Aslan yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Esenyurt’taki inşaat şantiyesinde yaşanan ve 11 işçinin hayatına malolan çadır yangının, başta inşaat sektörü olmak üzere tüm alanlarda varolan ‘kayıtdışılık’ ve ‘iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinde ihmal’ gerçeğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdiğini kaydetti. Aslan, “Devletin resmi verilerine göre, tüm çalışanların neredeyse yarısı kayıtdışı istihdam edilmektedir. Yasalara uygun çalışan işverenler, işçilerinin sigorta primlerini ve gelir vergilerini ödüyor, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri için ilave harcama yapıyor. Kayıtdışı çalışan işverenler ise, bu maliyetlerden kaçınıyor. Aynı işi yapan, aynı ürünü üreten işverenler arasında, bundan dolayı ciddi bir maliyet farkı oluşuyor. Bu, kelimenin tam anlamıyla haksız rekabettir. Rekabet Kurumu’nun meseleye bu yönüyle müdahil olması gerekir. İstanbul’da yaşanan bu elim olay, hiç değilse kayıtdışılığa ve iş güvenliğindeki vurdumduymazlığa karşı alınacak tedbirler için bir vesile olmalıdır. Ve bilinmelidir ki, kayıtdışılığın panzehiri, örgütlü toplumdur. Örgütlü toplum, aynı zamanda doğrudan denetimdir” ifadelerini kullandı.
-SİGORTA DOLANDIRICILIĞI-
Aslan, hayatının kaybeden 11 işçiden 2’sinin sigorta girişinin öldükleri gece yapıldığını da hatırlatarak, “Bu yapılan, sigorta kurumuna karşı bir dolandırıcılıktır. Kanunun boşluklarından yararlanarak, yasaya karşı hile yapmaktır. Olay sadece ‘gecikme cezası’ veya ‘usul cezası’ ile geçiştirilemez. Çünkü ortada iki yönlü, ağır bir suç bulunmaktadır. Hem sigortasız çalıştırmak suretiyle işçinin hakkı gasp edilmiştir, hem de risk vakaya dönüştükten sonra işçi sigorta edilmiştir. Bu eylemin karşılığı hapis cezası olmalıdır. Yeni Sosyal Güvenlik Yasası hazırlanırken, bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır”dedi.(ANKA