- Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bankaların tahsili gecikmiş alacaklarında önemli bir düşüş olduğunu belirterek, "Tüketici kredilerinde yüzde 2, ticari kredilerde yüzde 2.6 seviyesinde. Bu aslında Türk bankacılık sektörünün iyi bir durumda olduğunu, vatandaşlarımızın da borcunu bankalara en azından ödeyebildiklerini gösteriyor" dedi.
Başçı, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası ve Dünya Gazetesi'nin ortaklığında Elazığ'da gerçekleştirilen "Para Politikaları" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Avrupa'daki krizi değerlendirirken, son bir ayda birkaç ülkede büyüme görünümünün aşağı çekildiğini, İtalya'da özellikle büyümede yüzde -1.5'den, yüzde -1.8'e bir güncellemenin dikkat çektiğini, Yunanistan'da yüzde -5.4'den, yüzde -6,3'e bir güncelleme olduğunu, Portekizde ise yüzde -3.5 büyümenin görüldüğünü söyledi. Bu eksi büyüme gösteren ülkelerin, aşırı borçlanma yoluyla vatandaşlarına bir süre geçici olarak yardım etmeyi tercih ettiğine işaret eden Başçı, Türkiye'de ise uluslararası beklentiler açısından büyüme beklentisinin yüzde 2.5'den yüzde 2.6'ya revize edildiğini söyledi.
-"İÇ TALEP OLDUKÇA GÜÇLÜ, ALINAN BÜTÜN POLİTİKALARA RAĞMEN"-
Türkiye'de 2013 yılı için yüzde 4.5 büyümenin öngörüldüğünü hatırlatan Başçı, hükümetin Orta Vadeli Program'da (OVP) bu yıl için yüzde 4, gelecek yıl yüzde 5 büyüme tahmini olduğunu hatırlatarak, "Merkez Bankası olarak buna katılıyoruz. Halen bu tahminlerimizi değiştirmiş değiliz. Türkiye ile ilgili tahminlerimiz biraz daha olumlu. Dolayısı ile bizim iç dinamiklerimiz son derece güçlü, alınan bütün politikalara rağmen.. O şekilde yaklaşıyoruz, o şekilde bakıyoruz. İş alemiyle konuştuğumuzda da moraller nispeten yüksek. O nedenle biraz farklı bir resim var şu anda Türkiye'de. Bir miktar daha iyi durumda görünüyoruz büyüme açısından" dedi.
-"TEMKİNLİ DURUŞ İZLEMEYE DEVAM EDİYORUZ"-
Türkiye'de de Lehman Brothers krizi sonrasında 10 puanın üzerinde bir faiz indirimi yapıldığını söyleyen Başçı, "Bakıldığında, likidite açısından çok farklı bir politika izliyor gelişmekte olan ülkeler. Likidite, yani para basma açısından çok sıkıyız. Özellikle Türkiye'de bu açıdan son derece dikkatli gidiyoruz. Orada aşırıya kaçmamak için, enflasyonist riskleri kontrol altında tutmak, cari açığa ilişkin riskleri kontrol altında tutmak için likidite politikasında oldukça sıkı bir duruş izledik. Şu anda oldukça temkinli bir duruş izlemeye devam ediyoruz" dedi. Başçı, faiz oranının kendisine bakıldığında, politika faizi açısından Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler ortalamasına yakın bir yerde olduğunu kaydetti.
-"1 TRİLYON EURO SEVİYESİNE YAKLAŞTI"-
Avrupa Merkez Bankası'nda ise uzun süre likidite açısından daha sıkı gidildiğini, piyasaya çok fazla para enjekte edilmediğini söyleyen Başçı, yakın zamanda çevre ülkelerde borç problemi iyice keskinleşince, bir miktar tahvil alım programı yaptıklarını, bir miktar devam ettikten sonra buna son ya da ara verip uzun vadeli borç verme şeklinde parasal genişlemeye gittiklerini söyledi. Avrupa'da çok ciddi miktarda parasal genişleme olduğunun görüldüğüne işaret eden Başçı, "Bu da Avrupa Birliği Merkez Bankası'nın bilançosunda bankaların alacakları. Aynı şekilde fazla kaydi para. Buradaki rakamlar 1 trilyon euro seviyesine yaklaştı. Merkez Bankası'nın bilançosunun büyüklüğüne bakarsak, Avrupa Birliği içerisinde, gayri safi hasılanın, toplam bir yıllık üretimin yüzde 30'una kadar yaklaştı ki bu şu anda Amerika'nın üzerinde. Yani daha fazla bir parasal genişleme şu anda yapmış durumda. Problem daha fazla olduğu için diye düşünebiliriz belki" diye konuştu.
