NECATİ DOĞRU
8 gün dolacak.
Bulunmalıydı.
Yakalanmalıydı.
Hesap sorulmalıydı.
Bursa’daki Bükköy Madencilik’in müdürü, yardımcısı ve mühendisi olan 3 yöneticisi hapse girdi. Kömür ocağını, devletten kiralayıp işleten patron Nurullah Ercan’ın da hapse girmesi gerekirdi.
Korunuyor.
Kollanıyor.
Arkası kalın.
Torpilli birisi olmasaydı mutlaka yakalanırdı. Kırmızı ışıkta geçeni hemen yakalayan polis, savcı, jandarma; 19 kömür işçisinin ölümünde “hem işveren, hem sermaye sahibi, hem kömür ocağı işleticisi, hem yönetici, hem insan olarak ağır sorumluluğu olduğu” saptanan işadamı Nurullah Ercan’ı, 8 gün geçti, yakalayamadı.
Polis polis olsa!
Savcı savcı olsa!
Adalet adalet olsa!
İlk önce patronu yakalardı.
İşin başı patron.
2006 yılında “bu ocakta çalışma güvenliğini riske atacak eksiklik var, işçi çalıştırmak tehlikelidir” denilerek Enerji Bakanlığı Maden Dairesi tarafından kapatılan madene “teknik inceleme bile yapılmadan sağlam raporu” alan işte bu 8 gündür yakalanmayan patron Nurullah Ercan’dı. Ocaktaki aydınlatma techizatını 3 kuruş fazla para gider diye antigrizulu olarak kurmayan oydu... Ocakta nefeslikleri birbirine bağlayan galerinin açılmasını 3 kuruş fazla para gider diye gözardı eden de oydu... Ocaklarda sağlıklı havalandırma için 2 giriş ve çıkış olması gerekirken 3 kuruş fazla gider diye 1 giriş ve çıkışlı bırakan oydu... Her vardiyanın işe başlamasında ve paydos edişinde gaz ölçümleri yapılması gerekirken 3 kuruş fazla gider diye gaz ölçümleri yaptırmadan işçilerin 220 metre toprak altına inmesini isteyen de yine bu Nurullah patrondu.
8 gün doldu yakalanmadı.
Kim koruyor bu patronu?
Enerji Bakanı mı?
Çalışma Bakanı mı?
Başbakan mı?
Vali ile Belediye Başkanı mı? Yoksa Jandarma Komutanı mı?
Bu patron işçiyi ucuza çalıştırıp, 3 kuruş fazla para gider diye gerekli güvenlik önlemleri almadan bu ocaktan çıkarttığı “düşük kalorili ve düşük maliyetli kömürü” acaba kime, tonu hangi yüksek bedelden satıyor? Bir belediye ya da birkaç belediye bu patrondan pahalı aldığı kömürü, “yoksullara yardım faslından” halka dağıtıyorsa; bu belediyelerin yönettiği şehirlerin hava kirliliği sıralamasındaki yerleri nedir? Bu kömürü, bu belediyeler yıkayarak mı dağıtıyor yoksa ocaktan geldiği gibi mi yoksulun eline veriyor?
Ben 8 gündür araştırdım.
Bulamadım.
Bulanlar, bilenler bildirsin.
Yazacağım.
Ben bula bula şu bilgiyi buldum: Devletin şirketi TKİ, kendine ait olmayan özel işleticilerin ocaklarından kömürü satın alıp, valiliklere ya da belediyelere “yoksula dağıtsınlar” diye gönderiyor. TKİ’nin “yoksullara dağıtılsın” diye gönderdiği kömür miktarı 2008 yılında 1 milyon 627 bin ton iken 2009 yılında bu miktar 2 milyon tonu geçti. TKİ’nin kömürü özel patronlardan pahalı alıp, halka bedava dağıtmasından doğan zarar da sadece 2008 yılında 20 milyon TL oldu.
Ocağına sağlam raporu alan.
Ocağı aslında çürük olan.
Ocağında 19 işçi ölen.
Kendisi korunup, kollanan.
8 gün doldu, yakalanmayan.
O patron belediye soyuyordu.
Hangi belediyeyi?
Bulsam, yazacağım.