TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın bütçe tasarısıyla ilgili görüşlerini dile getiren Hasip Kaplan, Bakan Güler’e “Seçimler yaklaşıyor. Artık alıştık, her seçim öncesi kasetler çıkıyor. Önümüzdeki seçimler öncesi seks, şantaj kaseti ihtimali var mı? Adana Valisi’nin kasasında bazı kasetler olduğu iddiaları medyada dolaşıyor. Sadece merak ediyorum” sorusunu sordu.

Konuşmasında, JİTEM’in dağıtılıp dağıtılmadığını soran Kaplan, 10 bin dolayında JİTEM personeli olduğu iddiaları doğruysa, bu personelin hangi hizmetlerde kullanıldığının bilinmesi gerektiğini söyledi. Hasip Kaplan, “Suç işlediği ortaya çıkan ancak delilleri karartan, kendini aklayama çalışan bir emniyet personelinin himaye edilmesinin hukuk devletinde olamayacağını” ifade etti. BDP’li Kaplan “Güvenlik bütçeleri ve Diyanet’in bütçesi her yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da önemli ölçüde artırılıyor. Özgürlük, güvenlik ve adalet, silaha ve tespihe bırakılamaz. Hükümet, bu nedenle AB kapısında bekliyor” diye konuştu.

'Devlet, ölü ve dirisinin sayısını bilmiyor'

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da konuşmasında, “Bir devlet düşününki ölüsünün ve dirisinin hesabını, sayısını bilmiyor. İki seçim arasında MERNİS’te farklı, TÜİK’de farklı, YSK’da farklı seçmen sayısı var. Bunlar ufak tefek farklar değil. İki seçim arasında 5-6 milyon seçmen farkı çıkıyor. Böyle olunca da çok ciddi endişelerimiz doğuyor. Açılım-saçılım derken devlet yönetimini unuttunuz” dedi.

Gezi olaylarında yaşandığı gibi her olayda güvenlik güçlerinin cadı avına çıktığını savunan Günal, her türlü teknik donanımı ile halkı gözetleyen bir teşkilatın, Antalya’da bir süre önce şehit edilen polisin failinin bulunamamasının büyük bir çelişki olduğunu savundu. Tabelalardan “T.C” ibaresinin kaldırılmasını Hükümetin asli bir görev edindiğini de iddia eden Günal, “Diyarbakır’da Peşmerge Başı’nın gelmesinden hemen önce tabelalardaki T.C ibaresini kaldırmakla ne mesaj verildiğini kamuoyu merak ediyor” dedi. Sınırlardaki mayınların temizlenmesine de değinen Günal, konuyla ilgili Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal etmesinden sonra, AB desteğiyle bir proje hazırlandığını, oluşturulan bir mayın temizleme ekibinde askerin bulunmadığını savundu ve “Mayınların temizlenmesi işini İsrail olmayınca AB’ye mi verdik? İlk önce temizlenmesi gereken Suriye sınırı yol geçen hanına dönerken Ermenistan sınırından başlıyorsunuz” diye konuştu.