Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay'la sohbetimiz insülinimizi dengelemenin önemiyle devam ediyor… Canan Hoca insülini dengelersek 20 hastalığı tedavi edebileceğimizi söylüyor.
– Kitabınızda, ‘Tek hayalim sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir gençlik' demişsiniz. Sağlıklı gelecek için neler yapacağız?
Sağlıklı bir gelecek için mısır şurubu şekerinden uzak duracağız. Müthiş bağımlılık yapıyor ve gençleri hasta ediyor çok üzülüyorum. Pakete girmiş, fabrikasyon yiyecek ve içecekleri yemeyecekler. Hepsini doğal bulmaya çalışacaklar. Sigara içmeyecekler. Bu otu yersen mucizedir, göbek yağın falan gider bunlara inanma.
– İnsülini dengelemenin 20 hastalığı tedavi edeceğini söylüyorsunuz bir de. Bu hastalıklar neler?
Bu hastalıkların başında beyne pıhtı atması, beyin basınç yüksekliği, katarakt, kalp, felç, damar tıkanıklığı, kısırlık, adet düzensizliği, sperm azlığı, kanser geliyor. Çünkü bu hastalıkların hiçbiri genetik değil. İlaç eksikliği sonucunda da bu hastalıklar ortaya çıkmıyor. Diyet diye bir şey de yok. ‘Bunu ye mucize, şunu ye mucize'. Hepsi satışa yönelik. Şekerinizi yükseltmeyin, insülininizi dengede tutun yeter diyorum. Mümkün olduğu kadar doğal yaşayın diyorum.
‘DOĞAL YAŞAYIN DİYORUM'
– İnsülini nasıl dengede tutacağız?
İnsülin hormonunu direkt olarak yükselten yüksek glisemik indeksli, rafine karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerdir! Bütün rafine karbonhidratlar iştahımızı açar ve kamçılar. İşte benim senelerden beri “Şeker en tatlı zehirdir” diyerek binlerce bilimsel çalışma ışığında Türk halkını uyaran konuşmalar yapmamın, kitaplar kaleme almamın temel sebeplerinden biri budur! İnsülin hormonunun yükselmesine neden olan yüksek glisemik indeksli karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerin bir molekülü, vücutta 190 molekül su tutulmasına neden olmaktadır. Bilinenin aksine, yalnız sodyum klorür (NaCl) içeren rafine sofra tuzu çok fazla su tutmaz. Bir molekül tuz, ancak bir molekül su tutar. Bu bağlamda düşük glisemik indeksli yiyeceklerle beslenmemiz gerekmektedir. Düşük glisemik indeksli karbonhidratlar denilen ‘sağlıklı karbonhidratlar' ve sıfır glisemik indeksli protein ve yağlar uzun süre tokluk hissi sağlayan yiyeceklerdir. Bu tür gıdalarla beslenen kişilerde, en güçlü hislerden biri olan ‘acıkma hissi' oluşmaz. Sonuç olarak, sık sık yemek yeme dürtüsü ortadan kalkar. Reaktif hipoglisemi atakları önlenmiş olur. Sık sık insülin hormonu salgılanmadığı için de doğal olarak insülin ve leptin direnci gelişemez. Gelişmiş olan da yavaş yavaş geriler.
Karatay, ‘Rafine tuz yerine kaya tuzunu tercih edin' diyor.
Karatay, ‘Rafine tuz yerine kaya tuzunu tercih edin' diyor.
‘KAYA TUZU MİKROBU ÖLDÜRÜR'
– Gelelim kaya tuzu tartışmalarına. ‘Fransız İhtilali'nin sebebi de tuzdur' yorumunuz epey konuşuldu…
Sofra tuzunun hikayesi son 50-60 yıldır var. O güne kadar tüm dünyada kaya tuzu kullanılıyordu. Avrupa'da da çok önemliydi. Çünkü insanlar yiyeceklerini bozulmasın diye tuzlayarak saklayabiliyorlar. Onun için çok kıymetli. Mikrobu öldürüyor. Çürümesini önlüyor yiyeceğin. Marie Antoinette demiş ya “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” diye. Aslında, “Ekmek ve tuz bulamazlarsa, pasta yesinler!“ diyor. Tarihçiler de bunu bilir. O dönemde tuzun vergisi halk için çok yüksek yüzde 40 oranında. Din adamlarına aristokratlara tuz vergisi yok. Bu nedenle halk tuz kaçakçılığına başlıyor. 8 yaşındaki çocukların üstleri kaçakçılık yapıyor diye aranıyor, evler basılıyor kaçak tuz var mı diye. Yakalananlar idam ediliyor. O yüzden “Fransız İhtilali'ni başlatan sebeplerden biri kaya tuzudur!” demiştim.
Sözcü'den Hande Zeyrek'in Ropörtajının tamamamını Okumak için Lütfen TIKLAYINIZ