Süryani işadamları Yuhanna Aktaş ile Jakop Gabriel tarafından yapılan ve 'Shilluh' markasıyla şarap üretecek fabrikanın altyapı sorunlarının giderilmesi için yetkililer girişimde bulunmadı.
Yuhanna Aktaş, kendi imkanıyla fabrikaya elektrik çektiğini ancak köylülerin buna karşı çıktığını belirterek, "Elektriğin şarap fabrikasına geldiğini gören köylüler arazilerinde elektrik direklerini kaldırmamı istedi" dedi.
Süryanilerin 5 bin yıldır geleneksel olarak evlerinde üretip içtikleri ve 'Shilluh' adını verdikleri şarabı geleneksel yapısına bağlı kalarak üretip piyasada satmak isteyen Süryani işadamları Yuhanna Aktaş ile Jakop Gabriel devletten gereken ilgiyi görmemekten ve muhafazakar kesimlerin ön yargılı yaklaşımlarından yakındı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kırsal Kalkındırma Yatırımlarını Destekleme Programından 250 TL hibe yardımının yapıldığı fabrikayı iki yılda 1 milyon TL harcayarak tamamlayan Yuhanna Aktaş ile Jakop Gabriel, üretime başlayabilmek için elektrik, yol ve su sorunlarının giderilmesini bekliyor. Fabrikanın altyapı sorunlarının giderilmesi için yetkililere başvurduğunu ancak sonuç alamadığını belirten Yuhanna Aktaş, "Kaymakamlıktan tutun valiliğe, başbakanlığa ve bakanlara kadar ama maalesef hiçbir olumlu cevap alamadım" dedi.
Şarap fabrikasının su, elektrik ve yol gibi temel altyapı sorunlarının giderilmesi için Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan destek beklediğini söyleyen Aktaş, şöyle dedi:
"Fabrikanın üretime geçebilmesi için bizlere su, elektrik ve yol gerekiyor. Elektriği kendi imkanlarımla 50 bin TL harcayarak çektim. Ama arazi sahipleri elektriğin şarap fabrikasına geldiğini öğrenince sorun çıkardılar. Bir şekilde bir kısım arazi sahipleri ile anlaşmaya vardık ama hala bazı arazi sahibi ile sorun yaşıyoruz. Enerji nakil hatlarının geçtiği bağ sahipleri elektrik direklerini kaldırmamı istiyor. Benim bu altyapı sorunlarım giderilmezse bu tesisi sağlıklı bir şekilde faaliyete sokamayacağız. Şu an elektriğim var ama suyum ve yolum yok. Kendi imkanlarımla patika bir yol yaptım yalnız 15-20 gün sonra seri üretime geçmeyi planlıyorum. Üzümlerimi fabrikaya nasıl taşıyacağımı bilmiyorum. Araçlar aşağıda rampadan yukarı çıkamayacak ve ben üzümlerimi yukarıya taşıyamayacağım."
Aktaş, projelerinin Süryani kültürünü yaşatmak, yurt dışına göçeden Süryaniler için Türkiye'nin yerleşip yatırım yapılabilecek durumda olduğu ve bölgede ölen bağcılığı canlandırma amaçları bulunduğunu ifade etti.
GELEN İŞİ YARIDA BIRAKIP GİTTİ
Şarap fabrikasını bu seviyeye getirene kadar büyük çileler çektiğini dile getiren Aktaş, hiç bu kadar sıkıntı çekeceklerini düşünmediğini kaydetti. Aktaş, "Bölge insanı biraz tutucu ve inşaat aşamasında çalışmak istediğimiz tüm firmalar olmasa da birçok firma ve onların işçileri bize çimento vermez, demir vermez. Sıvacıyı çağırırız, şarap fabrikası olduğunu öğrenince işi yarıda bırakıp gider, demirci aynı şekilde ve buna benzer bir sürü sıkıntı yaşadık" dedi.
İÇMEK İÇİN EVDE ŞARAP ÜRETTİK
Son zamanlarda şaraba karşı talep arttığını söyleyen Aktaş, "Birçok Süryani kendi içimi için evinde şarap üretiyor. Şarap üretiyoruz diye ansızın emniyet tarafından, polisler tarafından gece evlerimiz basıldı. Bir taraftan devlet şarap için 250 bin TL hibe desteği verirken diğer taraftan polisler evlerimizi basıp izinsiz şarap üretimi yapıyoruz diye bizleri çocuklarımızın gözleri önünde darp ediyorlar. Mahkemelere verildik ve yüklü miktarda ağır para cezalarına çarptırıldık. Ama yine yılmadık. Çünkü bu fabrika bu bölge açısından çok önemlidir. Hükümetin yatırımlar konusunda çok hassas olduğunu düşünüyorum. Hükümetin tüm bu olumsuzluklardan haberi olmadı diyelim ama bizler bir türlü yetkililere ulaşamadık, bakanlar düzeyinde hiç kimse ile görüşemedik" dedi.
Şarap fabrikası kurmanın her Süryaninin hayalini süslediğini belirten Yuhanna Aktaş, 30 yıl önce bir Süryaninin şarap fabrikası kurduğunu, ancak faili meçhul cinayete kurban gittiğini söyledi. Aktaş şöyle devam etti: "Hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki Süryaniler şu an dört gözle fabrikanın üretime geçmesini bekliyorlar. Mardin Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma yolundadır ve son yıllarda yabancı turist akınına uğramaktadır. Bizim bu projemizle birlikte şarap dünyasına ayrı bir tat katacağımız gibi Türkiye'yi de özellikle Dünyaya tanıtma konusunda önemli bir araç olarak görüyoruz. Şarap, Süryaniler için kutsal bir içecektir. Çünkü İsa Mesih havarilerle yaptığı son yemeğinde şarap içmiştir. Ekmeği ve şaraba bedenini temsilen öğrencilerine sunmuştur. İkinci bir gelişime kadar beni bu şekilde anın demiştir. Süryaniler bu geleneği 2 bin yıldır devam ettirmektedirler. Bu tesisin Süryaniler için bir başka önemi ise dünyada Süryani şarabını üreten ilk ve tek tesisi olmasıdır."