Gazeteci Şamil Tayyar, çetelerin karanlık ilişkilerini belgeleriyle ortaya çıkardığı 'Operasyon Ergenekon' kitabında Genelkurmay önündeki 'sarı zarf' olayını da aydınlatıyor: Sarı zarfı Hava Kuvvetleri'nden bir yüzbaşı verdi. Genelkurmay biliyor 

Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'ın kaleme aldığı ve gizli belgelerle karanlık ilişkileri gün yüzüne çıkaran 'Operasyon Ergenekon' isimli kitabında önemli bilgi ve belgelere yer verildi. Tayyar, Atabeyler operasyonundan sonra Genelkurmay karargahı önünde gizli belgeleri içeren sarı zarfı dağıtan meçhul şahsın 'polis' değil 'yüzbaşı' rütbesinde bir subay olduğunu açıkladı ve isminin emniyet tarafından Genelkurmay'a bildirildiğini duyurdu. Dört gün önce piyasaya çıkan ve kısa sürede 5. baskısına ulaşan kitaptaki bazı bölümler özetle şöyle:

İSMİ GENELKURMAY'DA 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt 12 Nisan 2007 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, sarı zarf olayını 'Orduyu yıpratma kampanyasının bir parçası' olarak değerlendirdi. (...) Aslında durum öyle değildi. Büyükanıt'ın bu iddiasının aksine çok şey oldu. Zaman içinde araştırmalar, bir anda olayın seyrini değiştirdi. Emniyet, Genelkurmay önünde sarı zarfı dağıtan şahsın kimliğini tespit etti. O, Muharrem Sarıkaya'nın yazdığı gibi polis değil, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda 'yüzbaşı' rütbesiyle çalışan bir TSK mensubuydu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı binasından çıkıp üst geçitten geçerek Genelkurmay Kapısı'nda Akşam'dan Cengiz Türksoy'a buluşan sivil kıyafetli yüzbaşı sarı zarfı verdikten sonra aynı şekilde görev yerine dönmüştü. Emniyet 'o ismi' rütbesi ve sicil numarasıyla tespit ettikten sonra Genelkurmay'a bildirdi, hem de birkaç defa...

ERGENEKON LOBİ PLANI

EMEKLİ Astsubay Oktay Yıldırım, Reina'da bodyguard olarak çalışırken polis, çalışma odasındaki tüm bilgisayar kayıtlarına el koydu. Bu aramada ele geçirilen flash-disk'te word belgesi içindeki 'Lobiergenekon' isimli dosya dikkat çekiciydi. Ergenekon soruşturmasını tetikleyen gelişmelerden biri kuşku yok ki, Ergenekon'la ilgili bu yeni bilgilerdi. Aynı dosya Muzaffer Tekin'in bilgisayar kayıtları arasında da çıkmıştı. Ayrıca o flash-disk'te içi boş andıç belgesi vardı. Emekli Orgeneral Çevik Bir'in Genelkurmay 2. Başkanlığı döneminde istihbarat başkanlığından komuta katına gönderilmek üzere hazırlanmış bu andıç belgesinin Yıldırım'da bulunması şaşırtıcıydı. Asıl bomba 'lobiergenekon.doc' isimli word sayfası içinde çıkan 'LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999' başlıklı Ergenekon yapılanmasına ilişkin çok özel bilgiler ve şematik yapıldı. Yıldırım'a ait bu özel notlarda, Ergenekon'a bağlı olarak faaliyetleri tanımlanan Lobi'nin organizasyon planı işe şöyle tarif edildi: Merkez, Araştırma ve bilgi toplama, Analiz ve değerlendirme, Finans ve ticaret, Kültür ve bilim, Teori ve senaryo, İletişim ve propaganda, Hukuk, Uluslararası ilişkiler.