-"EKONOMİK TOPARLANMA BAŞLADI, ŞU ANDA İYİ DURUMDAYIZ"-
Türkiye'deki duruma bakıldığında ise Lehman krizi sonrasında sadece 10 puanlık faiz indirimi yapmadıklarını, aynı zamanda piyasaya bol miktarda para enjekte ettiklerini söyleyen Başçı, "O dönemde hatırlarsanız bankalar, 'acaba fonlama bulamazsam ne yaparım, kredileri kısayım mı, geri çağırayım mı?' diye düşünürken, Merkez Bankası, 'kesinlikle öyle birşey yapmayın, biz arkanızdayız, bol miktarda likidite vereceğiz, ister TL, ister yabancı para şeklinde' bir açıklama yapmıştık. Biraz fazla fazla likiditeyi o zaman vermiştik ki 'ekonomik toparlanma biran önce başlasın' diye. Nitekim ekonomik toparlanma başladı ve şu anda iyi bir noktaya geldi" dedi.
-"BANKALAR ARASI FAİZLER AÇISINDAN ELİMİZ ÇOK GÜÇLÜ"-
Başçı, ekonomik toparlanma başlayıp iyi bir noktaya gelince, bu fazla parayı çektiklerini, şu anda sadece bankacılık sisteminin ihtiyacı olan parayı verdiklerini vurgulayarak, "Yani zorunlu karşılıklar kadar.. Ne kadar isityorlarsa zorunluklu karşılıkları karşılaycak kadar parayı veriyoruz. Onun çok az üzerinde veriyoruz. Bu likidite politikasının sıkı olduğunu gösteriyor" dedi. Bu durumun şöyle bir avantajı da olduğunu dile getiren Başçı, "Biz şu anda faizler açısından, ikinci piyasadaki bankalar arası faizler açısından elimiz çok güçlü bir durumdayız. Eğer likiditeyi biraz kısarsak, çok rahat bir şekilde, döviz üzerine yapılacak spekülatif saldırıları bertaraf edebiliyoruz ve hemen sıkı para politikasına geçebiliyoruz. Buna ek parasal sıkılaştırma diyoruz. Eğer biraz bol verirsek, bir anda faiz oranlarının politika faizi olan 5,75'e yakın bir yere kadar düşmesini sağlayabiliyoruz. Bu çok büyük bir esneklik. Bizim açımızdan da oldukça değerli" dedi.
-"KAMU BORÇ YÜKÜ BU YILIN SONUNDA YÜZDE 37 OLABİLİR"-
Türkiye'de kamu borç yükünün geçen yılın sonunda yüzde 40'ın altına düşerek yüzde 39.4 ile yılın tamamlandığını, bu yılın sonunda yüzde 37 civarında bir yere gelebileceğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, "Bu çok önemli, çünkü ayırt edici bir faktör. 'Türkiye'yi ne ayırt ediyor?' diye baktığımızda, kamu borcuyla ilgili olumlu resim, Türkiye'yi ayrıştıran en önemli faktörlerin başında bence geliyor. O nedenle burada dikkatli politikalara devam etmek gerekiyor" dedi.
-"HİÇ BİR ŞEYİN AŞIRISI İYİ DEĞİL"-
Başçı, para politikası tarafına bakıldığında ise aşırı hızlı kredi büyümesi olduğunu gördüklerini vurgulayarak, "Kredi büyümesi iyi birşey mi? Evet iyi birşey. Finansal derinleşme, olumlu bir gelişme ancak. Hiç bir şeyin aşırısı iyi değil. Kredilerde yüzde 35'lik artışa karşın, mevduat yüzde 15, taş çatlasa yüzde 20 seviyesindeydi. Mevduat artmıyordu. Aradaki fark, yurt dışından borlanılarak tüketicilere veriliyordu. Bu otomatik olarak dış açığa yol açıyordu. Çin'de de kredi büyümesi yüzde 35'in üzerindeydi. Ancak Çin'deki tasarruflar çok yüksek. Oradaki mevduat artışı bu yüzde 35'lik kredi büyümesini kaldırıyor, biz de kaldırmıyordu. O nedenle 'bunu aşağı çekelim, ileride başımıza problem gelmesin' şeklinde bir politikaya başladık" dedi.
