CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Ankara Arena Spor Salonu’nda yapılan 34. Olağan Kurultayı’ndaki konuşmasında, CHP’nin kendini yenileyen tarihin derinliklerinden gücünü alan, geleceğe umutla bakan ulu bir çınar olduğunu, bu çınarın her kurultayda yeni filizler vererek büyüdüğünü söyledi. CHP’nin köklerinin tarihin derinliklerinde olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “CHP’liyiz, köklerimizle, tarihimizle her zaman her yerde onur duyduk, onur duymaya devam edeceğiz” diye konuştu. Konuşmasında CHP’nin mücadelesinin kahramanı olarak nitelediği Mustafa Kemal Atatürk’ü silah arkadaşlarını ve CHP’nin tüm genel başkanlarını şükranla andığını belirten Kılıçdaroğlu, “Onlar bugünün çağdaş Türkiyesini kurmak için yola çıkan insanlardır. Biz CHP’liler olarak her zaman bu görkemli tarihe sahip çıkmaktan onur duyduk, bu tarihin gereğini yapmak için çalışmaya ve çaba harcamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
-“CHP ANTİ-EMPERYALİST DURUŞTAN SAPMAYACAK”-
Konuşmasının devamında CHP’nin siyaset anlayışını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “CHP’nin tarihi emperyalizmle mücadelenin tarihidir, bağımsızlığımızın tarihidir, Kuvayı Milliyenin ve Kuvayı Milliyecilerin tarihidir. Bütün yurttaşlarımız şunu bilsin ki CHP, tam bağımsızlıkçı ve anti-emperyalist duruşundan ne geçmişte ne bugün ne gelecekte bir milimetrelik sapma bile yapmayacaktır” dedi. CHP kadrolarının her dönem ve her zaman, zamanın ruhunu en iyi okuyan kadrolar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, CHP kadrolarının cumhuriyeti, çok partili hayatı, sosyal demokrasiyi Türkiye’ye getirirken de bunu yaptığının altını çizdi. CHP’nin şimdi de demokrasi ve özgürlük derken toplumun talebini dile getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “İlkelerimiz, halkın, toplumun, ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmiştir. Politikalarınızı kişiler üzerinden kurarsanız başarısızlığa mahkûmsunuz demektir” diye konuştu.
-“DEĞİŞİM, DEĞİŞİM, DEĞİŞİM”-
Konuşmasında sosyal demokrasi anlayışlarını da açıklayan Kılıçdaroğlu, sosyal demokrasinin temelinde ilerleme ve değişimin olduğunu, rant yerine insanı esas aldığını, sosyal demokratların toplumdaki eşitsizlik ve mağduriyetleri gidermek için yola çıktığını anlattı. “Sosyal demokrasinin temelinde değişim, değişim, değişim vardır” vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, bu değişimden anlaşılması gerekenin çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ve onu aşma güdüsü olduğunu kaydetti. Çağdaş uygarlığın yakalanması durumunda, kazançlı çıkanın halk, ülke ve ülkenin kurumları olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim değişim anlayışımız Atatürk ve arkadaşlarının işaret ettiği çağdaş uygarlık hedefidir” dedi.
-“CHP’Nİ TEMELİNDE DEVRİMCİLER VAR”-
Değişimden toplumdaki herkesin memnun olmayacağını, mevcut sistemden beslenenlerin buna karşı olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Tarihin her döneminde sistemden beslenenler değişime karşı çıkmışlardır. Çağdaş uygarlık bağlamında değişimden yana olanlar ilerlemeciler ve devrimcilerdir. CHP’nin temelinde devrimci ruh olduğu için değişimi ve dönüşümü her ortamda savunacağız. Statükocular, istikrar bozulmasın diye statükolarının devamı için çaba harcar. Ama biz halkın çıkarları üzerine inşa edilen değişim için yola çıktık.”
-“YOKSULLUĞU PAYLAŞMAYACAĞIZ”-
Sosyal demokrasi anlayışının üç temel üzerine kurulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bunların insan merkezlilik, evrensellik ve katılımcılık olduğunu kaydetti. Bunlardan insan merkezliliğin, insana onurlu bir gelecek vermek amacını, evrenselliğin laik aydınlanmacı evrenselliği, katılımcılığın da demokrasi ve özgürlüklerin gelişimiyle siyasi karar alma süreçlerine halkın daha fazla katılımı anlamına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Eskiden sosyal demokratlar sadece adil ve hakça bölüşümden söz ederdi. Şimdi biz, işçisiyle, çiftçisiyle, sanayicisiyle önce üretip sonra gönenci hakça bölüşeceğiz. Önce üreteceğiz, toplum olarak zenginleşeceğiz, sonra hakça bölüşeceğiz. CHP olarak önceliğimiz hiçbir zaman yoksulluğu paylaşmak olmadı, bundan sonra da olmayacak. Yoksulluğu sonlandıracağız, halkın zenginleşmesini sağlayacağız ve gönenci halkın tüm dokularına yayacağız” ifadelerini kullandı.
