Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Çankaya Köşkü'nde kabulün ardından ortak açıklama yaptı. Gül, "Türkiye'nin AB üyeliğinin ardından pastadaki payın küçüleceğini düşünüyor. Bunun böyle olmadığını göstermemiz lazım" dedi.

Türkiye'nin üyeliğinin Avusturya'ya da faydasının olacağını Türkiye'nin önemli bir enerji koridoru olduğunu söyledi. Gül, bunların iyi anlaşılması gerektiğini belirtti. Gül, "Genişlemeden en çok yararlanan ülke Avusturya oldu. Yeni bir genişleme de Avusturya'nın iyiliği için olacaktır." dedi.

Gül'ün terör örgütü üyelerinin korunduğu yönündeki imasına Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, tepki gösterdi. Fischer, Gül'ün sözlerini şöyle düzeltti: "Ben burada meslektaşımın bir sözünü düzeltmek istiyorum. Sözkonusu olan kişi direk Kuzey Irak'a geçmemiştir. Bu kişinin Fransa'dan Avusturya üzerinden transit olarak Kuzey Irak'a geçmesi sözkonusu... Terörizmle mücadele kapsamında yanlış anlaşılmaların çözümlenmesi için iki ülke dışişleri bakanlıklarının ortak çalışma yapılmasına karar verildi. Ülke olarak terörizme tamamen karşıyız."

"(AK PARTİNİN KAPATILMASIYLA İLGİLİ) DAVA, AVRUPA'DA ŞAŞKINLIĞA NEDEN OLDU"

Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, AK Partiye yönelik kapatma davasının Avrupa'da şaşkınlığa neden olduğunu belirterek, ülkesinde böyle bir durumun olamayacağını düşündüğünü söyledi.

Fischer, Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Gül ve Fischer ortak basın toplantısı düzenledi.

Heinz Fischer, Türkiye'ye yaptığı ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bundan 10 yıl önce eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un, 20 yıl önce de eski Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun davetlisi olarak Türkiye'ye geldiğini belirtti.

Türkiye'nin turizm bilançosuna katkı yaptığını düşündüğünü kaydeden konuk cumhurbaşkanı, turist olarak da Türkiye'ye sık sık geldiğini ve ilk defa 45 yıl önce arabasıyla gelerek kamp yaptığını söyledi.

Fischer, bu tür ziyaretlerin özellikle iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi amacına yönelik olduğunu belirterek, ziyaret çerçevesinde bu hedefe ulaşılacağına inancını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Gül'le yaptığı görüşmede enerji konuları üzerinde yoğunlukla durduklarını ifade eden Fischer, özellikle Nabuko projesini ele aldıklarını ve Gül'ün bu projeyi desteklediğini söylediğini kaydetti. Fischer, Nabuko projesinin sadece Avusturya için değil, AB için de önemli olduğunu, konuyla ilgili detayların iki ülke bakanları arasındaki görüşmelerde ele alınacağını ve bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi.

Konuk cumhurbaşkanı, terörizmle mücadele konusunu da görüşmede ele aldıklarını belirterek, bu konuya iki ana başlıkta yaklaştıklarını, terörizmin kabul edilemez olduğunu ve kuvvetli bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. Fischer, terörizmin aynı zamanda insan haklarına, insanın yaşama hakkına karşı yapılan eylemler olduğunu ve bu mücadelenin hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde ve anayasaya bağlı olarak, gereken yasal düzende sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

-UCU AÇIK MÜZAKERELER-

AB üyeliği çerçevesinde diğer üye ülkeler için de geçerli olanın, Türkiye açısında da geçerli olduğunu ve oy birliğiyle müzakerelerin başlatılması kararı alındığını hatırlatan Fischer, Avusturya'nın bu konuya adil ve yapıcı, açık sözlü ve açık fikirli olarak yaklaştığını vurgulayarak, Avusturya dönem başkanlığında da fasılların açılıp kapandığının bilindiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün, AB yolundan bahsederken haklı olarak uzun ve karmaşık bir yoldan bahsettiğini belirten Fischer, bugünün Türkiye'sini dikkate almamak ve bugünün AB'sinden bahsetmemek gerektiğini kaydetti.

Fischer, Türkiye'nin AB'ye üye olacağı zaman, son dönemde koşulların yerine getirilip getirilmediğine bakılması gerektiğini ifade ederek, bu nedenle bu sürece ucu açık müzakereler dediklerini ifade etti.

Kıbrıs konusunun da görüşmede gündeme geldiğini söyleyen Fischer, bu konunun bir taraftan AB'yle, diğer taraftan da Kıbrıs'taki taraflarla ilgili olduğunu kaydetti.

Hem KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, hem de Kıbrıs Rum yönetiminin yeni lideri Dimitris Hristofyas'ın ileriye dönük umutların yeşermesine neden olduğunu kaydeden Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer, adil ve iki taraf açısından da kabul edilebilir bir çözümün sağlanması bakımından önemli adımlar atılabileceği konusundaki umudunu dile getirdi.

