Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Eczacılar Kongresi'nde konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında "Ekonomik krize karşı milli bir duruş sergilenecekse herkes gelirine göre bedel ödemelidir." dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:Sorunu çözmek isterseniz akılcı politikalarla çözmek isterseniz, birden fazla konuya yönelmeniz gerekir. Sağlıkta çalışanlar ve tıbbi çözüm açısından ve ilaç açısından ve finansman açısından bakacaksınız. Eğer bunlar açısından irade koyamıyorsanız sorunları çözemezsiniz

Bu beş sorunu eş zamanlı yaklaşmamaktan kaynaklanıyor.

Herkes sosyal güvenlik hakkına sahip. Şu inançtan demiyor. Herkes diyor anayasamız

Sosyal güvenlikte evrensel kurallar sadece bizim belirlediğimiz kurallar değildir. 102 sayılı sosyal güvenliğin asgari normları. Sağlık, işsizlik, yaşlılık, meslek sigortası. Türkiye 1971 yılında parlamentoda yasalaştırdı.

 
Ekonomik krize karşı milli bir duruş sergilenecekse herkes gelirine göre bedel ödemelidir. Çok kazanan çok az kazan az bedel ödeyecek. Ancak bu şekilde gerçek anlamda bir milli duruş sergilenebilir.

Bu ülkede yoksulluğu yenmemiz Yoksulluk bu ülkenin kaderi olmamalıdır. ‘Genel Sağlık Sigortası primi ödemeyenlere sağlık hizmeti vermeyeceğiz’ diye düzenleme yaptılar. Seçimler gelince ‘31.12.2018’e erteledik’ dediler. Peki bu tarihten sonra ne olacak? Prim ödemedi diye gencecik çocuklarımızı ölüme mi terk edeceğiz?

88 yılda şiddet nedeniyle 1 doktor hayatını kaybetmiştir. Son 16 yılda ise 11 doktor yaşamını yitirmiştir. Bu toplumsal ahlakın geldiği noktayı göstermektedir.

Kendi ürünlerinizi üretmezseniz başkalarının ürünlerini kullanmaya mecbur kalırsınız. Bu nedenle mili ilaç sanayinin gelişmesi gerekir. Bu da üniversitelerin bilgi üretimini artırmalıdır. Bilgi üretiminde sürekli geriye gidiyoruz. Bunun sorgulanmasıdır.Yeni ekonomik programda açıklanan rakamlara göre 2018’de sosyal güvenlik sisteminde 16 milyar dolar açık var. Programa göre önümüzdeki dönemde 39 milyar dolar olması bekleniyor. Bu açık nereden kaynaklanıyor? Bunun sorgulanması gerekiyor.

Hukukun üstünlüğünün muhakkak sağlanması gerekiyor. Cezaevleri tıka basa dolu. Öğrenciler, akademisyenler gazeteciler içeride. Yani parası parası gücü olanlar dışarıda gücü, parası olmayanlar içeride.

Daha ağırıma giden husus ise dışarıdan müdahalelerle yargının karar vermesi. Merkel telefon ediyor tutuklu gazeteciyi serbest bırakıyoruz. Trump tehdit ediyor papazı serbest bırakıyoruz. Türkiye bir çadır devleti konumuna düşürüldü.