-“ZAMANIN RUHUNU İYİ OKUMALI”-
CHP’lilerin “zamanın ruhunu” iyi okuması gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, bunun için geçmişin de koşulların da geleceğin de tahlil edilmesi gerektiğini hatırlattı. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra dünyanın üçüncü büyük dalgaya girdiğini bu dalganın giderek egemen olan sanayiden bilgi toplumuna geçiş sürecini işaret ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bu yüzyılda zenginlik ve refahın temelleri artık bilgi toplumuna endekslenmiştir. Zenginleşme süreci, bilgi ve bilgi ağırlıklı sanayi yoluyla bütün dünya da yer bulmaya başlamıştır. Toplumu değiştirecek, ileriye götürecek siyasetçinin bu olguları görmezden gelmesi mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu. Devletin görevinin serbest piyasanın sağlıklı işlemesini sağlamak ve yol göstermek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ülkelerin zenginleşmesinin tasarrufa ve yatırıma bağlı olduğuna dikkat çekti. “20 büyük ekonomi içindeyiz ama tasarruf ve yatırımlar yetersiz. Unutulmaması gereken bir gerçek var: ‘Üretime değil, tüketime endeksli bir toplum halindeyiz.’ Tüketime endeksli toplum güçlenmez, zenginleşmez, gelişmiş ülkelerin trenine zamanında binmez ve toplum geriye doğru itilmiş olur” diyen Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında bilgi toplumuna geçiş için üniversitelerin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Topumu ileri götüren temel eğitim kurumlarıdır. Üniversiteler özgür değilse bilim insanı özgür değilse üniversite özerk değilse bilgi üretemez, bilgi toplumun katkı veremez. Onun için biz CHP olarak ‘Üniversite özerk olmalı, bilim insanları özgür olmalıdır’ diyoruz. Bilgi toplumu entelektüel birikimi yüksek olan bir toplumdur. Bilgi toplumu entelektüellerin katkısıyla gelişir ve serpilir. Ama maalesef geldiğimiz süreçte, entelektüellerin aşağılandığı, toplumda söz sahibi olmamaları için çaba harcandığı, hapislere atıldığı bir süreci yaşıyoruz.”
-“ÖYLE OLSA PETRO DOLARLARI OLAN EN GELİŞMİŞ OLUR”-
Türkiye’nin içinde bulunduğu genel durumu da rakamlarla değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, gelişmiş ülkenin kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülke olmadığını, böyle olsa petro dolarları olan ülkelerin en gelişmiş ülkeler olacağını, oysa gelişmiş ülkenin “küçük ayrıntılarda işbirliğine giden, bilgi toplumunu özümseyen ülke” olduğunu vurguladı.
-“İNSANİ GELİŞMİŞLİK YORUMU: UGANDA’NIN ARKASINDAYIZ”-
Bu nedenle üniversitelerin ve eğitim politikalarının yeniden şekillendirilmesinin gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “insani gelişmişlikle ilgili rakamlar” üzerinden şu yorumda bulundu:
“En büyük 20 ekonomiden biriyiz. Buna karşın insani gelişmişlik endeksinde 187 ülke arasında 97. sıradayız. Bu süreç Türkiye’ye yakışan bir süreç değil. Üniversitelerin bir topumun geleceği için önemli işlevleri var. Üniversite ve eğitime ne kadar önem veriyoruz? BM rakamlarına göre 171 ülke arasında milli gelirden eğitime pay ayırma sıralamasında Danimarka 13., Tunus 17., İran 76., Uganda 129., Türkiye 132. sırada. Bu rakamları ve gerçekleri bilerek CHP’nin bu kurultayda neden bilgiye önem verdiğini bir kez daha yüce milletimizin takdirine sunmak isterim.”
-“TÜRKİYE TARİHİNDE 4+4+4 GİBİ DÜZENLEME GÖRMEDİ”-
Üniversiteleri ayakta olan ülkelerin üreten, dünyada söz sahibi olan, saygın, demokrasisi gelişmiş, dünyaya marka olan ülkeler olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Peki bizim üniversitelerimiz, suskun üniversitelerimizi, ortaçağ medresesine dönüşen üniversiteleri CHP’liler olarak kabul etmiyoruz. ‘Özerk üniversite, özgür bilim adamı’ diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde eğitimle ilgili bir yasal düzenleme üniversiteler, eğitimciler, siyasal partiler, yani iktidar partisi, bir anlamda hükümet devre dışı bırakılarak bir düzenleme TBMM’ye gelmemiştir. İlk kez 4+4+4 bir reform olarak TBMM’ye gelmiştir. Bakanlar Kurulu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Milli Eğitim Şurası’nda, üniversitelerde görüşülmeden parlamentoya gelen teklifi verenlerin hiç birisi de eğitimci değil. Böyle bir tabloyu TBMM’ye bir dayatma kültürüyle getirmişlerdir. Buna direnen, tepki gösteren tek bir parti var. O partinin adı CHP’dir” dedi.
-“HER YIL 10 BİN YURT DIŞI DOKTORA”-
Eğitimin tüm uluslar için stratejik alan olduğunu, dünyanın her yerinde bu alandaki yasal düzenlemelerin aylarca yıllarca konuşulup tartışılarak yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, aklın tutsak edildiği eğitim modelinin Türkiye’yi bilgi toplumuna dönüştüremeyeceğini ifade etti. Eğitimle bir ülkenin çağdaş kuşaklarının yetiştirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP olarak seçim programına koydukları “Her yıl 10 bin üniversite öğrencisi yurt dışına doktoraya gönderilecek” maddesini hatırlattı ve “5 yıl boyuna böyle çağdaş uygar bilim adamlarının olduğu aklın özgürleştiği üniversiteleri düşünün. 5 yılda 50 bin bilim adamının Türkiye’yi bilim toplumu yapmak aşamasında yaratacağı ciddi sıçramayı düşünün. Türkiye bu şekilde çağdaşlığı, bilim toplumunu yakalayacaktır. Tren hala kaçmış değil. Hala aynı şeyi söylüyoruz. Eğitime önem verin üniversiteleri özgür ve özerk kılın” diye konuştu.(