-"TL'Yİ ZAYIFLATMAYA YÖNELİK SALDIRI OLRSA KARŞILIK VEREBİLİYORUZ"-
Merkez Banası'nın likidite açısından elinin çok güçlü olduğunu açıklayan Erdem Başçı, likidite miktarında ufak bir indirim yapıldığında, derhal kısa vadeli bankalar arası faizlerin ikinci piyasada yükselmesine yol açabildiklerini, ayrıca TL'yi zayıflatmaya yönelik bir saldırı ya da bilinçli spekülatif birşey olduğunda buna karşı hemen cevap verebildiklerini, tersi yönde gelişmeler olduğunda ise hızlı bir şekilde gecelik bankalar arası piyasadaki faizlerin düşmesine imkan sağlayabildiklerini, bunun önemli bir esneklik olduğunu kaydetti.
-"TAHSİLİ GECİKMİŞ ALACAKLARDA DÜŞÜŞ VAR, VATANDAŞLAR BANKALARA BORCUNU ÖDEYEBİLİYOR"-
Bankaların tahsili gecikmiş alacaklarında önemli bir düşüş olduğuna işaret eden Başçı "Tahsili gecikmiş alacaklar tüketici kredilerinde yüzde 2, firma kredileri için yüzde 2.6 seviyelerinde ve düşük seyretmeye devam ediyor. Bu çok önemli bizim için. Bu bir yerde aslında Türk bankacılık sektörünün aslında iyi bir durumda olduğunu, vatandaşlarımızın da borcunu bankalara en azından ödeyebildiklerini gösteriyor" dedi. Başçı, Türkiye'de Lehman krizi sonrasında tahsili gecikmiş alacaklarda bir artış olduğunu, 2009 yılı sonlarında firma tahsili gecikmiş alacakların yüzde 5'ler, tüketicilerde yüzde 4'ler seviyesinde olduğunu hatırlattı.
-"KARŞILIKSIZ ÇEKLERDE ARTIŞ VAR"-
Çek konusuna da değinen Başçı, bu konudaki rakamları dikkatli okumak gerektiğini, mahkemelerle ilgili olan istatistiklerde olağanüstü artış olduğunu, bunu normal karşılamak gerektiğini belirterek, "Çekle ilgili hapis cezasının kalkıp kalkmayacağı belli değildi. Mahkemeler o kararlarını ertiliyorlardı, karar çıkıp hapis cezası kalkıp durum netleşince, mahkemeler hızla o birikmiş olan dosyaları eritmeye başladılar. Dolayısıyla oradaki artış, mahkemelerde birikmiş dosyaların temizlenmesinden kaynaklanıyor. Bu birkaç ay daha yüksek seyretmeye devam edecek. Ona bakmamak lazım" dedi.
-"KARŞILIKSIZ ÇEKLER 'ALARM VERİCİ' SEVİYELERDE DEĞİL"-
Karşılıksız çeklerde ise bir miktar artış olduğunu bildiren Başçı, Merkez Bankası'nın altında "Bankalar Arası Takas Odaları Merkezi"merkezi" adıyla bir kuruluş olduğunu, burada toplam takasa giren çekler ve karşılığı olmayan çeklerin bilgisinin bulunduğunu belirterek, "Biz şunu yapabiliyoruz. Karşılıksız çeklerin, toplam çeklere oranı. Böyle bir seriyi çıkartabiliyoruz. Biz şimdi yeni bir adım atacağız, büyük bir ihtimalle arkadaşlar onu bugün-yarın yetiştirirler. Bir basın duyurusu ile birlikte diyeceğiz ki 'bradaki orana bakın.' Yani dönmeyen çeklerin, toplam çeklere oranı daha iyi bir göstergedir. Onu yayınladığımızda çok hafif bir artış var. Ama rasyo, oran alarm verici seviyelerde değil. Son veride de zannedersem bir iyileşme vardı. Bunu bugün ya da en geç pazartesi gibi bir basın duyurusu ile paylaşacağız ve sonra da düzenli olarak yayınlayacağız" dedi.
-"BANKA VE REEL KESİM YURT DIŞI BORÇLARINI DÖNDÜREBİLİYOR, SORUN GÖRMÜYORUZ"-
Türkiye'ye finansman bol bol geliyor, o nedenle cari açık veriyoruz yorumlarına da yanıt veren Başcı, banka ve banka dışı reel kesimin yurt dışından borçlarını yüzde 100'ün üzerinde bir oranla döndürmeye devam edebildiğini söyledi. Başçı, "Bu oran yüzde 50'nin üzerindeydi, yine borçlarını döndürebiliyorlardı ama borçlanma imkanları biraz zayıflamıştı. Şimdi baktığımızda pek de öyle bir sorun görünmüyor. Yüzde 100'ü üzerinde bankalar ve banka dışı yurt dışından borçlarını döndürmeye devam edebilyorlar. Demek ki Türkiye'nin problemi aslında, burada bir finansman sıkıntısı değil, bilakis finansmanı ve dış borcun, eskiye göre daha ılımlı bir şekilde artmaya devam ettiğini gözlüyoruz. Burada bir sorun görmüyoruz aslında" dedi.
