Gösterinin andından Harbiyeliler tarafından Harbiye Marşı okundu. Marş okunurken eşlik eden Orgeneral Büyükanıt'ın duygulanarak göz yaşlarına hakim olamadığı görüldü.

Kara Harp Okulu Atatürk Amfisi'ndeki gala gösterisine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Atila Işık, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, eski Genelkurmay Başkanlarından Doğan Güreş ve Hilmi Özkök, bazı emekli orgeneraller, bazı üniversitelerin rektörleri, çok sayıda üst düzey komutanlar ile Harbiyeliler katıldı.

Orgeneral Büyükanıt, Atatürk Amfisi'ne gelişinde Harbiyeli öğrencilere, ''Harbiyeli merhaba. Bu anlamlı gününüz kutlu olsun'' dedi.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşan Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç, anlamlı olarak yaşanılan her günün kuşkusuz büyük bir önemi bulunduğunu, ancak Harbiye ve Harbiyeli için 13 Mart'ın anlamı ve öneminin çok daha büyük olduğunu söyledi.

Tümgeneral Özkılıç, ''13 Mart 1899, yorgun, yoksul ve çaresiz sanılan bir ulusun bütün dünyaya meydan okuma gücünü ve cesaretini verecek ve tüm hayatını bu yolda adayacak olan Mustafa Kemal'in Harbiye'ye adım attığı gündür'' dedi.

Tümgeneral Özkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''13 Mart asil Türk ulusunun tam bağımsızlığa ve çağdaş bir yaşama kavuşması için yaptığı büyük hizmetlerinden dolayı Atatürk unvanına layık gördüğü Mustafa Kemal'in feragat, fedakarlık ve mücadelelerle dolu meslek hayatının da başlangıcıdır.

Sadece Harbiyelilerin değil, tüm Türk gençliğinin kendini örnek aldığı bir dahi olan büyük Atatürk, sahip olduğu yüksek komutanlık ve liderlik yeteneklerini Harbiye'de geliştirmiştir. Onu anlatmak, Türk ulusunun tarihini bilmek demektir. Onu anlamak, gerçekleştirdiği tüm devrimlerin özünü kavramak ve devrimlerini bir yaşam felsefesi olarak benimsemekle mümkündür. Çünkü, tutsaklığa sürüklenen Türk ulusunun tarihinde az rastlanır olumsuz koşullara karşın kurtuluşunu ve Türkiye'nin toplumsal yapısını 1919 yılından 1938 yılına kadar gerçekleşen baş döndürücü ve olağanüstü büyük devrimlerin kendisidir Mustafa Kemal.''

Özkılıç, Atatürk'ün 57 yıllık yaşamının 37 yılını 'önce vatan' anlayışı için cephelerde, sonra Türk ulusunu aydınlığa kavuşturmak için okullarda, bilim kurullarında ya da elinde tebeşiri kara tahta önünde geçirdiğini, böylece yalnız düşmanı değil, Ortaçağ kalıntısı karanlık bir zihniyeti de yenmeyi başardığını söyledi.

Atatürk'ün, çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkılmasını hedef alan aklın ve ilmin yol göstericiliğini rehber edindiğini belirten Özkılıç, ''Bir dünya görüşü olan Atatürkçü düşünce sistemi, özünde ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet anlayışlarını barındırmakta ve ve biz Harbiyeliler için onu anlamaya giden yolda değişmez bir yaşam felsefesi olmaya devam etmektedir'' dedi.

''ÜMMET ANLAYIŞINDAN LAİK ÜNİTER ULUS DEVLET ANLAYIŞINA''

Tümgeneral Özkılıç konuşmasına şöyle devam etti:

''Bu nedenledir ki 13 Mart; onun fikirlerini bir kez daha ve yeniden keşfetme isteğimizi, yaşadığı zorluklara karşın sahip olduğu entelektüel kişiliği ve dehasıyla ümmet anlayışından laik üniter ulus devlet anlayışına giden yolda mücadelesini anlama ve anlatma çabasının bir ifadesidir.

Tüm bunların ışığında büyük önder Atatürkümüzün bizlere, Türk ulusuna bırakmış olduğu emanetlerin ve çağdaş kazanımların değerini bir kez daha gözler önüne sermek, bugünü ve yarını daha iyi anlayabilmenin dünü unutmamaktan geçtiğine olan inancımızla bu yılki etkinliklere 'Ulusal Savaş Yıllarından Düşünce ve Eylemlerde Devrime' adını verdik.

Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve gelişimi bir büyük devrimdir. Atatürk devrimlerinin ana amacı ırksal ve dinsel ögelere bağlı olmayan, dolayısıyla aklın ve bilimin egemenliğinin kabul edildiği Türk ulusunun yaratılmasıdır.

Türkiye'nin toplumsal yapısındaki devrimler Atatürk'ün, aklın öncülüğündeki yürekli savaşımı, bilinçli tutumu, azmi ve kararlılığıyla gerçekleşmiştir.''

Konuşmanın ardından Harbiyeli Ahmet Sağlam geleneksel okul yoklamasını yaptı. Sağlam, Atatürk'ün okul numarası olan ''1283''ü sorduğunda, tüm Harbiyeliler ayağa kalkarak, ''İçimizde'' diye ses verdi.

GÖSTERİ

Daha sonra, Harbiyelilerin, devlet tiyatrosu sanatçıları ve Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin katkılarıyla hazırladığı gösteri sahnelendi.

Kara Harp Okulu Bandosunun da görev aldığı gösteride, Türk ulusunun ulus olma bilincine varması, Cumhuriyet'in ilanı ile demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin inşası, kurulan yeni devletin bilimsellik ve akılcılık yoluyla çağdaşlaşmaya yönelik gayretleri yorumlandı.

Gösterinin andından Harbiyeliler tarafından Harbiye Marşı okundu.

Marş okunurken eşlik eden Orgeneral Büyükanıt'ın duygulanarak göz yaşlarına hakim olamadığı görüldü.

Konuklar daha sonra Atatürk'e ait fotoğrafların ve Atatürk'ün yazdığı eserlerin yer aldığı sergiyi gezdi ve kokteyle katıldı.

Kokteyl, basına kapalı gerçekleşti.