’ya sevk edildiler.

Türkiye’de 2002 yılından itibaren ortaya çıkan hastalık daha çok Orta Anadolu illerinde görülüyor. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, hastalığın Kastamonu’da 2005 yılında görülmeye başlandığı ve şimdiye kadar 5 kişiye Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı teşhisi konulduğu ve raporların Ankara’da bulunan Hıfsısıhha Enstitüsü’nden beklendiği belirtildi. Tarım İl Müdürlüğü ile İl Sağlık Müdürlüğü, hastalığın görüldüğü bölgelerde halkı bilinçlendirmek amacıyla daha önce çalışma başlatmıştı.

CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR 
 
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nedeniyle Türkiye'de 2002-2003 yıllarında 150 vaka ve 6 ölüm, geçen yıl 249 vaka ve 13 ölüm, bu yıl ise 24 Haziran itibariyle 55 vaka ve 1 ölüm yaşandığını söyledi. Ünüvar, 2003 yılı Ağustos ayında hastalığın tanısının konduğunu belirterek, hastalığın, ani başlayan ateş, baş, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlık gibi belirtilerle başladığını, bu belirtilere daha sonra vücudun muhtelif yerlerinde görülen kanamaların da eklendiğini ifade etti.

AŞI YOK, KORUNMA ÖNEMLİ
   
Hastalığın kontrolü için bugün dünyada kabul görmüş bir uygulama olmadığı, hastalıktan korunmada kişisel tedbirler büyük önem taşıyor. Korunmak için, kenenin vücuttan çıkarılması sırasında, tentürdiyot, alkol veya kolonya gibi solüsyonlar kullanmayın.  Bir cımbızla sağa sola oynatarak çıkarmaya çalışmayın. Keneleri kesinlikle elle öldürmeyin, patlatmayın. Keneyi vücuttan uzaklaştırın ve temas halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Kene bulaşmış eti yemekle hastalığın bulaşmadığını da kaydetti.