İstanbul polisi tarafından “çete”, “mafya” ya da “organize suç örgütü” olarak adlandırılan çıkar amaçlı suç örgütlerine yönelik son 20 ayda düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan bin 450 kişiden 546'sı tutuklandı.
İstanbul'da 1 Ocak 2006 ile 3 Eylül 2007 tarihleri arasında çıkar amaçlı suç örgütleriyle ilgili olarak toplam 450 olay meydana geldi. Bu suçların önlenmesi amacıyla İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 1 Ocak 2007 ile 3 Eylül 2007 döneminde “Boran”, “Balkan”, “Duman”, “Piyon”, “Naz”, “Hızma”, “Katran”, “Turnike”, “Ateş, “Son nokta” ve “Rulet” adı verilen operasyonların da aralarında bulunduğu çok sayıda operasyon yapıldı.
Çoğunluğu planlı, uzun süren çalışmaların ardından ve Özel Harekat timlerinin de desteğiyle gerçekleştirilen operasyonlar sonucu bin 450 kişi yakalandı. Bu kişilerden adliyeye sevk edilen 546'sı tutuklanarak cezaevlerine gönderildi.
Operasyonlar sonucu 16 cinayet, 47 yaralama, 18 adam kaçırma, 22 kurşunlama, 61 darp-tehdit, 29 gasp, 3 hırsızlık ve 2 bombalama olayı aydınlatıldı.
Yapılan aramalarda ise 155 adet kalem tabanca, 7 otomatik tabanca, 555 adet tabanca, 757 şarjör, 17 bin 155 tabanca fişeği, 11 adet uzun namlulu silah, 476 uzun namlulu silah fişeği, 29 av tüfeği, 423 av tüfeği fişeği, 251 kuru sıkı tabanca, bin 592 adet kuru sıkı fişek, 82 bıçak, 8 susturucu, 23 yedek namlu, 1 tüfek mekanizması, 15 el bombası ve 100 gram dinamit lokumu ele geçirildi.
Bu suç unsurları dışında ayrıca 7 çelik yelek, 265 adet tarihi eser, 17 kelepçe, 2 lazer pointer, 1 şok aleti, 1 dürbün, 22 telsiz, 1 kar maskesi, 1 çalıntı oto, 4'er adet çalıntı ve sahte plaka, sahte 100 ABD doları, 71 sahte kimlik ile 688 adet çek ve senet de bulunan aramalarda, 125 bin 884 adet uyuşturucu hap, 26 kilo 466 gram esrar, 692 gram kokain, 120 gram Hint keneviri ve 8 gram eroin elde edildi.
“SUNGUR” VE “TRAMVAY” OPERASYONLARI
Kentte bu operasyonların dışında 04 Eylül 2007 tarihinde yapılan “Sungur” adlı planlı operasyonda da Bayrampaşa'da oto galericiliği yapan bir kişi ile oğlunu gasp amacıyla kaçırmak istedikleri, darp edip zorla senet imzalattıkları öne sürülen ve aralarında bir avukatın da bulunduğu 8 kişi yakalandı. Bu kişilerden de 3'ü baba ile oğluna imzalatılan 13 adet senet ile 5 adet fişek ele geçirildi.
Bahçelievler'de 11 Eylül 2007 tarihinde yapılan “Tramvay” adlı bir başka operasyonda da Mardin'den getirilen silahların İstanbul'da satılmasına ilişkin 1'i kadın 5 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 450 adet uyuşturucu hap ele geçirildi.
“MAFYA”NIN DÜNYAYA YAYILIŞI
Polis yetkilileri, İtalya'nın Sicilya Adası'nda 600 yıl önce bir yer altı yurtsever derneği olarak faaliyete geçirilen “Mafya”nın, aslında bir suç örgütü olarak kurulmadığını belirterek, bu siyasi yapılanmanın ülkedeki sosyal, ekonomik ve siyasi dalgalanmalar sonrasında amaç ve şekil değiştirerek toprak sahiplerinin arazilerinin yağmalanmasının önlenmesi için silahlı gruplar olarak kiralandığını kaydettiler.
