Madde “Türklüğü” kelimesi, “Türk Milleti” olarak değiştiriliyor. Cezaya konu kapsam böylece daraltılıyor
AKP Meclis Grubu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Türklüğe hakareti” düzenleyen 301. maddesiyle ilgili çalışmalarını tamamladı. Ancak, “kovuşturma yetkisinin kime verileceği” konusunda süren tartışmalar nedeniyle, söz konusu madde boş bırakıldı. Kovuşturma yetkisinin kimde olacağına ilişkin üç seçenek üzerinde duruluyor. Madde hükümlerine aykırı hareket edenlerle ilgili kovuşturma açma yetkisinin Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve oluşturulacak yeni bir kurulun vermesi seçenekleri üzerinde tartışılıyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin arasında kovuşturma yetkisinin kime verileceği konusunda görüş ayrılığı yaşanmıştı. Kulislerde bu görüş ayrılığının sürdüğü ifade ediliyor.
Üç ayrı görüş
Adalet Bakanı Şahin, kovuşturma yetkisinin eskiden olduğu gibi Adalet Bakanlığı’na bırakılmasını istiyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek’in ise bu yetkinin oluşturulacak bir kurul tarafından yapılması konusunda ısrar ettiği kaydediliyor. Ancak bu ihtimalin parti içinde fazla benimsenmediği de dile getiriliyor. AKP yönetiminde ağırlıklı olarak savunulan bir görüş ise kovuşturma yetkisinin Cumhurbaşkanlığı makamına bırakılması. Bu görüşte çok sayıda AKP yöneticisi bulunuyor. Diğer taraftan kovuşturma yetkisinin eskiden olduğu gibi Adalet Bakanlığı’nda kalmasını isteyenler de bulunuyor.
Türban rötarı
Bu arada kulislerde 301 ile ilgili bir başka iddia ise, üniversitelerde türban serbestini düzenleyen Anayasa değişikliği süreci. Bu sürecin gerektiğinde yasa değişikliği de yapılarak tamamlanmasının ardından TCK’nın 301. maddesinin Meclis gündemine taşınacağı kaydediliyor. Kulislerde MHP’nin bu konudaki hassasiyetini de dikkate alarak, türban serbestini düzenleyen Anayasa değişikliği sürecinin tamamen bitmesinin ardından gündeme getirilmesi planlanıyor.
301’in son hali
AKP Grup yönetimi tarafından Meclis’e yasa teklifi olarak getirilecek 301. madde şu şekilde düzenlendi:
* 301. maddenin 1. fıkrasındaki cezanın üst sınırı 3 yıldan 2 yıla inecek. Böylece, TCK’nın 51. maddesine göre, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları paraya çevrilip ertelenebildiği için 301’den cezaevine girmek de zorlaşacak.
* Maddenin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi” şeklindeki 2. fıkrasındaki “alenen” sözcüğünün başına “kasten” kelimesi getiriliyor. Böylece her açıklamaya dava açmak zorlaşacak.
* 301. maddenin ilk fıkrasındaki “Türklüğü” kelimesi, “Türk Milletini” olarak değiştiriliyor. Cezaya konu kapsam böylece daraltılıyor
* “Suçun yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde verilecek cezanın üçte bir oranında artırılması” na ilişkin 3. fıkra, 301. maddeden tamamen çıkarılıyor.
* 301. maddeye aykırı hareket edenlerle ilgili cezanın üst sınırının da 3 yıldan 2 yıla düşürülmesi düzenleniyor.
* 301’den dava açma yetkisinin kime verileceğini düzenleyen fıkranın ise boş bırakıldığı dile getiriliyor. Mevcut haliyle kovuşturma yetkisi Adalet Bakanlığı’nın izninde bulunuyor.
Dava açmak zorlaşacak
İP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Barosu eski Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, AKP’nin yaptığı değişiklikleri şöyle yorumladı:
* TCK’nın 51. maddesine göre, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları paraya çevrilip ertelenebildiği için 301’den cezaevine girmek de zorlaşacak. Maddenin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi” şeklindeki 2. fıkrasındaki “alenen” sözcüğünün başına “kasten” kelimesi getiriliyor. Böylece her açıklamaya dava açmak zorlaşacak.
* “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” şeklindeki 4. fıkra korunuyorsa, “kasten” ifadesi, Türk Milleti’ni aşağılama eylemini cezalandırmayı güçleştirir. Cezalandırma olanağı sınırlanıyor. Yargıçlar zor durumda bırakılıyor.