-"EURO, CİDDİ ŞEKİLDE DOLARA KARŞI DEĞER KAYBETTİ"-
Dış denge açısından alınan bütün tedbirlerin cevap vermeye başladığını kaydeden Başçı, 2010 yılı sonunda ithalatın çok hızlı, ihracatın ise çok yavaş arttığını, bugün ise Türkiye'de ihracatın yüzde 20'ler mertebesinde artış olduğunu, ithalatın ise daha yatay bir seyir izlediğini dile getirdi. İhracatçıları tebrik eden Başçı, "Zor piyasalardan Avrupa dışı piyasalara pazarlarını kaydırıyorlar. Buna şu anda ihtiyaç var, çünkü parite aleyhlerine çalışıyor. Euro, ciddi şekilde değer kaybetti dolara karşı, oradan aleylerine çalışıyor. Avrupa'da özellikle İtalya, İspanya hatta Almanya da dahil olmak üzere talep de düşmeye başladı. Böyle ortamda ihracatta artış başarılı" yorumunu yaptı.
-"ENERJİ DAHİL CARİ AÇIK AZALMAYA DEVAM EDECEK"-
Enerji hariç cari dengeye bakıldığı zaman neredeyse oradaki açığın kapandığını ve sıfıra yakın bir noktaya gelindiğini, enerji dahil cari açığın ise azalmaya devam ettiğini söyleyen Erdem Başçı, Orta Vadeli Programda bu yıl için tahmini 65 milyar dolar civarında bir cari açığın öngörüldüğünü, gelişmelere bağlı olarak konun biraz daha izleneceğini, bu yılın sonunda belki bu rakamın altında bir cari açığın gelebileceğini söyledi. Buradaki düşüşün dolayısıyla devam edeceği öngörüsünde bulunan Başcı, "Çok sert, keskin bir düşüş olmayacak. Ilımlı bir düşüş olacak. Aldığımız politika tedbirleri ile dış dengeyi yavaş yavaş düzeltiyoruz" dedi.
-"CARİ AÇIKTA ÇOK SERT, ANİ DÜŞÜŞ DOĞRU OLMAZ"-
Ekonomide yumuşak iniş ve dengelenmenin ikisi birarada devam ettiğini söyleyen Başçı, "Cari açıkta çok ani, sert düşüş de doğru olmaz. Yumuşak bir şekilde devam etmesinde fayda var" değerlendirmesinde bulundu. Cari açık ile kredi büyümesi arasındaki ilişkinin olup olmadığının sorulduğunu söyleyen Erdem Başçı, "Çok net bir ilişki var. Kredi büyümesi cari açığı sürükleyen faktörlerin başında geliyor bizce. Döviz kurları da diğer önemli faktör" dedi. Cari açığın iyileşme eğiliminde olduğunu söyleyen Başçı, "Problem görürsek gereğini o anda yaparız. Yeterince esnekliğimiz var. Para politikası temkinli duruşunu sürdürecek" dedi.
-"KREDİ BÜYÜMESİ YAKIN ZAMANDA KENDİLİĞİNDEN YÜZDE 14'E GELECEK, BURADA PROBLEM GÖRMÜYORUZ"-
Krediler toplamında gelinen oranın yüzde 19, tüketicilerde yüzde 15, ticari kredilerde yüzde 20 seviyesinde olduğuna dikkati çeken Başçı, enflasyon raporuna baz senaryo var sayımı koyduklarını ve yıl sonunda kredilerin yüzde 14'e ulaşabileceği varsayımı ile enflasyonun tahmin edildiğini söyledi. Başçı, "Yıl sonunda bu 19 olan rakam, 14'e düşebilir mi? Çok rahat bir şekilde düşebilir gibi görünüyor. Birkaç ay daha bu şekilde devam edersek kredi büyümesinde, yakın zamanda yüzde 14'e doğru zaten kendiliğinden gelecek. Dolayısıyla burada problem görmüyoruz. Ancak buradaki yüzde 14 bir varsayım, bir hedef değil. Onu karştırmamak gerekiyor" dedi.
