CHP'nin, ATV-Sabah'ın satışı ile ilgili olarak Başbakan Recep Erdoğan hakkında verdiği gensorunun görüşmelerinde sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Yılmaz, POAŞ ihalesi ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlattı.
Daha önce kendisi hakkında yandaş medya oluşturmak amacıyla ihaleye fesat karıştırma suçu atıldığını, bu iddialarla ilgili 20 ve 21. Dönemde soruşturma komisyonu kurulduğunu ve Meclis Genel Kurulunun bir karar verdiğini vurgulayan Yılmaz, daha sonra AK Parti ve CHP'nin verdiği ortaklaşa önergeyle Yüce Divan'a sek edildiğini söyledi.
Yılmaz, Yüce Divan'ın, “Suçun gerçekleşmediği ancak ihaleye taraf olan kişilerle ihale öncesi görüşme yapılmasının Başbakanlık görevi ile bağdaşmadığı” yönünde bir karar çıktığını anlatarak,kendisinin olayı ile ATV-Sabah Grubunun satılması arasında benzerlik bulunmadığını kaydetti.
“BİLANÇOLARI KENDİNİZE YORMAYIN”
“Tartışılan olayda çok şüpheye mucip noktalar var” diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bankaların bilançolarındaki iyileştirmeleri bu hükümet hiç kendine yormasın. Bunların hepsi bizim zamanımızda çıkartılan yasaların sonucu. Eğer biz Bankalar Yasasını değiştirmeseydik, BDDK gibi yeni bir kurum kurmasaydık, yine bankaların denetimini Hazineye bıraksaydık, Hazine eskiden olduğu gibi bu görev altında ezilseydi, muhtemelen bu hortum olayları sizin döneminizde de devam edecekti. Sezar'ın hakkını Sezar'a verin. Gensoru ciddi bir denetim müessesesi, gensoru kabul edilirse hükümet düşer. Bu olay bu olgunlukta ortaya çıkmış değil. İddialar var. Başbakan filanca kişiye demiş ki 'Sen buna katılma' Benim de kulağıma geldi, kim olduğunu da biliyorum. Ama bunlar doğru mu? Meclisin bunu ortaya çıkarması lazım. Bakın size bilmediğiniz bir olay daha söyleyeceğim. 2 kamu bankası var. Bunlardan bir tanesinin yönetim kurulundaki iki üyesi aylarca bu karara imza atmamak için muhalefet ediyorlar. Genel Kurulda ikisi birden tasfiye ediliyor. Yeni gelen yönetim kurulu üyeleri, bu kredinin altına imza atıyorlar. Bunu biliyor muydunuz?”
“OLAY CİDDİ”
AK Parti'li milletvekillerinin, “Yalan” diye bağırması üzerine Yılmaz, şöyle devam etti:
“Sonuç olarak söyleyeceğim şu, bir parti adına konuşmuyorum. 1.5 sene başbakanlık yapıp, 3.5 sene denetlenen tek insan benim. Hakkımda denetlenmedik dosya bırakmadınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Sonuçta yine ben buradayım. Bu olay ciddi bir olaydır. Bu olay, geçiştirilecek bir olay değildir. Bu olayın altından daha çok şeyler çıkabilir. Ama bu olayı denetlemenin yolu şu aşamada gensoru değildir. Doğru olanı soruşturma önergesiydi. Eğer bunlar ciddiyse gereğinin yapılmasıdır. Yüce Mahkemenin bana atfettiği suç, 'Ben Ticaret Bankasını 500 milyon dolardan aşağı sattırmam, onaylamam” demem. Aynı suçu TMSF Başkanı da işledi. Bana göre suç işlese bile doğru yaptı, '1 milyar 100 milyon dolardan aşağı satmam' dedi. Çünkü kamu parasıyla oluşan bir varlık var ortada. Bu konularda, parti hassasiyeti, parti taassubu içinde değil, geçmişte bu konularda çok sorumluluk taşımış insan olarak söylüyorum.”
Başbakan Erdoğan'ın, “Allah'a şükür ki bizim hakkımızda yapılan yolsuzluk suçlaması değil” dediğini belirterek, “Sizin hakkınızda daha fazla yolsuzluk suçlaması yapılamıyor ki... Çünkü dokunulmazlık zırhınız var. Hele zırhınız çıksın bakalım o zaman neler gelecek. O zaman sizler de kendinizi savunacak mısınız?” diye konuştu.
BAYKAL: TECRÜBE KONUŞUYOR
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal , Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz'ın Genel Kuruldaki konuşmasına ilişkin gazetecilerin sorusu üzerine, güzel bir konuşma olduğunu söyledi. Baykal, “Tecrübe konuşuyor” dedi.