Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilgili bir hatıra anlatılır. Avrupa ülkelerine yaptığı seyahatlerden birinde Avrupalı parlamenterlerden biri “Efendim sizin ülkenizde Kürt kökenli milletvekili yok, ülkenizde Kürtler eziliyor” diye ithamda bulunur. Özal kendinden emin ve sakin bir ses tonuyla sağ elini kaldırarak, “Yanımdaki Kürt kökenli milletvekilimiz cevap versin benim yerime.” der. Milletvekilinin anlattıklarından sonra Türkiye ile ilgili bildiklerinin çoğunun yanlış ya da eksik olduğunu anlayan Avrupalı parlamenterler özür dilemek zorunda kalır.
15 sene önce yaşanan bu olay mı ilham kaynağı oldu, bilinmez; ancak AK Parti bu konuda çok önemli bir projeyi hayata geçiriyor. Buna göre, Doğu kökenli milletvekilleri Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında Kürt meselesinin yanı sıra terör örgütünü ve bölgenin sorunlarını anlatacak. Böylece bir taraftan PKK'nın öteden beri Kürt meselesiyle ilgili dillendirdiği argümanlar çürütülürken, meselenin birinci ağızdan doğru anlatılması sağlanacak. Milletvekilleri ayrıca şiddetin Kürt sorununu çözümsüzlüğe ittiğini, bunun ancak demokrasi içinde çözüleceğini de anlatacak.

Başbakan Tayyip Erdoğan, iki yıl önce Diyarbakır'da “Türkiye'de Kürt sorunu var. Ancak Kürt sorunu ile terör sorununu birbirinden ayırmak lazım.” diyerek Doğu ve Güneydoğu meselesine farklı açılım getirmişti. Bu dönemde özellikle EKONOMİK sosyal ve kültürel alanlarda atılan adımlar, inisiyatifi terör örgünün elinden aldı. Erdoğan'ın ABD'ye yaptığı son ziyarette “Bölgeden 75 Kürt kökenli milletvekilim var” sözü yeni dönemin de işaretçisi. Başbakan, yeni projeyle terör örgütünü uluslararası arenada iyice devre dışı bırakmak istiyor.

YABANCI DİL BİLEN VEKİLLER ÖNCÜLÜK EDECEK

Hükümet, Ermeni sorununda olduğu gibi Kürt meselesini de birinci ağızdan anlattırmak için kolları sıvadı. 2 Kasım'da Ankara'da yapılan AK Parti İl Başkanları toplantısında bölge milletvekillerinden gelen talep üzerine Erdoğan söz konusu projeyi hayata geçirme kararı aldı. İyi derecede yabancı dil bilen Doğu ve Güneydoğu kökenli milletvekilleri Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yurt dışında Güneydoğu meselesini anlatacak. Başbakan Erdoğan'ın Dış Politika Danışmanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış başkanlığında yürütülecek çalışma kapsamında, aralarında 6 dil bilen Türkiye AB Karma Parlamenterler Komisyonu üyesi ve Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk, 5 dil bilen Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel gibi bazı öne çıkan isimlerle birlikte Doğu ve Güneydoğu kökenli yaklaşık 75 milletvekili bu işi üstlenecek.

Milletvekilleri üçer-beşer kişilik gruplar halinde Batı ülkelerine giderek bölge meselelerini anlatacak. Geçmişte yapılan hatalar, AK Parti'nin bu konudaki yaklaşımı ve elde ettiği başarılar anlatılacak. PKK'nın terör örgütü olduğu, Kürtleri temsil etmediği, şiddet eylemleriyle demokratik ve barışçıl çözüme engel teşkil ettiği vurgulanacak. Bölge halkının da esasta ülke bütünlüğünden yana olduğu anlatılacak. Ülkedeki sorunun siyasi olmadığı, Kürt kimliği ve kültürel sorunlardan oluştuğu, bunun demokrasi çerçevesinde çözüleceği mesajı verilecek. Dışarıda sanıldığı gibi Türkiye'de Türklerin giremediği, Kürtlerin çıkamadığı bir yer olmadığı, Kürt vatandaşlarımızın cumhurbaşkanı bile olabildiği anlatılacak. Yeni lobi projesine umutla bakan bölge milletvekilleri, Türkiye'nin bu sayede yeni bir açılım sağlayacağını vurguluyor.


Parlamentolar Arası Birlik Türk Grubu üyesi, Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt:

PKK'NIN ÇÖZÜMSÜZLÜĞE GÖTÜRDÜĞÜNÜ ANLATACAĞIZ

Bir milleti, bir parti ya da örgüt temsil ediyor anlayışı doğru değil. Bu durum bizim için de DTP için de geçerli. Seçim sonuçlarına göre olsa AK Parti bölgeyi temsil ediyor dememiz gerekiyor. Ama biz böyle bir şey demiyoruz. Bu konunun örgüt tarafından manipüle edildiğini biliyoruz. Onun için 'Kürtleri bir de Kürt kökenli vekiller olarak anlatalım' dedik. Bu temsil ettiğimiz Kürtlerin bir isteği aslında. Kürt meselesinde 'çözüm daha çok demokrasi ve daha çok özgürlükle olur' diyoruz. Kürtçe dil kurslarını serbest hale getirdik, devlet bölünmedi. Aksine yasaklar kalkınca ilgi olmadığını gördük. Dolayısıyla terörün meşru bir zemine oturmadığı anlaşıldı. Demokratikleşme adımları atılırken terörün tırmandığını görüyoruz. Bu Kürtlerin haklarını savunmak değil, sistemin demokratikleşmesinin önünü kesmektir. Kürtler artık kendi içlerine kapanma yerine bu dünya ile bütünleşmek için uğraşıyor. Terör sorunu ile Kürt sorunu ayrı şeyler. Bunu Avrupa'ya anlatıp sapla samanı ayırmak lazım. Geçmişte sıkıntılarımız olmuş; ama demokrasi ile çözülecek diyoruz. Meseleyi böyle anlatınca fikirleri değişiyor muhataplarımızın. Genel seçim ve referandum sonuçları da Kürtlerin yüzünün ne kadar Ankara'ya dönük olduğunu gösteriyor. Tüm bunların Kürt meselesi çerçevesinde birinci ağızdan Batılı devletlere anlatılması çok önemli bir gelişme.



