Mektupta, Anayasa paketindeki değişikliklerin büyük kısmının AB standartlarıyla örtüşmediği belirtildi ve seçim barajının yüksekliğine dikkat çekildi.
Başbakan Merkel'e gönderilen açık mektup şöyle:

"Sayın Başbakan,

Çok yakında Türkiye’ye gidecek olmanızdan ötürü size bu açık mektubu yazıyoruz. Bizler Almanya’da çeşitli parlamentolarda, farklı gruplarda yer alan Türk kökenli milletvekilleriyiz.

Sizin de çok iyi bildiği gibi, Avrupa Birliği 3 Ocak 2005 tarihinde uzun görüşmeler sonucunda, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bulunuyor. Bu kararla Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur.

Bu üyeliğin her iki tarafa da fayda sağlayacağı aşikardır. Türkiye AB müzakerelerinin verdiği motivasyonla, ülkenin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan önemli reformlara imza atmıştır. Bu üyeliğin Avrupa Birliği için de kültürel politik ve ekonomik açıdan faydaları vardır.

Bizler Avrupa’nın çok kültürlülüğünü bir zenginlik olarak görüyor ve buna Türkiye’nin de katkı yapacağına inanıyoruz. Elbette Türkiye’nin tam üyelik için önünde uzun bir yol olduğunun da bilincindeyiz. Ama  Türkiye’de son dönemdeki gelişmeler bizleri endişelendiriyor.

Bu yüzden aşağıdaki bu konulara da ziyaretiniz kapsamında değinmenizi temmenni ederiz:

- Türkiye’de hükümetin hukuk alanında yapmak istediği değişikliklerin yer aldığı anayasa paketi bizlerde büyük endişe yaratmaktadır. Bu pakette hukukun bağımsızlığı zedelenmektedir. Hukuku iktidarda olan hükümetlerin oyuncağı olan bir Türkiye Avrupa’ya ait olamaz. Pakette yer alan değişikliklerin büyük kısmı, Avrupa Birliği standartlarıyla örtüşmemektedir. Bu bağlamda Avrupa Birliği müzakerelerinde Hukuk faslı en kısa sürede açılmalıdır.

- Türkiye’deki parti içi demokrasilerde çok büyük eksiklikler var. Merkeziyetçi düşünce, parti başkanına büyük görevler yüklerken, parti içindeki demokrasinin işleyemez hale gelmesine neden olmaktadır.

- Türkiye’de mevcut olan %10 barajı seçimlerde önemli oranda oy alan bir çok partinin parlamentoda temsil edilememesine neden olmaktadır. Bu da demokrasiye zarar veren bir diğer maddedir.

- Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğü de sıkça gözardı edilmektedir. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nın bazı gazetelere yönelik boykot çağrısı yapmasını ve bazı köşe yazarlarını susturmaya çalışmasını çok sakıncalı görmekteyiz."

Ekin Deligöz, Yesiller Federal Milletvekili
Özcan Mutlu, Yesiller Berlin Parlamentosu Milletvekili
Dilek Kolat, SPD Berlin Parlamentosu Milletvekili
Bilkay Öney, SPD Berlin Parlamentosu Milletvekili
Gıyaseettin Sayan, Sol Parti Berlin Parlamentosu Milletvekili
Evrim Baba, Sol Parti Berlin Parlamentosu Milletvekili
Mustafa Kemal Öztürk, Bremen Eyalet Meclisi üyesi