Daha sonra bu silahlı grupların ailelerinin ABD'ye göç etmesinin ardından kendilerine uygun zemin buldukları ve “Mafya” olarak tabir edilen organize suçun dünya gündemini etkilemeye başladığını ifade eden yetkililer, bir süre sonra bu süreçten etkilenen ülkeler arasına Türkiye'nin de girdiğini söylediler.
Yetkililer, Türkiye'de önce “mahalle kabadayıları” ile çevrelerindeki kişilerden oluşan küçük grupların oluştuğunu, ancak 1970'li yıllarda ülkedeki ekonomik sıkıntı ve sosyal dengesizlikler yüzenden “Baba” tabir edilen kişiler ile adamlarından oluşan organizasyonların ortaya çıktığını anlattılar.
AMAÇ VE YÖNTEM
Polis yetkilileri, “Mafya”, “çete” ya da “organize suç örgütü” olarak tabir edilen çıkar amaçlı suç örgütlerinin menfaat sağlamak için bir lider başkanlığında bir araya geldiklerini ve amaçlarını gerçekleştirmek için kamu görevlileri, politikacı, iş adamları ile basın mensuplarını çeşitli motiflerle yanlarına aldıklarını belirttiler.
Yetkililer, korku salmak için her türlü şiddet ve aldatmayı kullanan çetelerin, demokrasilerde büyük rejim ve iktidar sorunlarına sebep olabilecek nitelikte önemli olduğuna dikkati çektiler.
Yetkililer, çıkar amaçlı suç örgütlerinin, “akar suyun yönünde hareket ederek önlerine gelen her şeyi içlerine alıp büyük denizlere doğru hareket ettiklerini” vurgulayarak, “Bu akarsular büyüyüp önlerine her geleni bünyelerine almadan barajlarla gemlenmelidirler” görüşünü dile getirdiler.
TEKNOLOJİYİ YAKINDAN TAKİP EDİYORLAR
Polis yetkilileri, yapılan operasyonlar sonucu, organize suçların delillendirilerek, suçluların adalete teslim edilmesinin bireysel suçlara göre daha zor olduğunun görüldüğünü bildirdiler.
Çetelerin, parayı çok ve kolayca elde etmeleri yüzünden teknolojinin en son imkanlarından kolaylıkla faydalanabildiğinin belirlendiğini anlatan yetkililer, bu nedenle organize suçlarla mücadele alanında görevlendirilecek personelin teknolojiye açık, teknik imkanları kullanma kabiliyetine sahip ve yaşadığı gündemi değerlendirebilecek kadar okuma alışkanlığı olan kişilerden seçilmesi gerektiğini belirttiler.
Yetkililer, bu kişilerle mücadele etmek için klasik polis yöntemlerinin yerine profesyonel yöntemlerin kullanılması gerektiğini ifade ederek, yapılan mücadelenin de gizli olması gerektiği bildirdiler.
KORUYAN VE YARDIM EDENLE MÜCADELE
Sosyal, siyasi, gıda, tekstil, giyim, taşımacılık, turizm, eğlence, otomobil, patent, emlak, döviz alım-satımı, talih oyunları, dernek, spor kulüpleri gibi birçok alanda faaliyet gösteren çetelerin 2 grupta ele alınması gerektiğini dile getiren yetkililer, bunlardan birincisinin “organizasyonun görünen organik yapısı”, ikincisinin ise “bu yapıyı koruyan ya da yardım eden çevre” olarak nitelenebileceğini söylediler.
Polis yetkilileri, toplumsal bir sorun olan bu suçla mücadelede ikinci yapının çok önemli olduğunu belirterek, organize suç örgütleriyle sadece güvenlik güçlerinin mücadele etmesinin yeterli olmadığını kaydettiler. Yetkililer, özellikle cezaevine giren örgüt mensuplarının örgütle her türlü ilişkisinin kesilmesinin önemine işaret ettiler.
Çeteyle mücadelede ihtisaslaşma, ülkeler arası iş birliği ve cezaların caydırıcı olmasının gerektiğini vurgulayan yetkililer, kolluk kuvvetlerine daha geniş yetkiler verilmesinin de suçla mücadele için önemli olduğunu anlattılar.