Yunanistan ordusu, bu araziye bundan otuz yıl önce binlerce mayın döşemişti. O zamandan bu zamana ne kadar insanın hayatını kaybettiği ya da sakat kaldığı tam bilinmiyor. Ama bir tek şey çok açık ki, bu tarlaların kurbanları bir zamanlar Yunanistan'ın işgal etmelerinden korktuğu Türk birlikleri değil. Ölenler, dünyanın en umutsuz mültecileri; Afrika, Orta Doğu ve Asya'dan gelip Avrupa Birliği içinde daha iyi bir yaşam arayışı içindeki insanlar...
Burundi'den gelip sığınma hakkı arayan 33 yaşındaki Guma Nhdikumana, iki ülkenin sınırını belirleyen tehlikeli Meriç nehri yolunu izleyenlerden biri. O ve iki Afrikalı arkadaşı Türk insan kaçakçılarına kendilerini sınıra kadar eşlik etmeleri için 450 dolar ödemişler. Kaçakçılar, Guma ile arkadaşlarına nehri geçtikten sonra sola dönerlerse Yunanistan; sağa dönerlerse Bulgaristan'a gidebileceklerini anlatmışlar."Avrupa Birliği'nin üyesi olan Yunanistan'da mayın tarlaları olabileceği aklıma gelmedi" diyor Guma. "Hiç bir uyarı da görmedik çünkü yağmur yağıyordu ve hava sisliydi. O yüzden tellerin üzerinden atlayıverdik."Arkadaşlarından biri mayına basar basmaz; diğeri ise bir kaç saat içinde hayatını kaybetmiş.
Sivil ölümler
Patlamada yaralanan Guma ise tam 14 saat boyunca mayın tarlasının ortasında Yunan askerlerinin gelip kendisini kurtarmalarını beklemiş. Hastaneye vardıklarında ise doktorlar, sağ bacağını kesmek zorunda kalmışlar. Yunanistan, mayın kullanımını yasaklayan uluslararası Ottawa Sözleşmesi'ne ilk imzayı bundan sekiz yıl önce atmış.İnsan hakları örgütleri ise buna rağmen, mayın tarlalarında ölüm ve yaralanma olayları devam ettiği için öfkeli. Bu süre zarfında, mayın tarlalarının yerini gösteren işaretler konmasında ilerleme kaydedilse de 70'den fazla sivilin öldüğü ve pek çok kişinin yaralandığını anlatıyorlar. Artan baskılar üzerine, Yunan hükümeti 2003 yılında Ottawa Sözleşmesi'ne son onayı verdi. Bu durum, sözleşmenin geçen yıl ülkede yürürlüğe girdiği anlamına geliyor. O zamandan beri, askerler sınır hattı boyunca döşenmiş olan mayınları temizliyorlar. Ancak bu süreç epey yavaş işliyor. Ordu sözcüsünün verdiği bilgiye göre, temizleme işlemlerinin amamlanması 2012 yılını bulacak.
Hükümet sözü
Yunanistan, sözleşmenin bu bölümünü uygulamaya başlamış da olsa süreci gözlemleyen yetkililer, hükümetin Guma gibi mayın tarlalarında sakatlananlara uzun dönemde destek sağlamakta başarısız kaldığını söylüyorlar. Bacağını kaybetmesi üzerinden iki yıl geçen, ne pasaportu ne de parası olan Guma, Atina'da komşuların yardımlarıyla hayatını sürdürüyor. Yunan yetkililer, bu kişilere daha fazla psikolojik ve ekonomik destek olacaklarını söylese de Guma'ya göre yapılan açıklamalar, 'sözden öteye gitmiyor.'