Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman tarafından eşi Neşe Kahraman'ın aleyhinde açılan tazminat davasının duruşması için Şişli Adliyesine gelen acılı baba Sinan Yalçın, duruşmaya girmeden önce gazetecilerle duygularını paylaştı.

"AHMET KAHRAMAN İLE UĞRAŞIYORUZ "

Kızı Sinem Yalçın'a çarptıktan sonra 3.5 ay cezaevinde yatan, daha sonra serbest bırakılan Faruk Kalkavan'ın serbest bırakılmasına tepki için, eşinin Adalet Bakanlığına gittiğini belirtti. Yalçın, eşi Neşe Yalçın'ın bakanlıkta özel güvenlik tarafından yerlerde sürüklendiğini söyledi. Yalçın, bunun ardından bir haber kanalına çıkarak yaşadıklarını anlattıklarını belirtti. Baba Yalçın, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'ın da bu yayında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle eşi Nazmiye Yalçın aleyhine 40 bin dolarlık tazminat davası ve ceza davası açtığını dile getirdi. Yalçın, " Ama nedense katille uğraşmak yerine Ahmet Kahraman ile uğraşıyoruz. " dedi. 13 Ağustos 2009'da Faruk Kalkavan'ın cezasının onaylandığını ancak bunun kısmi bir onaylama olduğunu dile getiren baba Yalçın, " Sebebi de şuydu. Katilin ehliyetinin fotokopisi dosyaya konulmuş hakim tarafından. Belli ki zaman kazanmak istiyorlar.O yarım onaylanan dosya, 13 Ağustos 2009'dan beri Ankara'ya gelemiyor. Bakın Ahmet Kahraman'ın eşime açtığı davanın tarihi de 13 Ağustos 2009. Ben yorumu size bırakıyorum. Ne kadar ilginç bir tesadüf. Aynı güne mi rastlıyor ? " diye sordu.

" BİZİMLE HİÇBİRİ KONUŞMADI "

Baba Yalçın " Biz kendisine basın yoluyla olduğu kadar bizzat müracaat ederek dedik ki, " Sayın Ahmet Kahraman bizim sizinle işimiz yoktur. Biz katille uğraşıyoruz. Katilin cezasını çekmesini istiyoruz. Bizimle uğraşmayın dedik. Bizi kabul etmedi." dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e söylemek istediklerini içeren belgeleri gönderdiklerini belirten Baba Yalçın, " Sayın Ahmet Kahraman'ın bizimle neden uğraştığını anlatmaya çalıştık. Bizimle hiçbiri konuşmadı. Bizim üzüntümüz zaten bize yetiyor. Biz dünyanın en büyük servetlerinden biri olan kızımızı kaybettik " diye konuştu. Marmara Üniversitesinde işe başladıktan 6 ay sonra kızı Sinem Yalçın'ı kaybettiğini dile getiren baba Yalçın, Başbakan Erdoğan'a da seslendi. Yalçın, " Başbakan ile neredeyse aynı yerde oturuyoruz. Kapımızın önünden neredeyse haftada bir geçiyor. Burnu akan çocuğun bile burnunu siliyor basın ordusu karşısında. Gazze'de Afganistan'da ölenlerle ilgileniyor. Ama Altunizade'de parça parça edilen Sinem Reyhan Yalçın ile ilgilenmek şöyle dursun; bizimle konuşmak şöyle dursun. Cezasını çekmesi gereken kişi bile cezasını çekmemesi için Adalet Bakanlığından sürükleniyor. " dedi.

" AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE Mİ GİDELİM ? "

Acılı baba Sinan Yalçın, Cumhurbaşkanı Gül'e de seslenerek, " Bizim Cumhurbaşkanımız, bizim de Cumhurbaşkanımız olsaydı yani mağdurun Cumhurbaşkanı olsaydı.Ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Sadullah Ergin görüşmemek için adeta kaçıyorlar. Kendilerinden şu anda, sizin aracılığınızla rica ediyorum. Bizimle görüşmelerini, neticenin ortalığa saçılmadan dinlenmesini istiyoruz. " dedi. Baba Yalçın, "Neden böyle oluyor ? Sayın Erdoğan'a sormak istiyorum. Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz ? Okyanus ötesine mi ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine mi gidelim ? Ben devletimizi şikayet etmek istemiyorum. " dedi. Yapılanların katilin cezalandırılmasını engellemek olduğunu dile getiren Yalçın, gözyaşlarına boğularak " Ömrüm yettikçe ben bunu takip edeceğim. Adaletten yine ayrılmayacağım. Adaleti kirletenleri de takip edeceğim. " dedi. Baba Yalçın eşi Neşe Yalçın'ın yaşadığı üzüntü nedeniyle kansere yakalandığını da belirtti. Baba Yalçın son olarak " Devlet büyükleri keşke bu kadar ilgilenebilseydi sizin kadar. " dedi. Baba Yalçın, kızı Sinem'in dava dosyasının Yargıtay'da durduğunu da söyleyerek, dosyanın kendisine de verilmediğini belirtti ve " Biz çeşitli şekillerde engelleniyoruz " diye konuştu.23/09/2010