Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesince (SUBÜ) Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "SUBÜ Konuşmaları"na katılan Şahin, kurumun işleyişi ve çalışmaları hakkında öğrencilere bilgi verdi.
Türkiye'nin iletişim alanındaki mevzuatının birçok Avrupa ülkesinden, ABD, Fransa, Almanya'dan çok daha ileride olduğunu vurgulayan Şahin, düzenlemelerin sadece ceza veya müeyyide olarak algılanmaması gerektiğini kaydetti.
RTÜK'ün bu konuda şanssızlığı olduğuna değinen Şahin, şöyle konuştu:
"Sosyal medya bizi sevemedi çünkü nihayetinde ceza veren bir kuruluşuz. Ceza veren veya müeyyide uygulayan kurumlar sevilmez. Bunun da bilincindeyiz ama bir de bunun yanında yanlı olarak yayın yapan bir sistematikten geldikleri için, çok sevemediği için bizi, hep sanki hiç başka iş yapmıyor da sabah kalkıyor RTÜK Başkanı, 'Ya bugün de kime ceza vereyim, bu Kızılcık Şerbeti de fazla oldu, Kızıl Goncalar da nereden çıktı?' deyip durmadan onlara ceza verecek bir yapıda veya bu kafada olan bir zihniyet gibi gösterdiler size. Ama aslında bakacak olursanız bu yaptıklarımızın tamamını nihayetinde kanun ve yönetim çerçevesinde yapıyoruz."
Şahin, cezai işlemlerin demokratik ortamda aldıkları karar doğrultusunda kanallara uygulandığını belirterek, buna itiraz olması durumunda kararı idari yargının verdiğini dile getirdi.
"YENİ CEZA SİSTEMİ GETİRDİK"
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Şahin, ana haber bültenlerinde çok fazla şiddet içerikli haberlerin yer aldığının belirtilmesi üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Biz normalde haber bültenlerine çok karışmıyoruz. Herkes kurallara uyduğu sürece o kendi alanıyla ilgili haber bültenini versin istiyoruz. Ama burada da çığırından çıktı iş. Şimdi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda bir ilke kararı aldık. '+18, +13' koyacağız saatine göre. O saat dilimleri içerisinde onu aşan şeyler olursa yeni ceza sistemi getirdik.
Şimdi yayımlanması için Cumhurbaşkanlığına gönderdik. Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra bu uygulamayı yapacağız. Maalesef bu bizim için çok heyecan verici bir şey değil, övünecek de bir şey değil ama Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak haberlere 'bip' koyacağız, yani işaret koyacağız. 'Bunu 13,18 yaşından küçükler izlemesin.' diyeceğiz veya 'İşte burada şiddet var.' diyeceğiz.
Bu haberlerde yoktu. Bunu ilk defa yapmak zorunda kaldık. Çocuklarımız da izliyor. Bununla ilgili önlemimizi aldık. Yönetmelik çıkarsa ki yakın zamanda çıkacak, o zaman bu sisteme başlayacağız."
"HERKESİ KENDİNİZ GİBİ DÜŞÜNMEYİM"
Gündüz kuşağı programlarıyla ilgili soru üzerine Şahin, bunların en fazla uğraştıkları problemli bir alan olduğunu dile getirdi.
Şahin, Türkiye'de en çok para kazandıran ve reyting alan programların gündüz kuşağı programları olduğuna dikkati çekerek, "Çünkü çok geniş bir sektör. Bunun içerisinde kadın hijyeni, kadın eğitimi, kadınların meslek edinmesi, çocuk bakımı veyahut da el becerileri veyahut çok özür diliyorum, buralardan uzak olsun ama istismar edilen bir çocuk varsa ailede 'Nasıl istismar edildiğini anlarız, ne yaparız, nereye müracaat ederiz?' çoğu bilmiyor. Herkesi kendiniz gibi düşünmeyin." diye konuştu.
Çeşitli olayların yaşandığını aktaran Şahin, şöyle devam etti:
"Öyle olaylar var ki şimdi bunları anlatan programlar olsun istedik buralar ama olmuyor. Topluyoruz. Yapımcılarımız buna 2-3 ay uyuyor, daha sonra yine tabiri yerindeyse zıvanadan çıkıyor. Neden? İzlenmiyor, reyting almıyor. Bu çok enteresan bir döngü. Ben şunu demiyorum, ben buna katılmıyorum, 'Reyting almıyor, o zaman bunları yapmaya devam edelim.' Hayır. 'Halk bunu istiyor, bunu yapalım.' Hayır. Halk bunu istiyor, evet. Halk sen daha güzel bir şey yaparsan onu da ister. O bakımdan daha güzel bir şey yapana kadar devam edeceğiz."
Şahin, gündüz kuşağı programları ile dizilere çok ceza verdiklerini ancak yapımcıların devam ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Kaldırabilir miyiz? Kaldırabiliriz. Ne olacak, güç elimizde. Üç kere bunun üzerine üst üste ceza verirsin, dayanamaz kalkar. Ne olacak peki? O program YouTube'a giderse internette daha başka mecralara giderse ne yapacaksınız? Burası elimizin altında. Ver para cezasını, kapat programı. İnce bir çizgideyiz.
Burada önemli olan net söylüyorum, biz görevimizi yapacağız RTÜK olarak, yapımcılar görevini yapacak ama izleyici de görevini yapacak. İzlemesin, izletmeyelim, bilinçlendirelim. Belki mecrayı değiştirmemiz lazım. Ne yapmamız lazım? Gençlere hitap eden birçok yapımcı var.
Ama şunu söyleyeyim RTÜK olarak son raddedeyiz. Gündüz kuşağı programlarıyla ilgili buradayız çünkü artık bunu kaldıracak durumumuz yok. Ya kendilerine gelecekler veyahut da biz gereğini yapacağız. Dizilerle ilgiliyse zaten gereğini yapıyoruz."