Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu Savcısı Abbas Özden, RTÜK üyeleri Şaban Sevinç ve Mehmet Dadak'ın, Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) verdikleri dilekçenin ardından, YSK'nın ihbarı üzerine Zahid Akman hakkında başlattığı soruşturmayı tamamladı.
İddianamede, 4 Mayıs 2007 tarihinde başlayan seçim döneminde, radyo ve televizyon kuruluşlarına, uymaları gereken kuralların bildirildiği, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı uzmanlarının da bu kurallara uymayan radyo ve televizyonları tespit edip rapor hazırlamakla görevlendirildiği ve bu raporların, 5 gün içerisinde RTÜK tarafından değerlendirilip YSK'ya sunulması gerektiği hatırlatıldı.
Ancak buna rağmen, uzmanların, yayın ilkelerine aykırı davrandığı tespit edilen radyo ve televizyon kurumları hakkında düzenledikleri raporların, hiç işleme konulmadan bekletildiği ve işlemlerin geciktirildiği ifade edilen iddianamede, söz konusu raporların, üst kurulun gündemine zamanında alınmadığı ve herhangi bir bahane ile tekrar dairesine iade edildiği kaydedildi.
RTÜK üyeleri Sevinç ve Dadak'ın, bu durumu fark ederek, konuyu YSK'ya bildirdiği ve YSK'nın, RTÜK Başkanı Akman hakkında, oy birliğiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdiği anımsatılan iddianamede, Akman'ın, İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı uzmanlarının raporlarını, üst kurulun gündemine almakla yetkili olduğu, ancak bu yetkisini kullanmadığı belirtildi.
İddianamede, seçim yasaklarını ihlal eden radyo ve televizyon kuruluşlarına ilişkin raporlara da yer verildi. Bu raporlara göre, Kanal 24'ün, 23-24 Haziran tarihlerinde; Kanal 7'nin 21-24 Haziran tarihlerinde ve TGRT Haber'in ise 22-23-24 Haziran tarihlerinde tek yanlı olarak AK Parti'ye yüksek oranda ekranlarında yer verdikleri aktarıldı.
TV5'in de 22-23 Haziran tarihlerinde, tek yanlı olarak yüksek oranda Saadet Partisi'nin yer bulduğu yayınlar yaptığı vurgulanan raporlarda, Ulusal 1 kanalının da 22-23-24 Haziran tarihlerinde, İşçi Partisi'ne ekranlarında geniş yer verdiği ifade edildi.
Üst Kurul üyelerinin ve YSK'nın bildirim ve uyarılarının dikkate alınmadığı, bu suretle hakkında rapor düzenlenen yayın kuruluşlarına yaptırım uygulanmasının önüne geçildiği ve yapılan ihlallerin cezasız kalmalarına sebebiyet verildiği belirtilen iddianamede, “Bu suretle RTÜK Başkanı Akman'ın, yasal düzenlemelere ve YSK kararına, bilerek ve kasten aykırı davranarak, memuriyet görevini kötüye kullandığı anlaşılmıştır” denildi.
Davanın iddianamesinde, Akman'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257/1. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianame, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesine sunuldu. Mahkeme, iddianameyi kabul ederse Zahid Akman'ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Zahid Akman'da kendisini yasanın kendilerinden yana olmasını eleştirerek " YSK kararlarına yargı yolunun tıkalı olması adil değil."
RTÜK Başkanı Zahid Akman, seçim sürecinde yayın kuruluşlarına Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) müeyyide uygulaması ve bu kararlara yargı yolunun kapatılması uygulamasının çok adil olmadığını düşündüklerini belirterek, ''Önümüzdeki seçimlerde ihlali belirleyip, bununla ilgili müeyyidenin RTÜK tarafından belirlenmesini ve yayıncı kuruluşlarının haklarını YSK'da aramaları gerektiğini düşünüyoruz. RTÜK olarak bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' dedi.
Türkiye burada bir hukuk sınavı verecek ve görevini kötüye kullandığı belirlenen bir bürokratın iktidar tarafından kurtarılıp kurtarılmayacağını tanık olacak.
Bu aynı zamanda adaletin Türkiye'de adil olarak işleyip işlemediğini adalet dağıtanların bunu adil şekilde yapıp yapmadıklarınıda ortaya koyacak.