-"KUR HEDEFİMİZ KESİNLİKLE YOK"-
Döviz kurlarına bakıldığında ise TL'nin 2010 yılı sonunda aşırı değerli olduğuna işaret eden Başçı, uygulanan politikalar sonucunda TL'nin makul seviyelere geldiğini kaydetti. Ağustos öncesi dönemde herkesin parası değer kazanırken TL'nin değer kaybettiğini, şu anda herkesin parası değer kaybederken TL'nin gayet sağlam istikrarlı seyretmeye devam ettiğini dile getiren Başçı, "Bu da uygulanan para politikalarının döviz kuru üzerinde de etkisi olduğunu gösteriyor. Burada kesinlikle herhangi bir hedef söz konusu değil. Ancak, biz burada döviz kuru karşısında tamamen de kayıtsız değiliz. Aslında rüzgarın seyrine bırakmıyoruz, biraz daha dikkatli gidiyoruz döviz kurlarıyla ilgili" dedi.
-"TL'NİN OYNAKLIĞI İYİ"-
TL'nin halen makul seviyelerde olduğunu ve iç-dış talep arasındaki dengelenmeyi, ılımlı büyümeyi desteklediğini söyleyen Başçı, "Bizce gayet makul şekilde seyrediyor. Burada herhangi bir endişe içinde değiliz. Bundan sonra yapacağımız şey, döviz kurundaki oynaklığın diğer ülkelere göre daha düşük seviyelerde olması. TL'nin oynaklığı, diğer pek çok ülkelere göre oldukça düşük seviyelerde seyrediyor" dedi.
-"MERKEZ'İN DÖVİZ REZERVİ YIL SONU 100 MİLYAR DOLARI RAHATLIKLA GEÇER"-
Merkez Bankası'nın bugün döviz rezervinin ise 93 milyar doların üzerinde olduğunu, bu yılın sonunda rakamın daha artacağının görüleceğini söyleyen Başçı, bu rezervi ihracatçılara Eximbank üzerinden verdikleri TL reeskont kredisi ve zorunlu karşılıklar olarak sıraladı. Başçı, "İhracatçılarımıza Eximbank üzerinden reeskont kredisini Türk lirası veriyoruz. Tahsil ederken döviz cinsinden tahsil ediyoruz. Bu döviz rezervlerimizi doğrudan artırıyor. Buradan yılın tamamı için rezervlerimizde 8 milyar dolarlık artış bekliyoruz. İkinci olarak bankalara, TL zorunlu karşılık yerine arzu ederlerse altın veya döviz getirmelerine izin veriyoruz. O şekilde de döviz rezervlerimiz artmış oluyor. Bu iki kanaldan gelen artışlarla, eğer olağanüstü bir gelişme olmazsa yıl sonunda tahminim 100 milyar doları rahatlıkla geçeriz"diye konuştu.
Başçı, altın dahil rezervlere bakıldığında burada da artış olduğunu, artışın devam edeceğini ve İstanbul Altın Borsası'nın (İAB) da İstanbul'da saklama hizmeti sağlamaya başlayacağını açıkladı. Başçı, "Dolayısıyla bundan sonra Merkez Bankası kasasında saklanan altın rezervine ilave olarak, İAB'de tutulan kısmı da başlatıyoruz. Altın rezervlerimizin daha büyük bir kısmı Türkiye'de tutulur hale gelecek" dedi.
-"ILIMLI BÜYÜME DEVAM EDECEK"-
Büyüme rakamlarını da değerlendiren Erdem Başçı, ylın ikinci çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da (GSYH), bir önceki çeyreğe göre artı bir rakam beklediklerine işaret ederek, "İlk çeyrekteki nispeten zayıf görünüm, daha ziyade hava koşulları gibi bazı arz yönlü etkilere bağlı diye düşünüyoruz. Türkiye'deki ılımlı büyüme 2012 yılı boyunca devam edecek. Diğer taraftan kapasite kullanımına bakıldığında ise biraz zayıfladığı görülüyor. Bu, en azından enflasyonist bir riskin olmadığına dair bir gösterge" dedi.
-"ENFLASYONDA SON ÇEYREKTE BELİRGİN BİR DÜŞÜŞ GÖZLENECEK"-
Enflasyonda ise bu yılın son çeyreğinde belirgin bir düşüşün gözleneceğini açıklayan Başçı, çekirdek enflasyon göstergelerinin aşağı doğru dönmeye başladığını, hedeflerinin yüzde 5 olduğunu hatırlattı. Enflasyonda kademeli düşüşün devam edeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Başçı, "Türkiye'de enflasyon, normal patikaya oturduğunda büyük ihtimalle hizmet enflasyonu, mal enflasyonuna göre bir miktar daha yüksek olacak. Enflasyon çift hanelere kadar çıktı ancak, beklentilerde hemen hemen hiç bir bozulma olmadı" diye konuştu. (ANKA)