-KONUK CUMHURBAŞKANINA SORULAR-

Konuk cumhurbaşkanı, terör örgütü elebaşılarından Rıza Altun'un geçen yılın yaz aylarında Avusturya'dan Irak'a geçmesine ilişkin soru üzerine, "bu soruya öncelikle bir düzeltme yaparak yanıt vermek istediğini" söyleyerek, "söz konusu kişinin Irak'ın kuzeyine doğrudan Avusturya'dan geçmediğini, belli bir süredir Fransa'da ikamet ettiğini ve Fransa'dan Avusturya'ya geçerek Irak'a gittiğini, yani Avusturya için bir transit geçişin söz konusu olduğunu" ifade etti.

Fischer, bu konuda terörle mücadele çerçevesinde yanlış anlamaların önlenmesi için iki ülkenin adalet bakanlıklarının bir araya gelerek görüşmeler yapmasının kararlaştırıldığını hatırlatarak, böylelikle bundan sonra benzer bir olayla karşılaşılmamasının amaçlandığını kaydetti.

"Biz Avusturya olarak tamamen terörle mücadeleden yanayız" diyen Fischer, ülke olarak kendilerinin de terörden çektiğini, sivil, masum insanların, polislerin hayatını kaybettiğini belirtti. Fischer, bu nedenle teröre kesinlikle karşı olduklarını yineleyerek, mücadeleden yana olduklarının altını çizmek istediğini kaydetti.

AK Parti hakkındaki kapatma davası ile Avusturya'da koalisyon hükümetinin küçük ortağı aşırı sağ eğilimli Avusturya'nın Geleceği İçin Birlik Hareketinin (BZÖ) kurucu lideri Jörg Haider'in durumunu karşılaştıran bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan konuk cumhurbaşkanı, parti kapatmayla ilgili bu davanın Avrupa'da ilgi odağı olduğunu söyledi ve Anayasa Mahkemesinin vereceği karara ilişkin değerlendirmenin sürdüğünü hatırlattı.

Fischer, bu davanın Avrupa'da şaşkınlığa neden olduğunu da söyleyerek, Türkiye'nin iç işlerine herhangi bir şekilde karışmak istemediğini kaydetti. Fischer, bununla birlikte bu sürecin AB tarafından dikkatle izlendiğini ifade ederek, böyle bir davanın neden olduğuna anlam verilemediğini, çünkü bir taraftan seçilmiş bir hükümet ve başbakan bulunduğunu belirtti.

"Avusturya'da böyle bir durumun olamayacağını düşünüyorum, en azından bunu söyleyebilirim" diyen Fischer, diğer taraftan mahkemenin kararını beklemek gerektiğini, sonuca saygı duyacağını, çünkü zaten başka çare bulunmadığını bildirdi.

Konuk cumhurbaşkanı, Haider'in durumu ile AK Parti hakkındaki durum arasında hiçbir paralellik bulunmadığını söyleyerek, Haider için benzeri bir mahkeme tarafından açılmış bir dava ya da hukuki bir sürecin söz konusu olmadığını, daha farklı bir süreç bulunduğunu, arada hiçbir benzerlik olmadığını sözlerine ekledi.

TÜRKİYE AVRUPA'DAKİ MEVCUT PASTAYI DAHA ÇOK BÜYÜTECEK

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ile görüşmelerinde, müzakere sürecini başarıyla bitirmiş bir Türkiye'nin görünümünün bugünkünden çok daha farklı olacağını herkesin tahmin etmesi gerektiğini hatırlattığını söyleyerek, ''Aslında böyle bir Türkiye'nin Avrupa'daki mevcut pastayı daha çok büyüteceğini ve payını ondan alacağını, bugünkünden almayacağını konuştuk'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül ve Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenlediler.

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine Fischer ve heyetini Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Türkiye ile Avusturya arasındaki ilişkilerin köklü bir tarihe dayandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, ilişkilerin her dönem çok yönlü ve zengin bir etkileşime işaret ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, 10 yıl önce Avusturya Meclis Başkanı olarak Türkiye'yi ziyaret eden Fischer'in bugün Cumhurbaşkanı olarak bulunduğunu kaydetti. Gül, Fischer'in yanı sıra bakanlar ve iş adamlarından oluşan bir heyetin de Türkiye'ye geldiğini hatırlattı.

Baş başa ve heyetler arasında verimli görüşmeler yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkileri her seviyede geliştirme konusunda tam bir mutabakata vardıklarını vurguladı.

İkili ilişkilerde özellikle ekonomik konuları geniş şekilde ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Avusturya arasında ticaretin artırılması ve yatırımlara önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin yatırımlar için, çok iyi bir imkan sunduğunu görüşmelerde dile getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Fischer'e Avusturya'nın çok sayıda ileri gelen sanayicisinin refakat etmesini Türkiye'nin potansiyelini tanıtma açısından fırsat olarak nitelendirdi.

