Türk Tabiple Birliği Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi olan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Prof. Kayıhan Pala, Koronavirüs vakalarındaki artışa dikkat çekerek, 28 günlük tam kapanmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Pala, Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı.
Pala şunları kaydetti:
-Neden rakamlar yükseldi?
İki şey oldu: Birincisi, virüsün İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantı Türkiye'de etkisini gösterdi. İkincisi, Türkiye yeniden açıldı. Virüs varyantlarla birlikte yükseldiği halde alınan bu karar, tabloyu daha yüksek bir noktaya getirdi.
-Önü alınabilir mi?
Yarından itibaren tam kapanmaya ihtiyaç var. Ölümlerdeki artış sürecek gibi görünüyor. Önerimiz, 28 gün tam kapanma.
-Tam kapanmadan ne anlamalıyız?
Önce ekonomik ve sosyal koşulları sağlamamız gerekir. Ardından fırın ve hastaneler dışındaki iş yerleri kapanmalı. Asıl kritik olan, 28 gün sonra nasıl yeniden açılma kararı vereceğimizdir. Her yer aynı anda açılırsa 28 gün boşa gider. Kademeli açılmalıyız. Temel perspektif, küçük iş yerlerinin önce açılması, büyüklerin geriye bırakılmasıdır.
-Bu üçüncü dalga mı, birinci dalganın üçüncü piki mi?
Bu birinci dalganın üçüncü pikidir. Türkiye'de birinci dalga hiç sönümlendirilmedi ki. Uluslararası olarak kabul edilen ölçek, 100 bin nüfusta vaka sayısının 10'un altına düşmesidir. Türkiye bunu hiç yaşayamadı. Salgın kontrol altına alınmadı. O yüzden belli rakamlara gelip yükseliyoruz. Şu an c
-Varyantların özelliği ne?
Daha hızlı bulaşıyor. 50 yaş üstündeki risk gruplarında hastalık daha şiddetli geçiyor.
-Daha mı ölümcül?
Maalesef. İki aydır Avrupa'da ölü sayılarında önlenemeyen artış var. En riskli örnekse Brezilya. Brezilya'da sistem iflas etmiş durumda.
-Bu ülkeye özgü bir varyant var.
O varyant Türkiye'de görüldü. Üç varyant da var. 10 gündür bilim çevresinde şunu tartışıyoruz: Acaba Türkiye'ye özgü yeni bir varyant mı var?
-Var mı?
Olabilir. Ama bunu bilmiyoruz. Bunu anlayabilmek için Türkiye'de çok sayıda genom (gen ve kromozomlardaki genetik materyal) analizi yapılması lazım.
-Bu sonuca nasıl vardınız?
Varyantların görülme sıklığının artıyor olması, Türkiye'ye özgü varyant olabilir mi diye bir soruyu akla getirdi. Var mı, yok mu, bilmiyoruz. Ama bilim gözlemden beslenir.
-Aşıda durum ne?
Bizim hedeflediğimiz aşılanacak kişi sayısı, 60 milyon. Bugün itibarıyla iki dozunu yaptığımız insan sayısı daha yüzde 11. Yani, toplamda 6.4 milyon insan…
Hedefin yüzde 11'ini aşılayabilmiş bir ülkede aşıyla kısa zamanda koruma sağlamak mümkün değil. Üstelik 70 günü geride bıraktık. Bakan, “Günde 1 milyondan fazla aşılarız” diyordu. 70 milyon aşıyı şimdiye yapmalıydık!
Bakın, Sinovac'ın hastalık geçirilmesine karşı koruma oranı yüksek değil. Nitekim, sağlık çalışanlarında ve toplumda ikinci doz aşıyı olduğu halde hastalananlar var.
-Nasıl izah ediyorsunuz?
Aşının koruyuculuğu yüzde 50 civarında. İnsanlar hastalığa yakalanmaya devam ettikçe toplumsal bağışıklık eşiğini yakalamamız mümkün değil bu aşıyla.
İkincisi, Sinovac'ın yeni varyantlara etkisine dair bilimsel çalışma yok.
-Yerli aşı?
Yalnızca bir aşıda ikinci faza geçildi.
-Ne zaman uygulanır?
Her şey yolunda giderse altı ay sonra."