Başbakan Erdoğan’ın emek sömürüsü yapmakla suçladığı patronlar, bugün TOBB Üniversitesi toplantı salonunda bir araya geldiler. Erdoğan’ın TOBB yönetimine her fırsatta dile getirdiği, “1 milyon 300 bin üyeniz var, birer kişi işe alsanız, işsizlik 3 puan düşer” çağrısına patronlar “İlave bir kişi alamayız” karşılığını verirken; yüzde 26’sı 2010 yılında işçi çıkaracağını söyledi.
Saat 11.00’de başlayan ve yaklaşık 3.5 saat süren toplantının ardından ortak bildiri yayınlandı. Bildiriyi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun okuması beklenirken, TOBB Konsey Başkanı Nafi Güral’ın okuması dikkat çekti.
Özür dilensin, dediler!
81 il ve 160 ilçeden gelen ticaret, sanayi odası ile meclis ve borsa başkanlarının doldurduğu salonun havası ‘gergin’; başkanların durumu ise ‘mutsuz ve küskün’ sözcükleriyle tanımlanıyordu. Başkanlar, Başbakan’ın sözlerine kırgındılar, haksızlığa uğradıklarını düşünerek, kendilerinden özür dilenmesini bekliyorlardı. Ancak bildiriye salonun bu havası yansımamış, sözcükler büyük bir dikkat ve özenle dizilmişti.
Satılık TOBB’umuz yok!
Başbakan, özellikle tekstil sektörünü emek sömürüsü yapmakla suçlarken, bu konuda TOBB’un üstüne düşeni yapması gerektiğini, değilse illerde ticaret ve sanayi odalarıyla kendilerinin görüşeceklerini söylemişti. İşte bugünkü toplantıya TOBB yönetimine destek için geldiklerini söyleyen Başkanlar kapalı toplantıda, “Sayın Başbakan tabii ki bize gelebilir, çayımızı kahvemizi içer, ilimizin dertlerini anlatırız. Ama bizim satılık TOBB’umuz yok” dediler.
Tek yürek, tek ağız!
Bu söylemleri bildirinin ilk cümlesine, “Bizler Türkiye’nin her köşesinden, 81 il ve 160 ilçesinden ekonomideki gelişmeleri konuşmak, görüşlerimizi tek bir yürek ve tek bir ağızdan kamuoyuna duyurmak üzere bir araya geldik” şeklinde yansıdı.
Birer kişi alamayız!
Toplantıya damgasını vuran ise TOBB yönetiminin hazırladığı 6 soruluk anketti. Dijital ortamda yapılan anketin sonuçları anında açıklandı.
Anketin en çarpıcı sorularından birini ise Başbakan Erdoğan’ın her fırsatta dile getirdiği, TOBB üyeleri birer kişiyi işe alsın, çağrısına ilişkin soruydu.
“Oda/Borsa yönetimi olarak, mevcut şartlar altında, bölgenizde üye sayınız kadar istihdam artışını sağlayabilir misiniz” sorusuna 511 kişi yanıt verdi. Yüzde 6’sı yani yaklaşık 31 kişi ‘evet’ yanıtını verirken; 480 kişi ‘hayır’ dedi.
Kötü haber: İşçi çıkaracağız!
2010 yılında şirketinizdeki istihdam ne olacak, sorusuna 501 kişi yanıt verdi. Yanıtlayanların yüzde 60’ı ‘değişmeyecek’ derken; yüzde 26’sı ‘azalacak’ dedi. Yüzde 14’ü ise ‘artacak’ dedi.
İstihdam üzerindeki yükler!
İşsizliğin en önemli nedeni nedir, sorusuna katılımcıların yüzde 60’ı ‘istihdam üzerindeki yüklerdir’ yanıtını verdi. Kriz döneminde işçi çıkarmak zorunda kaldınız mı, sorusuna yüzde 57’si ‘evet’ dedi.
Kayıtdışı istihdamı önlemenin en etkili yolu olaraksa yüzde 82’si istihdam üzerindeki mali yüklerin azaltılması karşılığını verdi.
4 işçi alırım!
Ticaret Odası Başkanlarından bir tanesi Başbakan’ın 1’er kişiyi işe alın çağrısına “Ben değil bir, dört kişiyi alırım” dedi. Ancak işadamı, “İstihdam maliyetleri OECD ortalamasına çekilsin, 1 kişi alırım. Vergi reformu yapılsın 1 kişi alırım. Beni temsil eden kişiyi Meclise vekil olarak gönderebileyim 2 işçi alırım” diye konuştu.
Başbakan ne demişti?
'İşsizlik, bana göre yapısal bir sorun değil, sanal bir sorun, insani bir sorun. Çünkü şu anda Anadolu'nun bir çok yerinde bu işin başında olanlar, insani olarak, iş adamlarımızı söylüyorum, olaya yaklaşımda ne yazık ki parasal çıkar noktasındaki adımlarını birinci derecede ön plana çıkarıyor. 'Ben nasıl daha fazla kazanırım' derken, orada insanımızın sömürüsü yapılıyor, emek sömürüsü yapılıyor. Bu kadar açık konuşuyorum. Özellikle bunu tekstil sektöründe çok acımasızca görüyoruz. Özellikle bunu bayanların istihdam edildiği yerlerde çok acımasızca görüyoruz. Ve sosyal güvencesi noktasında bile bu tür acımasız davranışların olduğunu görüyoruz. Şimdi bunlar sıkıştırdıkça feryada başlıyorlar. Ama biz artık bu işin üzerine gidiyoruz, gideceğiz.
Hatta ben kendilerine şunu da söyledim; 'Bunu TOBB olarak siz çözdünüz çözdünüz, çözmediğiniz takdirde bundan böyle dolaştığım illerde, arkadaşlarım olarak bakanlar dolaştığımız illerde, sanayi ve ticaret odalarıyla birebir görüşeceğiz. Biz görüşeceğiz. Onlarla bu işi birebir konuşarak anlaşacağız. Çünkü bu, artık çözülmek durumundadır. Böyle 'emeği sömürerek, ben zengin oldum' demek olmaz. Çalıştıracaksın, hakkını vereceksin. Kayıt dışının yüzde 50'ye varan oranda olmasının, bu ülke için ne büyük bir darbe olduğu da ortada. Türkiye'nin tek kaynağı vergi. Bu vergi olmadığı takdirde bir yere varmamız da mümkün değil. Petrol kuyularımız yok, her zaman söylüyoruz.
Kaynağımız bu. Kaldı ki bunun da zaten yüzde 85'ini bu ödenen verginin, büyük iş adamları grubu veriyor, küçüklerin verdiği yüzde 10-15. Böyle de bir tablo ortada. Onun için burada iş adamlarımız üstünde büyük görev var.'