Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,6526
EURO
37,1767
IMKB
10.105,000
ALTIN
3.160,990
 
Hava Durumu ANKARA
3 / 7 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
KOVULAN GAZETECİ SESSİZLİĞİNİ BOZDU!
KOVULAN GAZETECİ SESSİZLİĞİNİ BOZDU!
 
Başbakan Erdoğan'ı eleştirince Yeni Şafak'taki işine son verilen gazeteci sessizliğini bozdu. Ali Akel, Taraf'taki yazısında kovulma sürecini anlattı... Başbakan Erdoğan ve hükümeti Uludere katliamındaki tavrından dolayı sert şekilde eleştiren ve hemen ardından Yeni Şafak'taki köşesini kaybeden gazeteci Ali Akel, Taraf'ta yazdı.
 
9.6.2012 - 12:03

Yaklaşık 2 haftadır hakkındaki yazılanlara tepkisiz kalan ve gazete ile TV'lerin röportaj tekliflerini geri çeviren Ali Akel, Sessizliği'ni Taraf gazetesine bozdu.
Hükümetin Uludere sonrası girdiği söylemi eleştirmeye devame den Akel, iktiradın düşüne özgürlüğüne tel örgü çektiğini yazdı.

İşte Akel'in o yazısı;

Hatırladığım kadarıyla hikaye şöyleydi:

Kasabanın içme suyuna virüs bulaşır. Suyu içenler, bir bir deli olmaya başlamıştır. Halk, suyu içenin deli olduğunun farkına varmıştır, ancak yapacak başkaca da bir şeyleri yoktur. Çaresiz suyu içmeye devam ederler... Kasabada, en son bir karı koca kalır sudan içmeyen. Çift, sokağa çıkamaz olur. Herkes aklını yitirdiğinden çifti gördükleri yerde, parmakla birbirlerine "deliye bak deliye" diye işaret ederler.

Önlerinde başka bir çare kalmamıştır çiftin. Onlar da kurtuluşu, çeşmeden birer bardak su içmekte bulurlar...

Bir haftayı aşkındır Türkiye'de olan bitenleri izliyorum. Durumumuz tam böyle olmasa da, yaşadıklarımız hikayede anlatılana epeyce benziyor, değil mi?

16 yıl boyunca, hemen her kademesinde görev aldığım Yeni Şafak gazetesiyle ilişkimiz "Özür açıklanmaz, özür dilenir!" yazısıyla, tek taraflı olarak sona erdirildi.

BAŞKA AÇIKLAMA DÜŞÜNMEMİŞTİM

Doğrusu bu ya, patronların "artık beraber çalışmayacağız" tebligatını alınca, sosyal medya üzerinden yaptığım açıklamanın ötesinde bir başka açıklama yapmayı düşünmemiştim.

Televizyon ve gazetelerden gelen röportaj taleplerinin tamamını, özür dileyerek geri çevirdim. Son yazımda söylediklerimin doğruluğuna ne kadar inandıysam, bu süreçte konuşmamanın doğru olacağına da, o derece inandım.

İşime sona verilmesiyle başlayan tartışma sürecinde olay, benim olayım olmaktan çıkıp, Uludere'den düşünce özgürlüğüne, Kürt meselesinden yeni anayasaya, basın özgürlüğünden medyadaki kirlenmeye, Türkiye'nin bir dizi sorununu daha üst perdeden konuşulmasını sağladı. İktidar, medya patronları ve gazeteciler üçgeninde cereyan eden tartışmanın toplumdaki yankısı da, oldukça zengin ve heyecanlı oldu. Parmak basılması gereken birçok konu var. Bunlara, mümkün olabildiğince özetle değinip, detaylandırma hakkımı saklı tutacağım.

ADALET HİSSİ TAŞIYAN HERKES DOĞRU BULMADI

Yüreğinde azıcık adalet hissi taşıyan herkes, iktidarın Uludere'deki (Roboski) politik duruşunu doğru bulmadı. Niyetlerden arındırarak yapılan tartışmalara baktığımızda, Uludere için 'adaletçığlığı', toplumun geniş katmanlarında büyük yankı yaptı. Uzun, uzun zaman önce olması gereken de buydu.

HİÇBİR DİN BUNU KABUL ETMEZ

Hiçbir din ve ahlak öğretisi, hiçbir değer yargısı, haksızlık ve adaletsizlik karşısında susmayı kabul etmez. Aksine, aksini emreder. Kur'an-ı Kerim'de de, adaletle hükmetmeyenlerin, yakıcı bir azapla cezalandırılacağı haber verilir.

Toplumun her kesiminden binlerce vatandaşın olayı sahiplenmesi, Uludere'ye adalet için imza kampanyaları başlatması, AK Parti iktidarının Uludere'de nasıl bir yanlışa düştüğünün ispatıdır.

Söz konusu yazının, Müslümanların zihinlerinde ve kalplerinde yeni bir kilometre taşı olarak algılanması da iktidartaban ikileminde, tabanın büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğunu gösterdi.

MÜSLÜMAN CAMİANIN HİS VE DÜŞÜNCELERİ YOK SAYILDI

"Hükümete karşı olanların ekmeğine biz de yağ sürmeyelim" bahanesinin arkasına sığınanlar; iktidar çevrelerinde ise, "muhaliflerin değirmenine su taşımayın!" telkininde bulunanlar, tam da içinde bulundukları Müslüman camianın his ve düşüncelerini, besbelli ki yok saydılar.