Parlamentolar Arası Birlik Türk Grubu Başkanı Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz:

AVRUPA İLE İYİ İLETİŞİM KURULMASI ŞART

Kürt sorununda hem içeride hem de Avrupa'da bir iletişim problemi var. Çünkü gerçeklerle örtüşmüyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde çok olumsuz, bilgi kirliliği ve yanlışlarıyla dolu bir algılanış var. Ön yargılar da var. Avrupalı politikacılar, daha çok medya ile örgüt lobisinin bilgilerine göre hareket ediyor. Artık aktif lobicilikle bu işi biz anlatacağız. Hem sayın başbakan hem de ilk gezisini Güneydoğu'ya yapan Cumhurbaşkanı Gül, halkla devleti buluşturdu. Avrupa'da ön yargı var. Bunu özgüvenimizle aşacağız. Etnik bir partinin Kürtler adına hareket etmesi en çok bu halka zarar veriyor. Demokrasi ve özgürlüklerin önde olduğu, ayrılıktan çok ortaklıkların bulunduğu bir ortamda bu mesele çözülür. Kendimizi birinci ağızdan anlatacağız.



Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi, Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk:

KÜRT MESELESİNDE İNİSİYATİF BİZDE OLMALI


Artık bu mesele ile ilgili Kürt kökenli milletvekilleri olarak konuşmamız lazım. Çünkü bölgeyi en iyi biz biliyoruz. İnsanlarla birlikte yaşıyoruz. Yani varsa eğer bir problem, biz onun bir parçasıyız. Diplomatik çevrelerde devreye girmenin yeri ve zamanı geldi de geçiyor bile. Zaten yabancılarla bu meseleleri konuşuyoruz. Kürt olduğumuzu söyleyerek onları doğru bilgilendirmeye çalışıyoruz. Bu işin artık çok daha organize şekilde anlatılması lazım. Kürt sorunu ya da terör sorununda PKK-DTP'nin anladığı ile bizimkisi çok daha farklı. PKK, Türkiye'ye zaman kaybettiriyor. Kendisini Kürtlerin yegane temsilcisiymiş gibi gösteriyor. Avrupa'yı da bu konuda çok iyi inandırmış maalesef. Bu yüzden sorun çözülemiyor. Terörle mücadelede halkı yanımıza almamız lazım. Bu sorunun demokratik yollarla çözüleceğini biz anlatırız. Türklerle Kürtlerin kavga etmeden kardeşçe bin yıldır birlikte yaşadığını, aynı din ve kültürün mensupları olduğumuzu söylüyoruz. Bu işte çözümün muhatabı biz olmalıyız. Çünkü aldığımız oy oranıyla Kürtlerin tek muhatabı olduğunu iddia eden ya da Avrupa'da öyle bilinenler arasında nerdeyse iki kat fark var.



Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi, Siirt Milletvekili Afif Demirkıran:

İTALYAN PARLAMENTERİN KANAATİ DEĞİŞTİ

Bölgeyi temsil ettiğini iddia edenlerin oyları yüzde 60'lardan yüzde 25'lere düştü. Bu demektir ki bölgeyi Türkiye'nin partisi olan AK Parti temsil ediyor aslında. Referandumda yüzde 95 evet oyu çıktı bölgeden. Azıcık bir ilgi, biraz huzur ve biraz da yatırım insanların devletle kaynaşmasına yetiyor. Herhangi bir ayrımcılık söz konusu değil. Ancak Avrupa'nın da bunu bilmesi lazım. Türkler ve Kürtler yanlış anlatılıyor dışarıda. İtalya'daki bir toplantıda İngiliz parlamenter “Bölgeyi temsil eden yok.” dedi bana. Ben de “İncittiniz beni, AK Parti'nin şu kadar milletvekili var, bölgede Türkiye ortalamasının üzerinde bir oranda oy aldık.” dedim. Ayrıca, bu süreçte hem demokratikleşme konusunda hem de diğer eğitim, sağlık ve ekonomi gibi alanlarda çok ciddi hizmetler götürdüğümüzü anlattım. İnsanlarımızın beklentisi, kişisel hak ve özgürlükler olarak alanında belli sıkıntıları var. Geçmişte bölgenin geri bırakıldığı doğru ama bunların düzelmesi lazım ve yapılıyor. Daha da yapılması lazım diye anlattım. Kanaatler değişti. Dolayısıyla özellikle terör örgütü ve DTP'yi Kürtlerin temsilcisi gibi görüp destek çıkan Avrupalı muhataplarımızın birinci dereceden bilgilendirilmeleri çok mühim.