* “Türklük” yerine “Türk Milleti” denilerek kapsam daraltılıyor. Böylece farklı terminoloji içinde “Türklüğün” aşağılanması serbest hale gelebilir. Örneğin “Osmanlı” kastedilerek Ermeni iddialarına zemin kazandırılabilir veya “Orta Asya’dan gelenler” denilerek Türklüğe yönelik açıklamalar yapılabilir. Çünkü “Türklük” genel, “Türk Milleti” tanımı ise daha özel bir kimlik.
* “Suçun yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde verilecek cezanın üçte bir oranında artırılması” na ilişkin 3. fıkra, 301. maddeden tamamen çıkarılıyor. Bu madde ceza adaletine ve var olan genel prensiplere aykırı bir değişiklik olur. Ceza hukukunda bazı özel durumlara vurgu yapılır ve bu genelinde vardı. Suç unsuru oluşturan olay savaş halinde ve yurt dışında işleniyorsa, genel teşdit sebebi yani ağırlaştırma kabul edilmiştir. Sadece bu maddeye özel bir değişiklik yapılırsa, TCK’nın genel mantığına aykırı bir iş yapılmış olur.
Elçilere söz vermişti
Avrupa Birliği’nin büyükelçilerine geçtiğimiz günlerde yemek veren Başbakan Recep tayyip Erdoğan, 301. maddenin değiştirileceği sözünü vermişti. Erdoğan, bu konudaki hazırlıkların tamamlandığını açıklamıştı. Avrupa Birliği yetkilileri Türklüğe hakareti yasaklayan 301. maddenin kaldırılması için Türkiye’ye sürekli baskı yapıyordu. 301. madde Türkiye’nin AB üyeliği için kriter haline getirilmişti.
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK)
301. maddesinin mevcut hali şöyle:
* Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
* Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
* Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
* Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
İşte 301’den yargılananlar
Hrant Dink
13 Şubat 2004 tarihli “Ermenistan’la tanışmak” başlıklı yazısında şunları söylemişti: “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur....” Cinayete kurban giden Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink, ’Türklüğe haraket’ten 6 ay hapse mahkum olmuş, ancak cezası
ertelenmişti.
Elif Şafak
Elif Şafak’ın yazdığı ’Baba ve Piç’ romanında şu sözler suç unsuru olarak gösterilmişti : “ Bütün akrabalarını 1915’te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın; eğitim görmüşleri bile ya milliyetçi ya cahil... Sopalarla balta saplarıyla dövülmüşler bazıları açlıktan ölmüş bazıları da öldürülmüş...” Elif Şafak beraat etmişti.
Pamuk
Orhan Pamuk, Das Magazin adlı haftalık İsviçre dergisine verdiği bir röportajda, “Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi” açıklamasında bulunmuş, hakkında 301. maddeye dayanılarak ’Türklüğe hakaret’ davası açılmıştı. Pamuk hakkındaki dava 22 Ocak 2006 tarihinde düşmüştü.
Mağden
Gazeteci-yazar Perihan Mağden hakkında ’halkı askerlikten soğutmak’gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Mağden’in Aktüel’deki yazısında “...Coğrafi şartları ve sınırları ayrı ayrı göz önüne getirilip düşünüldüğünde ülkemiz açısından zorunlu askerliğin ne denli önemli olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır...” Mağden Beraat etmişti.
Aram Yayın
Amerikalı Yazar John Tirman’ın ’Savaş Ganimetleri: Amerikan Silah Ticaretinin İnsani Bedeli’adlı kitabını Türkçeye çevirdikleri gerekçesiyle 21 Eylül 2006’da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davada Aram Yayıncılık Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Fatih Taş, kitabının çevirmenleri Lütfi Taylan Tosun ile Aysel Yıldırım ifade vermişti. Yayında “Atatürk’ün anısına alenen hakaret etmek, Türklüğü aşağılamak iddiasında bulunulmuştu.
Arat Dink
12 Ekim 2007’de Türklüğü aşağıladıkları gerekçesiyle yargılanan Agos Yazı İşleri Müdürü ve Hrant Dink’in oğlu Arat Dink ve İmtiyaz Sahibi Serkis Seropyan TCK 301 uyarınca 1’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezalar sanıkların sabıkaları olmadığı göz önüne alınarak ertelenmişti. Dava, Hrant Dink’in 1915 olaylarına ilişkin sözlerinin Agos’ta yer alması üzerine açılmıştı.