Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirilen Milli Güvenlik Toplantısı 4 saat 20 dakika sürdü. Toplantısı sonrasında yapılan açıklamada çok sert Münbiç ifadeleri yer aldı. Açıklamada, “Münbiç’teki teröristlerin bir an önce bölgeden uzaklaştırılması gerektiği, aksi takdirde Türkiye’nin, diğer bölgelerde olduğu gibi burada da bizzat inisiyatif kullanmaktan çekinmeyeceği belirtilmiştir” denildi.
Açıklamanın devamında ise Yunanistan’a mesaj gönderildi. MGK bildirisinde, "Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki gelişmeler hakkında genel bir değerlendirme yapılmış, bilhassa Yunanistan'ın iyi komşuluğa aykırı tutum ve davranışlarının tarafımızdan hassasiyetle takip edildiği ifade edilmiş, Türkiye'nin hak ve menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceği karar altına alınmıştır" denildi.
Açıklamanın tamamında şu ifadeler kullanıldı:
“Ülkemizin asayiş ve güvenliğini etkileyen iç ve dış gelişmeler ile Türkiye’yi yakından ilgilendiren uluslararası konular gözden geçirilmiş; terörle mücadele tüm boyutlarıyla ele alınmıştır.
Bu bağlamda; PKK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ/PDY gibi proje terör örgütlerinin eylemleri başta olmak üzere, millî güvenliğimizi hedef alan her türlü tehdide karşı hukuk çerçevesinde alınan ve kurulumuzca önerilen tedbirler gözden geçirilmiş; terörün sonlandırılması için yurt içinde olduğu gibi, yurt dışında da aynı azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele kapsamlı şekilde değerlendirilmiştir.
Türkiye’nin yurt dışı operasyonları karşısında, aldığı tüm desteğe rağmen tutunamayan terör örgütünün, yeniden ülke içinde eylemlere yönelme ihtimaline karşı gerekli tüm tedbirlerin titizlikle uygulanması hususundaki kararlılık teyit edilmiştir.
/
Ülkemize yönelik saldırılar gerçekleştiren teröristleri etkisiz hâle getirmek, türkiye’nin hudut güvenliğini sağlamak, bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmak, yerlerinden edilmiş suriyelilerin yurtlarına geri dönüşlerini temin etmek ve suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen ‘zeytin dalı harekâtı’ hakkında kurul’a bilgi sunulmuştur.
Türk silahlı kuvvetleri ile Kürt, Arap ve Türkmenlerden müteşekkil özgür Suriye Ordusu’nun birlikte yürüttüğü zeytin dalı harekâtı neticesinde, terör örgütlerinin baskı ve zulmünden kurtarılan Suriyelilerin harekâta gönülden destek vermesinin üzerinde önemle durulmuştur.
Türkiye’de misafir edilen ve bölgenin asli sahipleri olan yüz binlerce suriyelinin geri döndükleri yerlerde güven, huzur ve refah içinde yaşayabilmeleri için gereken tedbirlerin hayata geçirilmesi konusundaki çalışmalar değerlendirilmiştir.
İşgal ettiği diğer yerlerde olduğu gibi Afrin’de de, çocuk yaştakileri silahlandıran, masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, etnik temizlik dâhil her türlü insanlık suçunu işleyen bölücü terör örgütünün, DEAŞ ile iş birliği içinde olduğunun uluslararası kamuoyuna bir kez daha hatırlatılmasında fayda mülahaza edilmiştir.
Münbiç’teki teröristlerin bir an önce bölgeden uzaklaştırılması gerektiği, aksi takdirde Türkiye’nin, diğer bölgelerde olduğu gibi burada da bizzat inisiyatif kullanmaktan çekinmeyeceği belirtilmiştir.
Fırat’ın doğusundaki Suriye topraklarında yuvalanan teröristlerle ilgili de aynı kararlılık içinde olduğumuz vurgulanmıştır.
Suriye’nin yanı sıra, Sincar ve Kandil başta olmak üzere, ırak’ın çeşitli yerlerinde de ülkemize saldırmak üzere yerleşen bölücü terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerinin, öncelikle ırak devleti tarafından önlenmesinin beklendiği, bunun mümkün olmaması hâlinde ise bizzat Türkiye tarafından engelleneceği ifade edilmiştir.
Dönem içerisinde bazı ülkelere yapılan ziyaretler ve münferit görüşmeler ile diğer dış siyasi gelişmeler hakkında kurul’a bilgi arz edilmiş, izlenebilecek stratejiler konusunda değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki gelişmeler hakkında genel bir değerlendirme yapılmış; bilhassa Yunanistan’ın iyi komşuluğa aykırı tutum ve davranışlarının tarafımızdan hassasiyetle takip edildiği ifade edilmiş, Türkiye’nin hak ve menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceği karar altına alınmıştır.”