25 Mayıs 2012, yani söz konusu yazının yayımlandığı gün, henüz bu olayların hiçbirisi yaşanmadan, saat 23:49'da e-mail adresime düşen bir bayan okuyucunun şu mesajı, bu çevrelere umarım bir şey anlatır: "(...)

Başbakan'ın Pakistan açıklamasını trafikte araba kullanırken dinledim, öyle kötü oldum ki arabayı kenara çektim. Bir müddet kendime gelemedim. Çoğu kez Başbakan'ın yaptığı açıklamalara çeşitli sebepler yükleyerek dua ederken, dün gece (Kandil) elim bir türlü kalkmadı..."

Hükümeti aklama refleksi ile ortaya dökülenlerin, akıllarda bıraktığı tek şey ise şu oldu: "İnsanlık tarihinde bir nefsin, izzetini bu derece ayaklar altına aldığı başka bir dönem var mı!" Yanıtı en çok merak edilen soru, işime gazete patronlarının mı yoksa hükümetin mi son verdirdiği sorusu değil, gazetecilerin yazdıklarından ötürü neden işlerine son verildiğidir.

KİMİN KOVDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL

Geldiğimiz noktada "patron" mu "iktidar" mı soruları, geçerliliğini yitirmiş sorulardır artık. Geçerliliğini yitirmiştir çünkü, Sayın Başbakan'ın, hemen her gün "yazıklar olsun" diye seslendiği, son olarak "tasmalı" yakıştırması yaptığı, her konuşmasında verip veriştirdiği, kamerayı ve mikrofonu kendisine tutanların da gazeteci olduklarını unutarak ve de onları "hiç" sayarak, "ben milletime konuşuyorum!" dediği bir iklimde, bu soruların hükmü kalmamıştır.

İKTİDAR TEL ÖRGÜ ÇEKTİ

En kötüsü de, "Sevgili Ali" diye başlayan ve biliyoruz ki, "Sevgili Ahmet, Mehmet" diye devam edecek olan yolda, ifade özgürlüğünün"tahammül" sınırlarına iktidarca tel örgü çekilmesidir. İktidar, bununla da kalmıyor, tel örgü içine aldığı düşünceleri "bir kısım düşüncelerini beğenmesem de..." diyerek, aslında nasıl düşünmemiz gerektiğine de karar vermek istiyor.

Bir kişinin düşüncelerine katılırsınız veya katılmazsınız...

Düşüncelerine saygı duyarsınız ya da duymazsınız...

Düşünceler, "beğeniye" sunulmak için olmadığı gibi, bağımsız düşünce düzleminde kimse kendisini başkasına beğendirmek zorunda değildir.

On yıldır iktidarda olan, küresel ölçekte 'güç' olma yolunda ilerleyen bir ülkenin, bugün neden tökezlemeye başladığı;

Vatandaşın bugün, 'ne oluyoruz?' diye neden sorduğu;

ANALAR AĞLAMASIN DENİLMİŞTİ

'Analar ağlamasın' dediği halde, o anaların gözyaşlarını dindirecek uygulamaların neden hayata geçirilmediği, yanıtlanması gereken en önemli sorulardır.

Girdiği çadırda diz çökerek oturduğu iftar sofrasında, aynı mercimek çorbasına kaşık sallayan vatandaşların bugün Başbakan'a kuşkulu gözlerle bakması, günün en önemli konusudur.

Devlet, her gün başka başka gençlerin tabutlarıyla, ama hep de aynı travmayla sadece Türk'ün ve Kürd'ün soyunu tüketmekte.

Bu, ölüm ve kalım meselesidir... Bu, 'olmak ya da olmamak' meselesidir.

Yakıcı gerçekler üzerinde konuşmak ve yakıcı gerçekler üzerinde kafa yormak zorundayız artık...



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


'SİLİVRİ'Yİ ÖVEN GAZETECİLERDEN UTANDIM'

MEDYA MAHALLESİNDEN SÜRPRİZ VEDA!

YARIŞMADA ULUDERE MUHABBETİ!
»  AHMET ALTAN'DAN ŞOK ANALİZ!
»  TWİTTER DEĞİŞTİ!
»  ARENA'YI MADONNA DA DOLDURDU!
»  BARANSU SİYASETE GİRİYOR!
»  "YEREL BASINI GÜÇLENDİRMEK GÖREVİMİZ"
»  FB TV'DE 'İŞ' KRİZİ!
»  BEKİR COŞKUN, DİYANETİ TOPA TUTTU
»  TARAF YAZARI, TAYYAR VE SELVİ'YE ÇAKTI!
»  HEREDOT CEVDET, PAŞALARI RAHATSIZ ETMİŞ!
»  DÖRT BİR TARAF'TA FAZIL SAY KAVGASI!
»  YİĞİT BULUT, 24'TEKİ HEDEFLERİNİ ANLATTI
»  HASAN CEMAL'DEN ŞOK BENZETME!
»  HÜKÜMETİ DESTEKLEYEN GAZETELERİN TİRAJI!
»  ZAHİT AKMAN,HANGİ KANALIN BAŞINA GEÇTİ?
»  AYŞENUR ARSLAN'IN GÖZ YAŞLARI!
»  DEMİRÖREN'DEN YAZARLARA TALİMAT!
»  KANAL D'NİN ACI GÜNÜ!
»  CANLI YAYINDA ÇILGINA DÖNDÜ!
»  SES KAYDINI YAYINLAYANA 5 YIL HAPİS
»  "SİZİN TASMANIZ HANGİSİ?"
»  YENİ ŞAFAK'TA AKEL'İN İPİNİ KİM ÇEKTİ?
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.