Doğuş Faktoring skandalı


DOĞUŞ Faktoring'te Ümraniye sanığı Muzaffer Tekin'in hissedar, Danıştay davası sanığı Alparslan Arslan'ın da şirket avukatı olarak görev yaptığının ortaya çıkması, 2003 yılında öldürülen ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen şirket hissedarlarından Ertuğrul Yılmaz'ın ölümüyle ilgili iddiaları Ümraniye soruşturmasına taşıdı... 24 Haziran 2006 tarihinde İstanbul İstihbarat Şubesi'nce hazırlanan ve Ümraniye soruşturmasına eklenen rapor tarihi nitelikte. Özellikle rapordaki şu bölüm çok çarpıcı: 'Nezahat Keleş isimli bayanın hem Doğuş Faktoring Hizmetleri A.Ş'nin ortağı, hem de Ertuğrul Yılmaz'ın imam nikahlı eşi olduğu, kardeşi Müzeyyen Keleş'in ise Ayhan Parlak'ın imam nikahlı eşi olduğu, 2000 yılı içerisinde Ertuğrul Yılmaz'ın uyuşturucu madde kaçakçılığından elde ettiği düşünülen bir miktar parayı değişik zamanlarda bazı bankalar üzerinden Nezahat adına transferini gerçekleştirdiği, ayrıca 17.05.2006 günü saat 10.00 sıralarında Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik yapılan silahlı saldırının faili olan Alparslan Arslan'ın Doğuş Faktoring'in avukatlığını yaptığı biliniyor..'


ÇETELER HORTLADI


RESMİ veriler, hem örgüt hem suç sayısında büyük bir artış olduğunu ortaya koydu. Özellikle son 5 yılda tavan yaptı. Çetelerle mücadeleye büyük önem verilmesi ve önemli sonuçlar alınmasına rağmen çete ve suç sayısındaki artış, derin bir senaryonun ürünüdür. Yoksa, geçmişe göre zemin yapılanması ve iklim şartları, çeteler için daha ağırdır. Son on yılda (1997-2007) Emniyet çetelere karşı 3 bin 12 operasyon yaptı ve 24 bin 931 kişiyi göz altına aldı. 8 bin 602 kişi tutuklandı. Jandarma da 771 operasyon yaparak 10 bin 437 kişiyi yargı önüne çıkardı. 6 bin 269'u tutuklandı. Bu çetelerin hortladığının resmi ilanıdır.


Özkan da Ergenekon'a takıldı


POLİS Muzaffer Tekin'in bilgisayardaki mesaj kutusunda bulunan tüm elektronik postaları tek tek inceledi. Özellikle dikkat çeken mesajlar şunlardı:
Paşam siyasi- milli akrabalık kan akrabalığından daha önemlidir. Bu bağlamda ben dokuz kardaşımı keser sana yediririm. Tam bağımsız Türkiye'nin Allah'ı G.M.K Atatürk'tür. peygamberi Hasan Tahsin, kitabı Nutuk, ordu da namusudur. (Avukat Hasan Bakırcı)

AKP, ABD, Talabani, Barzani ve AB el ele seçime gidiyor. Türkiye 22 Temmuz'da buna CHP ve MHP'nin zaferi ile karşılık vermeli. (Tuncay Özkan)

Danıştay olayları böyle gitmez komutanım, bu şarkı böyle bitmez. Yeni sloganımız 'Bu da bizim Türk'ümüz, Muzaffer Tekin gerçek liderimiz', saygılar. (Susurluk sanığı İbrahim Şahin)

Yanınızdaki dava arkadaşı insanların önce yüksek vasıflı Türk olması gerekir. Çünkü yiğide yiğit er gerekir komutanım. (İ. Şahin)


BCG'nin yerini 1999'da 'Ergenekon' aldı


Ergenekon'u deşifre eden star Ankara Temsilcisi Tayyar, tüm örgütlenmelerin isimleri farklı olsa bile hepsinin İttihat ve Terakki'ye kadar uzanan aynı darbe kültüründen beslendiğini söyledi


ŞAMİL Tayyar, Ergenekon soruşturmasındaki mevcut belgelere göre, Ergenekon'un Batı Çalışma Grubu'nun dağıldığı 1999 yılında kurulduğunu belirterek, 'İttihat ve Terakki'ye kadar uzanan aynı darbe kültüründen besleniyorlar' dedi.

Kitap neyi anlatıyor?