Gül, Kayseri ve İstanbul'da İş Konseyi toplantıları yapılacağını belirterek, bu toplantıların ekonomik ilişkileri daha da geliştireceğine inandığını anlattı.
Görüşmelerde, enerji konusunu geniş şekilde ele aldıklarını, özellikle de Nabucco projesini konuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Gül, ''Nabucco projesinin geliştirilmesi konusunda Türkiye'nin güçlü bir siyasi iradesi olduğunu bir kez daha ifade ettim'' dedi.

Siyasi konulara ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, terörle mücadele konusunda da iki ülke arasındaki iş birliğinin önemini paylaştıklarını ifade etti.

-''TÜRKİYE AVRUPA'DAKİ MEVCUT PASTAYI BÜYÜTECEK''-

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-AB ilişkilerinin de gündeme geldiğini ve Türkiye'nin görüşlerini geniş bir şekilde aktardığını belirterek, şöyle devam etti:

''Müzakere süreci içinde Türkiye'nin üzerine düşenleri en iyi şekilde yapacağını ve reformların Türkiye'de güçlü bir şekilde devam edeceğini söyledim. 2005 yılında oy birliğiyle alınan müzakereye başlama kararının önemli olduğunu ve Türkiye'nin bu zor müzakere sürecini başarıyla yerine getirmedeki azmini anlattım. Bunun ne kadar süre alacağını tabii ki hiçbirimiz bilmiyoruz. Özellikle büyük ülkeler için bunun süre aldığını da açıkça ifade ettim.

Müzakere sürecini başarıyla bitirmiş bir Türkiye'nin görünümünün bugünkünden çok daha farklı olacağını herkesin tahmin etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattım. Aslında böyle bir Türkiye'nin, Avrupa'daki mevcut pastayı daha çok büyüteceğini ve payını ondan alacağını, bugünkünden almayacağını konuştuk.''

Cumhurbaşkanı Gül, Avusturya'da 200 bin Türk vatandaşının yaşadığını ve bir kısmının artık Avusturya vatandaşı olduğunu belirterek, entegrasyona önem verdiğini söyledi. Avusturya'daki Türk vatandaşlarının içinden çok sayıda seçkin bilim adamı, iş adamı ve sanatçılar çıktığını kaydeden Gül, bundan duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Gül, ''Bu da iki ülke arasındaki köprüyü güçlendiren ayrı bir gerçek'' diye konuştu.

Gül, Fischer'in ziyaretinin Türkiye ile Avusturya arasındaki ilişkileri daha ileri düzeye taşıyacağına olan inancını da ifade etti.

-''TÜRKİYE AVRUPA'NIN ENERJİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK''-

Cumhurbaşkanı Gül ve Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

Avusturyalı bir gazeteci Cumhurbaşkanı Gül'e, Avusturya'da yapılan bir kamuoyu yoklamasında Türkiye'nin AB üyeliğine desteğin yüzde 5 olarak saptandığını hatırlatarak, bu desteğin artması için ikili ilişkiler çerçevesinde neler yapılabileceğini sordu.

AB ile yapılan müzakerelerin önemli taraflarından birinin AB üyesi ülkelerdeki halkların hazırlanması ve sivil ayağın iyi bir şekilde çalışması olduğuna işaret eden Gül, ''Avusturya'yı özellikle ele aldığımızda oradaki insanlara, Türkiye'nin üyeliği söz konusu olduğunda onların zarar görmeyeceğini, tam tersine bunun onların da faydasına olacağını iyi anlatabilmemiz gerekir'' dedi. Türkiye'ye gelen iş adamlarının bunun için iyi bir fırsat yarattığını ifade eden Gül, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliği ve yatırımların Avusturya halkının da yararına olacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Herkes şöyle düşünüyor; 'Türkiye üye olursa, şu anda ortada bir pasta var, bundan pay alacak, dolayısıyla bizim payımız azalacak'. Bunun böyle olmadığını göstermemiz lazım. Türkiye, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi. Türkiye'deki yatırımlar, fırsatlar çok büyük. Bütün bunların neticesi Avusturya halkına da yansıyacaktır'' diye konuştu.

Türkiye'nin, Avrupa enerji güvenliği açısından da büyük önem taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, ''Enerji konusunda yapılacak iş birliği Avusturya halkının çıkarına olmayacak mıdır?'' diye sordu. Türkiye'nin doğu ve güneyden gelen enerji koridorlarını Avrupa'ya bağladığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa'nın enerji güvenliği sağlayacak ülkelerden biri olduğunu ifade etti.

AB'nin genişlemesinden en çok yararlanan ülkenin Avusturya ve Avusturyalılar olduğuna da işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, ''Onların yeni bir genişleme söz konusu olduğunda daha objektif ve daha düşünerek bakmaları gerekir diye düşünüyorum