Bu kitapta, 2002-2007 arasındaki derin yapılanmaları mercek altına aldım. AK Parti iktidarı ve AB reformlarından rahatsız olan çevrelerin, bu süreci kesintiye uğratmak için bu tarihler arasında yoğun çaba harcadığını görüyoruz. 2003-2004 yıllarında pişirilen Sarıkız ve Ayışığı darbe senaryolarının sonuç vermemesi üzerine darbe planını 2009 olarak revize ettiler, cumhuriyetin 100'üncü kuruluş yılı 2023'e dair etnik-dini temizlik operasyonu planladılar. Siyasi otoritenin kararlı tavrı, yargıdan ve TSK üst yönetiminden gelen destekle, bu senaryolar çökertildi. Burada özellikle emniyet istihbarat ve terörle mücadele ekibinin büyük rolü oldu.

Bu felaket senaryosunu kimler hazırladı?

Ergenekon'un felaket senaryosudur. Ergenekon soruşturmasında şu ana kadar elde edilen bilgi ve belgeler, en merkezi yapılanma olduğunu gösteriyor. Resmi kayıtlardaki verilere göre, Ergenekon'un kuruluşu 1999'dur. Ancak daha sonra ulaşılacak kayıtlar, bizi başka bir tarihe götürebilir. Buradaki ilginç bağlantı, 28 Şubat sürecinin merkez karargahı olan Batı Çalışma Grubu'nun dağıldığı tarihle Ergenekon'un kuruluşunun aynı zaman aralığına denk gelmesidir.

28 Şubat'ın uzantısı mı?

Gladyo, Kontgerilla, BÇG ve Ergenekon gibi farklı isimlerle ortaya çıkabilirler ama İttihat ve Terakki'ye kadar uzanan aynı darbe kültüründen besleniyorlar. Eğer Ergenekon'a darbe indirilmeseydi, içine kapanan ve kaosa sürüklenen bir Türkiye doğardı.

Çeteler o kadar güçlü mü?

Son 10 yılda yaklaşık 35 bin kişi çete suçlamasıyla yargı önüne çıkarıldı ve bunların yaklaşık yarısı tutuklandı. Çeteler son yıllarda kış uykusundan uyandırıldı ve hortlatıldı. Bazı çeteler, Ergenekon'la doğrudan ve dolaylı bağlantısı olmasa bile aynı amaca hizmet ettiği düşünüldüğü için müsamaha görmektedir.

Bu çetelerde kimler var?

Bu çeteler, toplum üzerinde nüfuz kullanabilen ve güç sahibi her kesime sızmayı başarmıştır. İçlerinde asker, hakim, savcı, gazeteci, akademisyen gibi etkin aktörler var. Uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuştan çek-senet tahsilatı ve gaspa kadar gelir getirici her işle meşgul olabiliyorlar. Daha çok tehdit, uyuşturucu ve tahsilat işlerinde yoğunlaşıyorlar.


Kod adı Şamil


EMEKLİ Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Ümraniye soruşturmasında polise önemli bilgiler verdi. Özellikle evinde ele geçirilen 'gizli', Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'yle ilgili 'Şamil'den aldım' sözü polise ipucu oldu. Araştırınca görüldü ki, 'Şamil', Emekli Binbaşı Fikret Emek'in kod adıymış. Eş zamanlı olarak üç adresi baskın düzenlendi. Eskişehir'deki eve 27 Haziran 2007'de düzenlenen baskında, herkes büyük bir şok geçirdi. Ev, adeta cephanelik gibiydi.


Tam anlamıyla çökertilemedi


Ergenekon'un tümüyle çökertileceğine inanıyor musunuz?

Bir defa şunun altını çizelim. Daha dün denecek kadar yakın tarihte ifadelerini bile alamadığımız isimlerin bugün cezaevine sokulması çetelerle mücadelede çok önemli bir aşamadır. Yapılan işleri küçümsememek gerekir. Ancak bu kadar köklü yapıları birden bire tasfiye etmenin güçlülüğünü de herkes bilmelidir. Maksimum sonuç alınabilmesi için hükümet, asker ve yargı arasında daha güçlü bir ittifaka ihtiyaç vardır. Şu aşamadaki ittifak düzeyini yeterli görmüyorum. Ergenekon'un çatısı aldığı darbelerle su akıtmaya başladı, ancak bu çatlakların büyüyerek yapının yerle bir olmasını sağlayabilmesi, sonraki darbelere bağlıdır.

Kaynak: Star